AKP hükümeti, Bireysel Emeklilik Sistemi (BES)'ne otomatik katılımla ilgili mevzuat değişikliğini hazırladı. BES'te 6 ay zorunluluk öngörülürken, bu kesintiyle birlikte asgari ücretlinin eline geçecek tutar 1007 liraya kadar düşecek. 14 milyon çalışana ilk 6 ay zorunlu olması öngörülen mevzuat değişikliğinde, 10 yılda 100 milyar liranın üzerinde para birikecek. Daha önce biriken fonların da biriktirme konusuyla ilgili olmayan yerlerde kullanan hükümete, biriken bu fonu da ilgisiz yerlerde kullanacağı yönünde eleştiriler getiriliyor. Asgari ücretliyi ise bankaya gittiğinde maaşının bin liraya düşmesi tehlikesi bekliyor.  Daha bir yılı tamamlamadan 300 liranın düşecek olması asgari ücretlileri de düşündürmeye başladı. 

Asgari ücret, hiçbir zaman 1300 lira olmadı

BES kesintisinden önce de asgari ücretin hiçbir zaman 1300 lira olmadığını belirten DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, '7 Haziran'dan sonraki seçim meydanlarında AKP hükümeti asgari ücreti 1300 lira yapacaklarını ama nasıl olacağını açıklamamıştı. Sonrasında asgari ücret 1300 lira diye açıklama yaptılar ama biz de 1170 lira olduğu belirttik. Çalışanlar olarak  vergi kaçakcılığını önlemek adına yıllarca fiş, fatura topladık. Bu Asgari Geçim İndirimi (AGİ) emekçinin hakkıydı. Ancak hükümet asgari ücretin içine hakkımız olan AGİ'yi de kattı. Bunun sonrasında asgari ücretli yıllardır hiçbir şekilde vergi dilimine girmezdi. Fakat 1300 lira olmasından sonra asgari ücretli vergi dilimine sokuldu. Devletin bütün kurumları özelliştirilme adı altında yok pahasına satan ve sonrasında gelir elde edemeyen AKP hükümeti, aynı Osmanlı Devleti'nin halktan topladığı 'Aşar Vergisi' gibi vergilerle saltanatını sürdürmeye çalışıyor. Devlet, hazinenin artması için her alanda, her türlü vergiyi çalışanların sırtına yüklemiş durumda. Asgari ücret 1300 lira olmasına rağmen yıl içinde aldığı maaş toplamı 12 bin 800 lirayı aşanlar vergi dilimine giriyor' ifadelerini kullandı.

AKP kendisi için yeni bir rant alanı açıyor

Yapılan çeşitli düzenlemelerle hükümetin asgari ücretliye 1300 lira yerine 1170 lira verdiğini şimdi de BES ile bunu bin liraya düşürmeye çalıştığını ifade eden Sarı, sözlerini şöyle sürdürdü: AKP hükümeti asgari ücretlilere getirmek istediği zorunlu bireysel emeklilik sigortasıyla SGK'yı ortadan kaldırıp, emekliliği özel sektöre devretmeyi düşünüyor. Emekliliği özel sektöre devrederken de özel sektördeki bireysel emeklilik sigortacılığı yapanları kendi bakanlık bünyesine bağlayıp, rantı kendilerine bağlamak istiyorlar. Yani AKP kendi için yeni bir rant alanı açıyor. Bu yeni rant alanına da 6 ay zorundalık getirilecek. Yani 6 ay boyunca 100 lira kesilecek ve kimse bu uygulamadan çıkamayacak. 14 milyon çalışandan (aslında 24 milyondur. Çünkü genelde kamu kurum ve kuruluşunda çalışanlara getireceklerini söylüyorlar) ilk etapta her ay 100 lira alındığında 10 yılda 100 milyar lirayı aşıyor. Buna da fon diyorlar. Bu fon da belirlenen bakanlığın kontrolüne verilecek. Bu çok açık bir şekilde işçiye ve emekçiye siz yiyemiyorsunuz, verin o parayı biz yiyelim mantığıyla hareket etmektir. Emekçinin elinden zorla hatta gasp ederek parasının alınmasıdır.

SGK geliştirilip, daha iyiye götürülsün

Sarı, yapılmak istenilen uygulamanın Anayasa Mahkemesi'nden döneceğini düşündüklerini belirterek, 'Zaten SGK diye bir kurum var. Doğal olarak bunu geliştirip, daha iyiye götürmek varken böyle bir fonun oluşturulup, böyle bir zorundalığa gidilmesi açık açık gasptır. Yetki gasbı olduğu kadar, emekçinin hakkının da gasbıdır. Bu hükümette hazinesini boşalttığı devletin hazinesini doldurmak için emekçilere saldırıyor. Biz diğer fon sistemlerinin çarçur edildiğini ve farklı şekilde kullanıldığını biliyoruz. Bu fon sisteminin de aynı şekilde kullanılacağını düşünüyoruz. Bu zorundalığın karşısında olacağız ve tavır koyacağız. Ayrıca AKP hükümeti taşerona ve asgari ücretliye kadro sözü verdi ama sözü veren başbakan daha kendi kadrosunu alamadan görevden alındı. Başbakan'ın kadrosu olmadığı ülkede işçini vay haline!' diye konuştu.


Aşar (öşür) Vergisi

Osmanlı döneminde köylülerden, ürettikleri tarım ürünleri için yüzde 10 oranında alınan vergi. Osmanlı Devleti'nin temel gelir kalemini oluşturan vergi, arazi para ile sulanıyorsa yirmide bir oranında verilir. Arazi mahsülleri, buğday, arpa, pirinç, darı, karpuz, hıyar, patlıcan, yonca, zeytin, susam, bal, şeker kamışı ve meyveler gibi mahsüllerdir. Arapça olan 'öşür' sözcüğünün anlamı 'onda bir'dir (1/10). Öşrün çoğulu âşardır. Hububat çeşitlerinden bağ, bahçe, bostan, meyve ağaçlarından ve otlaklardan aynî, nakdî ve maktû olmak üzere üç ayrı biçimde alınmaktadır. Ziraî ürünlerin çeşidi, yetiştirilme usulleri, ziraî toprakların verimliliği ve mahalli özellikler göz önünde bulundurularak 1/3 ile 1/20 arasında değişen oranlarda öşür alındığı görülmektedir. Yüzde 10 olan bu vergi, 1800'lerde artmış ve yüzde 30'ları bulmuştur. Ayrıca, bu verginin ürün çeşidine ve bölgelere göre farklı oranlarda alındığı, zaman zaman yüzde 50'lere vardığı bilinmektedir.