Gamze Geçer- Sudan çıkmış balık gibi olduklarına değinen Mermer, 'Psikolojik travma geçirdik. Bir arkadaşımıza Ankara'da sabah namazına giderken otobüs çarptı. Şöyle düşünün kadrolusunuz. Devlet size kadro verdi. 4\A'lı olduk diye kutlamalar yaptık. İnsanlar kredi çekip ev aldılar. Sonra birden bire 4\C'ye geçince her şey alt üst oldu. Sosyal haklarımız, maaşımız derken haliyle bunalıma girdik. 7-8 arkadaşımız intihar etti. Eşinden boşanan kişiler de oldukça fazla. Babamın da desteği ile 890 TL ile geçimimi sağlamaya başladım. Eşim de ev hanımı, bir tek ben çalışıyorum. Bu süreçten sonra atamam Sağlık Bakanlığı'na yapıldı. Biz şu an var olan Sayın Cumhurbaşkanımızın grup toplantısında söylediği değişime uğramamış 4\B'yi istiyoruz. Bize verilen çakma 4\B'ye geçmek istemiyoruz. Çakma 4\B yerine 4\C'de olmaya razıyız.' dedi.

 

'Üret dediler ürettim'

50 günü aşan Ankara'daki eylemlerde bilfiil etkin bir şekilde rol aldığını belirten Mermer konuşmasına şu şekilde devam etti: O zamanki amacımız 4\C'ye geçmek değildi. Özlük haklarımızı korumaktı. Özelleştirme bizim suçumuz değil. Eylemde sonuna kadar vardım. 4\C kazanımlarımız adına da bir mücadele oldu. Önceden 6 ay çalışma vardı. Maaşlar çok düşüktü. Sosyal hak hiç yoktu. Biz orada eylem sürecinde iken maaşlara zam geldi. Çalışma süreci 10 aya çıktı. 10 aydan sonra verilen destekler ile 11 ay 28 güne çıktı. Ardından da çalışma günümüz 12 aya çıktı. Ama neticeye bakacak olursanız, elimizden alınan çalışma haklarımız bize bir nimet verilircesine geri veriliyor. 20 yıldır çalışırken aldığım tüm sosyal hakları bir kalemde elimizden aldılar. Şimdi bunları küçük küçük hediye verir gibi, 'Size bunu da veriyoruz, şu hakkı da tanıyoruz' diyerek yoktan var etme gibi bir durum ortaya çıkarıyorlar. Ben hep çalıştım. Üret dediler ürettim. Yapacağımız başka da bir şey yoktu. Ama tek suçlu biz olduk. Tekel'i satın alan firma kazandı. Satan devlet kazandı. Tek suçlu işçiymiş gibi bizi kapının önüne koydular. Ne günahımız vardı? Sadece çalıştık.

'İşçiler birlik olmalı'

İşçilerin birbirlerine destek olmadığını da vurgulayan Mermer, 'Ankara eyleminde gördük bunu. Şeker fabrikaları eylem için bize desteğe gelecekti. Özelleştirme süreçleri vardı. Onlara, 'Eyleme katılmayın biz sizin özelleştirmenizi öteleyeceğiz' dediler. Sırf bu öteleme yüzünden eyleme katılmadılar. Ama kaçış yok, özelleştiler. Kömür ve maden ocakları özelleşiyor. Ormanları satıyorlar. Bizim takip ettiğimiz süreç bu şekilde ilerliyor. Tek bir çatı altında olursak güçlü olabiliriz. İşçinin başka bir gücü yok. Ankara'daki eylemde Türkiye genelinde grev kararı aldık. 100 bin kişiydik ve katılım yüzde 5'te kaldı. Bütün olamazsak sesimizi duyuramayız' dedi.    

4/B VE 4/C nedir?

Kamuda 657 sayılı devlet memurları yasasına göre 4A, 4B, 4C ve 4D olmak üzere dört ayrı kategoride çalışan bulunuyor. 4A'lılar iş garantisi bulunan klasik devlet memurlarını kapsıyor. Toplu sözleşme hakları bulunuyor ancak grev hakları bulunmuyor.


4B'liler devletin ihtiyacına göre 12 aylık sözleşme ile alınıyor. Her yıl sözleşmelerinin yenilenmesi gerekiyor. Çalışma koşulları 4A'lılarla aynı olmasına rağmen özlük hakları itibarı ile 5510 sayılı sosyal sigortalar kanununa tabi bulunuyorlar. Bu kapsamda öğretmenler başta olmak üzere doktorlar, hemşireler, laborantlar ile diyanet işleri başkanlığına bağlı vaiz, kuran öğreticisi ve imam gibi çalışanlar bulunuyor.
4C'liler ise daha çok mevsimlik işçilerden oluşuyor. Özelleştirme sonrası işsiz kalanlarda bu kadroya geçebiliyor. Bu kapsamda yaklaşık 100 bin çalışan bulunuyor. Bunlar da uzun süredir daimi devlet işçisi kadrosuna geçmek istiyor.