Ali Budak- Ülkemizde tarımsal desteklerin GSMH’nın binde 5’ini geçmediğini belirten Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ferdan Çiftçi, “Ülkemizin stratejik ürünlerini dikkate alan ve eksiklerimizi gözeten bir üretim planlaması gerçekleştirilmelidir. Yalnızca üretici değil tüm ülke tarım alanındaki sorunlardan pay alıyor. 3 milyon hektarlık tarımsal alanın yaklaşık 30 milyon dekarı kullanılmıyor. Çiftçi kazanmadığı için toprağını işlemekten vazgeçiyor. Desteklemeler yetersiz, girdi maliyetleri çok yüksek. Ülkemizde girdi maliyetleri oldukça yüksek. Girdi maliyetleri konusunda bir destekleme söz konusu değil, mazot pahalı, vergiler yüksek. Çiftçinin üretmeye devam etmesi sağlanmalı fakat bunun için yeterli bir destek yok. Tüm ülke tarım ile ilgili sorunlardan payını alıyor” ifadelerini kullandı.

“Milli tarım projesinde son gaz ithalat yapıyoruz”

Ülkedeki girdi maliyetleri ve diğer sorunlar nedeniyle artık üreticinin kazanamadığını söyleyen Çiftçi, şöyle devam etti: Artık ülkede çiftçi kazanamıyor ve farklı alanlara kaymaya başlıyor. Bunun yanında da herhangi bir destek, üretim planlaması yapılmıyor. Havza bazlı üretim modeli uygulanmaya geçmedi. 2016 yılında, Başbakan Binali Yıldırım tarafından Ödemiş’te ‘Milli Tarım Projesi’ açıklanmıştı. Ne yazık ki, milli tarım politikaları yerine son gaz ithalata gittik. Tüm girdilerimiz ithal; tohum, ilaç, gübre, alet ve ekipmanlar da dahil olmak üzere maliyetler yüksek. Aynı zamanda hayvancılıkta da yem ham maddeleri önemli ölçüde ithalata dayalı. Tarım politikalarının ‘milli’ ve ‘yerli’ ile ilgisi olmadığı çok açıktır.

Tarım politikaları iyileştirilmeli

Havza bazlı üretim modelinin aslında 2009 yılında uygulanmaya başlandığını ve 2016 yılında yeniden şekillendirilerek gerçek anlamda uygulanmadığını ifade eden Çiftçi, “2016 yılında havza bazlı üretim modeline geçiyoruz dendi ancak zaten bu yeni bir model değildi. Havza bazlı üretim modeli 2009 yılında açıklanmıştı. 2016 yılından bu güne dek gerçek bir havza bazlı üretim desteklemesi yapılmamaktadır. Sadece var olan destekler yeniden şekillendirilmiştir. Destekler de aynı zamanda hem nitelik açısından hem nicelik açısından sıkıntılıdır. Miktar olarak yeterli destek verilmiyor. Verilen destekler de bir üretim planlaması aracı olarak kullanılmıyor. Temel aracı üretim planlaması olması gerekir. Üretimimizi sağlıklı bir yapıya kavuşturacak şekilde, ülkemizin stratejik ürünlerini dikkate alan ve eksiklerimizi gözeten bir üretim planlaması gerçekleştirilmelidir. Bunu sağlayabilecek bir destekleme sistemi yapılmalıdır. Destekler zamanında verilmelidir. Zaten, iktidar tarafından çıkarılan tarım kanununa göre; desteklerin, gayri safi milli hasılanın yüzde birinden az olmaması gerekirken destekler binde 5’i geçmiyor. Tarım politikaları iyileştirilmezse üretici üretmekten daha da vazgeçecek” ifadelerini kullandı.