Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, "Türkiye, Ağustos ayında başlayan ve izleyen aylarda da önemli ölçüde devam eden döviz kuru türbülansının yansımalarını yılın dördüncü çeyreğinde önemli ölçüde hissetmiştir" diye konuştu.

Yorgancılar  "Beraberinde enflasyon ve faiz artışlarını da getiren bu olumsuz süreç, iç talebi baskılayarak yılın son çeyreğinde ekonominin yüzde 3 gibi oldukça yüksek oranda küçülmesine neden olmuştur. Bu oran 2009 yılı ikinci çeyreğinden sonraki en yüksek çeyreklik küçülme oranına karşılık gelmekte" dedi.

Üretim ve ihracat

EBSO Başkanı Ender Yorgancılar, makroekonomik performansın en önemli göstergesi olan büyümenin 2018 yılı son çeyreği ve yılın bütününe ilişkin verilerini değerlendirdi. Yüzde 3'lük küçülme 2008 yılından sonra dördüncü çeyreklerde karşılaşılan ilk küçülme rakamı olduğunu hatırlatan Yorgancılar  "Bunun sonucunda da 2018 yılında yüzde 2,6 ile, 2009 yılındaki yüzde 4,7'lik küçülme çıkarıldığında, 2008 yılından sonraki (binde 8) en yavaş büyüme yaşanmıştır. Ülkemizin lokomotif sektörü olan sanayi ise 2018 yılının son çeyreğinde yüzde 6,4 küçülmüş, yılı ancak yüzde 1,1 büyüme ile kapatmıştır. Gelinen noktada artık hem dünya hem de Türkiye ekonomisi açısından bir dönemin sonuna gelindiği anlaşılmakta. Bu durum ekonomi politikalarında da üretim ve ihracat odaklı paradigmal dönüşüm gereğine işaret etmekte" dedi.

Sektör tepkileri farklı

Ender Yorgancılar, "Ekonomi son çeyrekte yüzde 3 küçülmüş, yıl bütününde ise sadece yüzde 2,6 oranında büyümüştür. 2018 yılı bütününde tarım sektörünün yüzde 1,3, hizmetler sektörünün yüzde 5,6, sanayi sektörünün yüzde 1,1 oranında büyürken, inşaat sektörünün yüzde 1,9 oranında küçüldüğü anlaşılmaktadır. Bu veriler oldukça dengesiz bir büyümeye işaret etmektedir. Makro ekonomik koşullarda yılın ikinci yarısında yaşanan olumsuz gelişmelere sektörlerin farklı tepki verdiği görülmekte" diye konuştu.


'Yeni Yaklaşım' vurgusu

Başkan Yorgancılar öte yandan "2018 yılında harcamalar yönünden gelişmeler incelendiğinde yüzde 2,6'lık büyümede mal ve hizmet ihracatı ile kamu tüketiminin belirleyici olduğu anlaşılmakta. Özel tüketim 2018'de nüfus artış hızının da gerisinde sadece yüzde 1,1 arttı. Dördüncü çeyrekte yüzde 12,9, yılın tamamında yüzde 1,7 oranında gerileyen yatırımlar ise 2018 yılının bu açıdan kayıp bir yıl olduğunu ortaya koymaktadır. Dördüncü çeyrek verileri ise ayrıca özel tüketim ve yatırımlar ile bunlara bağlı olarak ithalatta büyük bir gerilemeye işaret etmektedir. Bu veriler halkın gelirindeki reel gerileme kadar beklentilerdeki bozulmanın da olumsuz gelişmeleri beslediğini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla Türkiye ekonomisinin yeni yaklaşımlara ihtiyacı olduğu bu açıdan da belirginleşmekte" ifadelerini kullandı.

Geçmişten ders alalım   

Ekonomik göstergeler yanında ekonomik faaliyetlerin durumu ve ekonomik aktörlerin beklentilerinin kötüleştiğine dikkat çeken Başkan Yorgancılar şöyle devam etti : "Şimdi geçmişten ders alma, yaşanan olumsuzlukları avantaja çevirme zamanıdır. Artık Türkiye'nin birkaç yıl iç tüketim değil ihracat ile büyümek zorunda olduğu aşikardır. Bu nedenle bir an önce seçim atmosferinden çıkılması, makro ekonomik iklimin güven verir hale getirilmesi ve reel sektörün sanayi ve tarım öncelikli olarak desteklenmesi gerekmektedir."

İnşaat sürdürülebilir değil

Türkiye'nin yeni ve acil bir sanayileşme hamlesi ihtiyacına sürekli vurgu yaptıklarını, inşaatla büyümenin sonsuza kadar devam edemeyeceğini sık sık dile getirdiklerini hatırlatan Yorgancılar "Gelinen nokta bunu bir kez daha perçinlemiştir. Zira sektör son çeyrekte toplamda yüzde 6,4, imalat sanayi özelinde yüzde 7,4 oranında küçülmüştür. Yıllık yüzde 1,1 oranındaki büyüme ise dertlerimize derman olabilecek bir hız değildir. Türkiye'nin sanayi yatırımları ve ihracatla büyümeyi önceleyecek bir stratejiye ihtiyacı bulunmakta" dedi.