Ali Budak- Ekonomi Bakanlığı destekleriyle NTV, Özgencil Grubu ve Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı tarafından 25-26 Ekim tarihlerinde Swissotel İzmir’de düzenlenen Ege Ekonomik Forum’da ‘Tarihi İpekyolu’ndan Gününüze Ticaret ve Lojistik’ oturumunda, Türkiye’nin lojistik ve denizcilikteki geleceği ele alındı. Hürriyet Gazetesi Yazarı Vahap Munyar’ın yönettiği oturumda, Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, Çin Uzmanı Andrew Leung ve İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk konuştu.


‘Dünya hız çağını yaşıyor’


Dünyada yükün yüzde 88’inin denizyolu ile taşınırken, Türkiye’de yükün yüzde 90’ının karayolu ile taşındığına dikkat çeken Öztürk, ‘Ülkemizin dış ticaretini geliştirmek için bedava otoyol olan denizlerimizden daha fazla yararlanmalıyız. Dünya artık hız çağını yaşıyor. Ne kadar hızlı olursanız o kadar öne geçersiniz. Çin’in Tek Kuşak Tek Yol Projesi’nin Deniz İpekyolu ayağında yer almayı İzmir ve Ege olarak hak ediyoruz. Şangay’dan yola çıkıp Londra’ya giden trene mutlaka binmemiz gerekiyor. Atacağımız adımlarla bu konuda ısrarcı olmalıyız’ dedi.
 

Çandarlı Pire’ye alternatif olmalı


Türkiye’nin Çin ile Avrupa hattında önemli bir uğrak noktası olabilmesi için İzmir limanlarının ve yeni yatırımlarla oluşturulacak Ege Lojistik Bölgesi’nin büyük fırsat sunduğunu belirten Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: Bölgemizdeki bir metrekare rıhtım bile çok değerlidir ve en faydalı şekilde kullanılmalıdır. İzmir Alsancak Limanı’nın Varlık Fonu’na devredilmesi, limanı büyütmeye ve ekipmanı modernize etmeye yönelik yatırımları geciktirmemeli. Aliağa limanları, Anadolu sanayisinin Avrupa’ya çıkışında İstanbul’un en büyük alternatifi haline geldi. Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’ni acilen Aliağa’daki 13 terminale bağlamalıyız. Kuzey Ege Çandarlı Limanı, Türkiye’nin 10 senesinin, hatta 20 senesinin projesi. Çandarlı projesinde geç kaldık. Bu nedenle Çinli konteyner hat işletmecisi Cosco, Yunanistan’ın Pire Limanı’nı 500-600 bin TEU’dan 8 milyon TEU’luk potansiyele çıkarabildi. Çandarlı’nın kıtalararası aktarmak merkezi fonksiyonu şimdilik kenara koyup projeyi zenginleştirmeliyiz. Çandarlı Limanı, her zaman Pire’ye alternatif olmalıdır.
 

‘Ege’yi kimse tutamaz’


Dünyada artık ülkelerin değil bölgelerin, kentlerin, limanların yarıştığını kaydeden Öztürk, ‘Lojistik biliminin gerektirdiği tüm altyapılar, demiryolları, karayolları ile bağlantıları olan, çağdaş sistem ile yönetilen, modern, yeni nesil gemilere en kısa sürede ve yüksek verimde hizmet edecek limanlara ihtiyacımız var. Dünyada artık ülkeler değil bölgeler, kentler, limanlar yarışıyor. Ege’yi bu yarışta öne geçirmek için lojistik avantajlarımızı en iyi şekilde kullanabilmeliyiz. Denizli’deki tekstilci ürünlerini Çeşme’den ro-ro ile, Manisa’daki beyaz eşya üreticisi yükünü, Aydın’daki kuru meyveci incirini, Afyon’daki madenci mermerini İzmir, Aliağa, Dikili, Çeşme veya Çandarlı limanlarından en hızlı ve en düşük maliyetle dünya pazarlarına gönderdiği takdirde, Ege’yi kimse tutamaz’ ifadelerini kullandı.
 

Rekabet dünyasından uzaklaşıyoruz


Oturumda konuşan diğer bir konuşmacı olan EKOL Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul ise serbest bölgelerin durumundan kaynaklı ülke olarak rekabetten uzaklaştığımızı dile getirerek ‘Serbest Bölgeler içersinde en büyüklerden birine sahip olan İzmir’in serbest bölgesi ihracatı yavaşlatmak için kurulmuş gibi saat 17.00’dan sonra formalitelerin yapılmadığı, işlemlerin yapılamadığı mesai ücretlerinin can sıkıcı olduğu bir bölge. Halbuki serbest bölgelerin serbest olması lazım. Serbest bölgeden yükleyen bir Türk aracı gümrüksüz akar yakıt satışı alma imkânından yararlanamıyor. Bu yasağı kendimize koyuyoruz. Kendi ülkemizin koyduğu bir avantajı kendi ülkemizde kurduğumuz serbest bölgeyi kaldıramıyoruz. Bizim bu durumumuzun bizi hızla rekabet dünyasından uzaklaştırıyor’ diye konuştu.
 

Maliyet avantajımız yok


Türkiye’nin ihracat ürünlerini taşımada bir maliyet avantajı elde edemediğini de ifade eden Muslu, Çin ile Türkiye’yi kıyaslayarak, şunları söyledi: Çin’in tamamı tren yolları ile örülmüş durumda. Bizde ise bugün hiçbir ihracat ürünümüzü bırakın yurtdışını yurt içinde dahi bir noktadan noktaya taşıyarak maliyet avantajı elde edemiyoruz.