Ali Budak- İzmir Ticaret Odası (İTO) tarafından ‘Girişimcilik Sohbetleri’ kapsamında ‘İkinci Kuşak Başarı Hikayesi: Murat Özyeğin Konferansı’ gerçekleştirildi. İZTO’da gerçekleşen konferansa İTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, İTO Yönetim Kurulu üyelerinin yanı sıra girişimciler katıldı. Konferans öncesinde konuşan Demirtaş, 2015 yılında İTO bünyesinde Girişimcilik ve Meslekleri Geliştirme Masası kurduklarını belirterek çok sayıda toplantı, eğitim ve tekinliğe ev sahipliği yaptıklarını kaydetti.

‘İş dünyamızın ve tabii ki ülkemizin hizmetindeyiz’

Oda olarak 2017 yli içerisinde 500 bin lira ödenek ayırarak, 10 yenilikçi proje sahibi girişimciye hibe olarak Inovasyon ve Girişimcilik Teşviği verdiklerini ifade eden Demirtaş, ‘Bunları yaparken en büyük arzumuz İzmir’den başarı hikayeleri çıkarmak. Aynca İzmir Ekonomi Üniversitesi gibi odamızın kurucusu olduğu bir üniversiteye sahip olmamız da elimizi güçlendiriyor. Üniversitemiz TÜSİAD tarafında üst üste 3 yıl ‘En Girişimci Üniversite’ seçildi. Üniversitemiz, Teknoloji Transfer ofisimiz, İzmir Bilimpark’ımız ve yine kurucusu olduğumuz İTOB OSB ile bir dörtgen kurduk. İş dünyamızın ve tabii ki ülkemizin hizmetindeyiz’ dedi.

İş hayatına aile şirketinde başlanmamalı

İZTO Meclis Başkanı Rebii Akdurak modorötörlüğünde gerçekleşen konferansta konuşan Fiba Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Özyeğin ise, şunları söyledi: Gençlerin gelişimi konusunda girişimde yapacak olsalar aile şirketlerinede katılacak da olsalar herhalukarda üniversiteden çıktıkları anda iş tecrübelerine direk aillerinin yanında başlamamaları çok önemli. Çocuklarınız hala üniversiteden mezun olmadıysa gerçekten ilk tecrübelerini sizin yanınızda almasınalr. Çünkü daha objektif olan ve onları eleştirebilecek olan bir ortamda eğitim almaları daha önemli. Bu sayede doğru bir şekilde ödüllendirilebilecekleri ve gerektiğinde cezalandırılabilecekleri bir ortamda olmaları hem ilerisi yani iş dünyasına hazırlanmaları açısından çok önem taşıyor. Bu noktadan baktığımızda girişimcilik de bunun bir parçası olabilir.

‘Girişimcilik, dünyadaki en büyük çarpana sahip olgu’

Grişimciliğin kar topu gibi sürekli büyüyen bir olgu olduğunu belirten Özyeğin, ‘Girişimcilik TÜSİAD’ın da üç yıl önce ana konuları arasına girdi. Bir girişimcilik masası kuruldu. Aynı zamanda İzmir Ticaret Odası’da bu konuyu gündeme aldı. Girişimcilik en küçük olmasının yanı sıra en fazla gelişen de alandır. Zaten şu anda girişimcilik bambaşka bir noktaya geldi. Çünkü bu kadar fazla nüfusu olan ülkede, girişimciliğin önü açılmadan istihdamın artması ve yüzde 20’lerde olan genç işsizliğin önüne geçilme şansı yok. ABD bile son on yılda yaratılmış net istihdamın yüzde 90’nı son on yılda kurulan şirketler sayesinde yarattı. Bu bağlamda sistemin değiştiği bir noktaya geldik. Dünyada verimlilik ve istihdam, artık girişimci yeni şirketler tarafından yaratılıyor. Girişimciliği ise sadece şirket kurup, istihdam yaratmak olarak da görmemek lazım. Aslında girişimcilik sadece bir şirket kurmaktan geçmiyor. Girşimcilik varolan şirket içinde de gerçekleşebilir. Örneğin Finansbank içinde bulunmuş olan enpara.com bir girişimcilik projesidir. Bir kurum içinde dört arkadaşın girişimi ile oluşmuştur. Girişimcilik, dünyada en büyük çarpana sahip olgudur’ ifadelerini kullandı.

Çin pazarından çıkacağız

Fiba Holding’in 2018 yılında çıkmayı düşündüğü bir sektör olmadığını ancak çıkmayı düşündüğü ülke olduğunu söyleyen Özyeğin, şöyle devam etti: Çin’deki şirketimizi satmayı düşünüyoruz.  RES alanında ise büyümeyi planlıyoruz. 350 megavatlık enerji gücümüzü ikiye katlamayı düşünüyoruz. Güneşle ilgili de benzer projelerimiz var. Anadolu’daki birkaç AVM’yi de bünyemize katmayı arzuluyoruz. Zaten bankamız da tekrar hızla büyüyor. Varolan şirketlerimizin yatırım planları da oldukça yoğun. Ağırlıklı olarak onlara odaklanmış durumdayız.

Şirket satmak ayıp değil

Günümüzde şirket satmanın da ayıp olmadığına vurgu yapan Özyeğin, ‘Türkiye’de ağırlıklı olarak biri şirket aldığında ABD ise şirket sattığında alkış alır.   Ben ikisine de en doğrusu demiyorum. Şirket satmak ayıp bir şey değil.  Bazı şirketler sizde olduğundan daha fazla değeri başkaları için ifade ederler. Örneğin, Kumport Limanı’nı aldık bir yere getirdik. Sonrasında da sattık. Çünkü artık o kadar büyümüştü ki 250 bin TEU’ya almıştık bir milyon 250 bin TEU’ya da sattık. Artık o iş beş katına çıkmıştı. Bu ise o işin gömleğinin bizi aştığını gösteriyordu’ ifadelerini kullandı.