Ali Budak- Köyden kente göçü önlemek için yürürlüğe konulan teşviklere bir yenisini daha ekledi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eşref Fakıbaba, köyüne geri dönen çiftçi ailelere 300 damızlık koyun, koyunlara bakanlara ise asgari ücret üzerinden maaş verileceğini ve sigortasının da yapılacağını söyledi. Bakan, koyunların yem, ilaç, veteriner eksikliklerini de karşılayaklarını tek amaçlarının köyden şehire göçü engellemek olduğunu belirtti.
 

Proje gerçekçi değil!


Henüz ortada herhangi bir proje olmadığını sadece bakanın ortaya bir laf attığını söyleyen TMMOB İzmir Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ferdan Çiftçi, 'Sayın bakan ortaya bir laf attı ancak nasıl yapılacağı yönünde bir bilgi vermedi. 300 koyun verilecek ama bu kadar koyun nereden bulunacak? Bu projeden yararlananlar hangi koşulda geri ödeme yapacak? Bu soruların cevabı yok. Bunun yanında aile başına 300 hayvan demek yüz binlerce hayvan demek. Bir de bu hayvanlar damızlık olarak verilecek! Bu kadar hayvanı bulmak için ithalat mı yapılacak? Ayağı yere basmayan ve gerçeği aykırı olan bir proje. Tabii, bekleyip göreceğiz. 300 küçükbaş hayvan verilmesi o kadar kolay değil. Bu alanda üreticilik yapan çok sayıda çiftçinin 300 hayvanı yok. 50-100 hayvanla bu işi yapan üreticiler var. Proje gerçekçi değil! Zaten proje olup olmadığı da belirsiz. Çünkü ortada sadece bakan açıklaması var. Proje hakkında konuşabilmemiz için ortaya bir şeyler konması gerekir. 300 hayvan bin üreticiye verilse 300 bin yapar. Bu kadar damızlık hayvanı nereden bulacaksınız?' diye konuştu.
 

'Proje uygulanırsa göç engellenir'


Projenin uygunlanmasıyla köylerden büyükşehirlere göçün önüne geçilebileceğini belirten İzmir Ziraat Odası Başkanı İbrahim Erdallı, şöyle konuştu: 'Köylü geçinemediği ve tarımdan da kazanamadığı için büyükşehirlere göçüyor. Eğer bu proje yapılırsa en azından bu engellenir. Bu projeyle köylü kalkınır. Köylü kalkınırsa da ülke kalkınır. Herkese 300 koyun verileceğini zannetmiyorum. Buna bir takım kriterler getirilir. Bana göre, öncelikle pilot uygulama yapılır. Belirlenen il ya da bölgede belirlenen sayıda kişilerle projeye başlanır. Sonuçlarına göre de ülke çapına yayılır. Çünkü hayvancılık ve buna bağlı olarak et ve süt sorunu Türkiye'nin en büyük sorunudur. Bu sorunlar ise ithalatla çözülemez. Umarım bu proje hayata geçirilir. Çünkü proje sayesinde boşalan köyleri yeniden doldurup; küçükbaş hayvan sorunu, et ve süt sorunları çözüme kavuşturulabilir.'
 

Gerçekleşmesi imkansız değil


Proejenin uygulanmasıyla hayvancılıktaki sorunun da çözümü olabileceğine işaret eden İzmir Ticaret Borsası Başkan Yardımcısı Bülent Arman, 'Projeyi yapacağını söyleyen devlet olduğu için yapılması zor değil. Bu bir yerde sermayeye yani işin finansmanına bakıyor. İmkansız ya da yapılamayacak bir proje değil. Projenin gerçekleşmemesi için bir durum yok. Bir de herkese 300 damızlık hayvan verileceğini düşünmüyorum. Onun için şartlar belirlenir. Örneğin, üreticinin arazisine göre hayvan verilebilir. Bu noktada da hayvan sayısı değişir. Herkese 300 koyun verilmez. Proje çok yerinde. Keşke uygulansa. Eğer uygulanırsa da en azından küçükbaş hayvancılıktaki sorun çözülür. Çünkü ciddi sıkıntılar var. Eğer çözüm geliştirilmezse de daha büyük sıkıntılara yol açabilir' dedi.

 

Büyükbaştaki sorun, ithal ve üretimle çözülecek


Büyükbaş hayvancılıkta da sorunların devam ettiğini söyleyen Arman, sözlerini şöyle tamamladı: Büyükbaşta canlı hayvan ithali devam ediyor. Bu ithal içerdeki üretimi de destekliyor. Böyle devam etmesi durumunda ise ülkedeki büyükbaş sorunu ilerleyen zamanlarda çözülebilir. Zaten bu ithalin de devam etmesi gerekiyor. Bir anda kesilirse yine aynı sorunlara yol açar. Şu anda süreç olumlu ilerliyor. Büyükbaşta fiyat ya da üretim sorunu yok. Küöükbaşta ise ciddi sıkıntılar var. Bu proje uygulanırsa da önümüzdeki yıllarda bu sorun da çözülür. Türkiye yeniden hayvancılık alanında kendi kendine yeten bir ülke konumuna gelir.