Yasin Çetin - Bankaların tahsilinde zorlandıkları kredi alacaklarını büyük indirimlerle sattıkları varlık yönetim şirketlerinin sert tahsilat yöntemleri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'a mektupla şikayet edildi. Bir varlık yönetim şirketinin şehit babadan kalan miras hakkını alacağa saymasına büyük tepki gösteren devlet memuru, yazdığı mektupta şirketleri şikayet etti. Bu alana da af getirilmesi çağrısında bulundu. Hukukçular da 100 liralık alacağı varlık şirketlerine 30 liraya satan bankaların aynı teklifi borçlulara da sunması gerektiğini belirtiyor.

Ben alamadım, sen tahsil et

Bankalar, tahsilinde zorlandıkları ya da tahsil edilemeyeceğini düşündükleri kredi alacaklarını Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) izniyle kurulan varlık şirketlerine satıyor. Bu sistemde bankalar örneğin 100 liralık alacağını varlık şirketlerine 30 lira karşılığında satıyor. Varlık şirketleri 30 lirayı bankaya ödeyip, 100 liralık alacağı tahsil etmek için kredi borçlusu vatandaş ya da şirketlerin peşine düşüyor. Varlık şirketleri 30 liranın üzerinde gerçekleştirdikleri tahsilattan büyük kazanç sağlarken altında kalmaları halinde de zarara uğruyor.

Yöntemleri tartışılıyor

Varlık şirketleri, devraldıkları kredi borçlarını tahsil edebilmek için borçlular üzerinde çok daha sert tahsilat yöntemleri uygulamaya çalışıyor. Bu şirketlerin en son şehit babadan kalan mirasın peşine düşmesi, adeta bardağı taşıran son damla oldu. Özer Murat Ö. isimli bir vatandaş, 2007 yılında şirketi aracılığıyla bir yerli bankadan kredi aldı. Daha sonra Özer Murat iflas edip borcunu ödeyemez hale gelirken yerli banka yabancı bir bankaya satıldı. İcra takibi başlatan yabancı banka, alacağının önemli bir kısmını tahsil etti, kalanını ise bir varlık yönetim şirketine sattı. Varlık yönetim şirketi tahsilat için her yolu denerken, Özer Murat'ın babası Ankara Kızılay'da 13 Mart 2016'da yapılan terör saldırısında şehit düştü. Varlık şirketi işsiz Özer Murat'tan şehit babasından payına düşecek mirası talep etti.
Varlık şirketinin bu girişimi üzerine harekete geçen RTÜK Uzman Denetçisi Dr. Cengiz Özdiker, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a mektup yazarak, bu sistemin acil olarak masaya yatırılmasını, vatandaşın borçlarına da tıpkı kamu alacağında olduğu gibi af getirilmesini talep etti. Varlık şirketlerinin vatandaşa acımasız davrandığına işaret eden Özdiker, şirketlerin borcu tahsil etmek yerine alacağı uzun süre takipte tutarak borçlulara maddi ve manevi işkence ettikleri şikayetini iletti.
Özdiker, varlık şirketlerinin bankalara borç için ödedikleri cüzi tutarın yüzde 50 fazlasını ödeyen borçluların borçtan kurtulmalarını sağlayacak bir yasal değişikliğe gidilmesini de istedi.

Yasaya uygun olsa da haksız ve hukuksuz

Varlık yönetim şirketlerinin tahsilat yöntemi hukukçuların da tepkisini çekiyor. Uygulamanın yaygınlaştığına dikkat çeken Avukat Arif Ali Cangı uygulamanın yasaya uygun olsa da, haksız ve hukuksuz  olduğunu söyledi. Cangı, konu ile ilgili şunları söyledi: Ne yazık ki bi uygulama yaygınlaştı. Banka açısından zaten uyguladığı faizin yüksek olması nedeniyle bir kayıp söz konusu değil. Toptan olarak alacağı temlik ederek elde edeceğiniz toplu parayla kara geçiyor. Diğer yandan varlık şirketi tahsildarlık yaparak kazanç elde ediyor. Tek kaybeden  ödeme güçlüğü içine giren borçlu.  Alacağı temlik alan varlık şirketlerinin acımasız tahsil uygulamaları çek senet mafyasını aratmıyor. Yapılan yasaya uygun olsa da haksız ve hukuksuz.

Borcu varlık yönetim şirketine satıyorlar

Avukat Eyüp Salih Çolak ise, bankalara sağlanan ayrıcalığın bir benzerinin bankacılık yapacaklarda aranan şartları taşımayan bu şirketlere de sağlanmasının yasalara aykırı olduğunu savundu. Bankaların varlık şirketine alacağını satarken borçluya da aynı teklifin yapılması gerektiğini belirten Çolak, "Bankaya borcunuzu ödeyemiyorsunuz, banka varlık yönetim şirketine çok cüzi bir tutarla bu alacağını satıyor. Oysa vatandaşla aynı tutar üzerinden masaya otursa ya da satışa davet etse vatandaş belki ödeyecek. Oysa 100 liralık borç varlık şirketine 30 lira olarak devrediliyor. Şirket de 30 lira değil, 100 liranın peşine düşüyor. Bu sistem istismardan rant edinmeye dönüşmüş durumda. Zor durumdaki vatandaş üzerinden haksız kazanç sağlanıyor" dedi.