Tutuksuz sanıkların ifade işlemlerinin tamamlanmasının ardından, savunma avukatlarının da faciada ihmalleri olduğu ileri sürülen müvekkillerini savunmak için söz alacak. Bu arada, duruşma boyunca ifade veren sanıkların, hem suçlamaları kabul etmemesi hem de sık sık aşananlar için hayatını kaybetmiş olan başmühendis Mehmet Efe'yi sorumlu tutmaları, işçi ailelerinin tepkisini çekti.

Soma'da geçen 13 Mayıs'ta meydana gelen maden faicasında, hayatını kaybeden 301 işçinin ölümünde kusurları bulunduğu için haklarında, 'olası kastla öldürme', 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama', 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma' suçundan dava açılan 8'i tutuklu 45 sanığın yargılanmasına devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanıklar, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, maden mühendisleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Ertan Ersoy, Maden Mühendisi, emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik'in yanısıra 37 tutuksuz sanıktan 28'i hazır bulundu. Sanık avukatlarının, mağdur avukatlarının ve duruşmaya katılan işçi yakınlarının yerlerini almasının ardından tutuksuz sanıkların ifade alınması işlemine yeniden geçildi. Duruşmayı çeşitli siyasi parti, sendika ve sivil toplum örgütü temsilcileri de izlemeyi sürdürdü. Duruşma için gelen işçi yakınları, arama noktasından geçip mahkemenin görüldüğü salona alındı.

BİNLERCE İŞÇİ İÇİN EN ÖNEMLİ BİRİMLERE TEK SORUMLU

Bu arada ifade veren tutuksuz sanıkların itirafları da mahkemeye damga vurdu. Maden ocağında çalışan binlerce işçinin hayatının söz konusu olduğu birimlerden sorumlu olan mühendisler, bu görevlerini hep tek vardiyada ve tek başlarına yaptıklarını itiraf etti. Havalandırma Mühendisi Fuat Ünal Aydın ile patlatma mühendisi Serkan Kocaman, ocakta sadece gündüz vardiyasında çalıştıklarını gerekli kontrolleri yaptıktan sonra ise diğer vardiyalarda konunun uzmanı olmayan sadece tecrübeleri olan kişilere devrettiklerini anlattı.

Madence işçilerin aldığı her nefesi hesap eden Fuat Ünal Aydın ile dinamitlerin patlatılmasından sorumlu olan Serkan Kocaman, hiç acil durum tatbikatı yapmadıklarını gaz maskelerinin bakımını da kendilerinin yaptırdığını söyledi. İfade veren elektrik mühendisi Ümit Şahin de, yanmaz denilen kablolarında aslında dış bölümünün yandığını sadece metan gazı patlamalarının önlenmesi için kablo içerisinden kıvılcım çıkmasının mümkün olmadığını söyledi. Şahin, ocağın el değiştirmesinin ardından elektrik projesi için ruhsat alındığını ancak bir daha üretim alanı genişlemesine rağmen ne TKİ ne de ilgili başka bir kurumun elektrik projesi istemediğini ifade etti.

SANIK AVUKATLARI DA SAVUNMA YAPACAK

Tutuksuz sanıkların ifade işlemlerinin tamamlanmasın ardından, söz savunma avukatlarına geçecek. Facianın yaşanmasında ihmalleri olduğu ileri sürülen müvekkillerini savunacak olan avukatlar, ellerindeki delilleri de mahkemeye sunmalarının beklendiği açıklandı. Ancak avukatların topçu defteri olarak bilinen dinamit patlatma kayıt defterini, tasnif ettikleri için mahkemeye verip vermeyecekleri konusunda bilgi vermedikleri öğrenildi.

AİLELERİN MEHMET EFE İSYANI

Bu arada, duruşma boyunca ifade veren sanıkların, hem suçlamalar kabul etmemesi hem de sık sık yaşananlar için hayatını kaybetmiş olan başmühendis Mehmet Efe'yi sorumlu tutmaları, işçi ailelerinin tepkisini çekti. Aileler sık sık, "Başka kimse yok mu oğlum?", "Mehmet Efe olmasaydı ne yapacaktınız?" ve "Mehmet Efe yapmıştır" sözleriyle tepkilerini dillendirdi. Tepki verenlerin başında Mehmet Efe'nin babası Resul Efe yeraldı.

"OLAYI AKIN BEY ÇÖZEMEZSE KİMSE ÇÖZEMEZ"

Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 8'i tutuklu 45 sanıklı davanın, Akhisar'da görülen altıncı oturumda, tüm sanıkların ifade işlemleri tamamlandı.

Üretim amiri Fahri Pancar, üretim zorlaması olmadığını, görev yaptıkları alanlardaki dinamit atımından 5 yada 10 dakika sonra tekrar çalışmaya başladıklarını söyledi. Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı'nın, "Hislerinizle mi havanın temizlendiğini anlardınız?" sorusuna ise "Aynen öyle" yanıtını verdi.

Ardından ifadesini veren Hilmi Karakoç, kendisinin gaz ölçümü yapmadığını, yüksek değer çıktığı zaman üretim alanının boşaltmaları için talimat gelmesiyle, boşalttıklarını anlattı.

Ocak içerisinde genellikle PPM değerlerinin ancak dinamit patlatıldığı anlarda yükseldiğini söyleyen sanıklardan Serhat Dinç ise, şöyle konuştu:

"Gaz oranının 50 PPM'in üzerine çıkmasına gerek yoktu. Eğer yangınla ilgili bir sıkıntı var ise, o ayakta üretim hemen durdurulurdu. PMM değerinin sürekli yüksek gösterdiği o ayakta o tarihlerde bir sıkıntı vardı ve sürekli takip altında tutulduğunu biliyorum."

Olayın üstünden 5 gün geçtikten sonra yangının çıktığı bölgeden de geçtiğini ifade eden Serhat Dinç, şöyle devam etti:

"Orada revir kapıları açık kaldığı için kapatma talimatı aldım ve tek başıma gittim. Olay yerinden geçtim. 15 metrelik bir alanda tavanda çökmeler vardı. Ben de 45 metre kadar emekleyerek yürüdükten sonra o bölgeyi geçtim. O bölgede aşırı sıcaklık da vardı. Ben de kendimi halsiz hissettim o anlarda. Zaten kapıları kapattıktan hemen sonra da tekrar döndüm."

Bilirkişilerin olay yerine su birikintilerini geçemedikleri için gitmediklerini bildiğini anlatan Dinç, olayını neden olduğu konusunda ise, "Onu Akın bey çözemezse, biz hiç birimiz çözemeyiz" yanıtını verdi.

"HAFIZA KAYBIM OLDU"

Tutuksuz sanıklardan maden teknikeri Mehmet Uçkun da, genellikle mekanize üretimin yapıldığı A panosunda çalıştığını, gaz maskesinin ise, 2009 yılından bire sadece bir kez bakımdan geçtiğini söyledi. Gaz maskelerinin işçilerin üzerinde olup olmadığını kontrol etmekle görevli olduğunu risk analizlere yapmadığını aktaran Uçkun, mahkeme başkanının bazı bölgelerde karbonmonoksit gazının yüksekliğiyle ilgili sorularına ise, "Olaydan sonra baya hafıza kaybı yaşardım. Pek hatırlamıyorum" dedi.

Sanıklardan maden mühendisi Saltuk Alpdemir, ayakta sıcaklık olduğunu ama kömür üretimini de yaptıklarını söyledi. Mahkeme başkanının 'Neden?' diye sorduğu Saltuk Alpdemir, "Daha büyük biri olay yaşanmaması için sıcak kömürleri de alıyorduk" yanıtını verdi.

"SUSTUK HAKİM BEY, ZATEN SUSTUK"

Sanıklardan vardiya teknikeri Serdar Günay, bazı yerlerdeki sensör değerlerinin yüksek gösterdiğini, buralarda dinamit patlatıldığı için bunların yüksek çıktığını ancak, kömür çıkartılan ayaklarda bu yüksekliklerin bulunmadığını öne sürdü. Yeraltında kendi ölçüm değerlerini yazdırdıklarını, dinamit patlatılması sonrasındaki değerlerin yukarıdan takip edildiğini söyleyen Serdar Günay, şöyle devam etti:

"Emniyetsiz dinamit atımı yapılmazdı. Klasik ayaklarda bazı yerlerde hava akımı iyi olduğu için emniyetçiye gerek olmazdı. Bazı yerlerde 8 saat boyunca dinamit atıldığı da olurdu. Üretim baskısı yoktu. Havalandırma sıkıntısı da yoktu."

Serdar Günay, ayrıca bazı işçilerin amirlere 'gıcık' olduğu için yalan ifade verdiklerini, sınıf arkadaşlarıyla yakınlarının madende hayatını kaybetmesinden dolayı ise, olaydan sonra madene girmediğini anlattı. Tutuksuz sanıklardan Uğur Karabulut ise tam mekanizeyle üretim yapılan bölümde çalıştığı için çok fazla dinamit kullanılmadığını, vardiya başlarında gaz ölçümünün yapıldığını, kontrol yetkisi olmadığı içinde değerlerin yazıldığı defterleri kontrol etmediğini söyledi.

İfadelere tepki gösteren salondaki işçi yakınları, "Ramazan Doğru da ölümcül. Patronlar bakalım sizi ne kadar koruyacak. Doğru yanıt verin" dedi. Mahkeme başkanının 'Susun' çıkışı üzerine bu kez de "Sustuk hakim bey, zaten sustuk" karşılığını verildi. Bir işçi yakını da "Bu anlatılanlardan sonra insanın madende çalışası geliyor" dedi.

İfadelerini tamamlanmasının ardından mahkeme başkanı Aytaç Ballı, üç sanığın da askerde bulunmasından dolayı talimatla ifadelerinin alınacağını açıklayıp duruşmaya ara verdi.