İşçilerin çalışma koşulları ve sahip olduğu haklarla ilgili olarak yapılan düzenlemeler sonrasında işçilerin çalıştıkları işyerlerinde işveren gözetiminde bulundukları bir zamanda yaşadıkları her türlü fiziksel ve ruhsal zararın iş kazası olarak değerlendirilmesi söz konusu oluyor. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında tanımlanmış olan iş kazalarının ortaya çıkması da belirli şartlara bağlanmıştır. Buna göre işçinin yaşamış olduğu kaza olarak nitelendirilecek zararın mutlaka işveren ya da ona bağlı çalışan bir şef veya amir tarafından verilen bir görev sırasında gerçekleşmiş olması gerekiyor. Çalışanın işyerinde bulunduğu zamanda uğradığı zararların tümü iş kazasının kapsamına dahil edilirken aynı zamanda işveren yönlendirmesi ile işyeri dışındaki görevi sırasında da zarara uğrayan kişilerin tazminat hakları doğmaktadır. Çalışanların işyerlerine ulaşımlarını sağlarken ya da işten çıkıp evlerine dönerken taşıtlarda yaşadıkları zararlar da iş kazası niteliği taşımaktadır. İş kazalarında kadınlar için ayrıca emzirme için verilen süt izin saatlerinde karşılaşılan zararlarda da kişilerin iş kazası tazminat davası açma yoluyla hukuki haklarını kullanması mümkün oluyor.

İş kazaları ile ilgili bilinen en büyük yanlışlardan biri eğer işverenler önlem almışsa işyerinde yaşanan kazaların iş kazasının nitelikleri taşımayacağı ve bu kapsamda değerlendirilmeyeceği ile ilgili olmasıdır. Bu konuda kesin bir şekilde kişilerin işyerinde herhangi bir önlem alınmış olmasına rağmen de zarara uğraması tazminat davası açmasına olanak sağlayabiliyor. Örneğin, deprem, yangın, yıldırım çarpması gibi doğa olayları ile işyerindeki çalışma faaliyeti içinde karşılaşılması halinde de kişilerin uğradıkları zararlara bağlı olarak tazminat alması mümkün olabiliyor. Burada kritik nokta mahkemenin gerçekleşen doğa olayı ile işçinin uğradığı zarar arasında kurabildiği nedensellik ilkesinin mümkün olmasıdır.

Her ne kadar İş Kanunu içerisinde ayrıca belirtilmemiş olmasa da iş kazaları ile ilgili hususlar kanunda belirtilen işverenin çalışanlarla ilgili olarak ortaya koyması gereken sağlık ve güvenlik önlemleri sorumluluğunu yerine getirmesi kapsamında değerlendirilebilir.


İş Kazası Tazminatı Almak için Ne Yapılmalı?

İş kazaları ile karşılaşan kişilerin hakları olan tazminat bedellerine sahip olması ancak bazı şartları yerine getirmeleri halinde mümkün olmaktadır. Kişinin iş kazasının sonrasında yaşamış olduğu her türlü zararın karşılanması fikrinden hareketle yola çıkıldığı için iş kazalarında maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunulması söz konusu olabiliyor. Doğrudan beden bütünlüğüne zarar verecek şekilde zarar gören kişilerin ilk aşamada maddi zararlarının karşılanması adına maddi tazminat açmaya yönelmesi yerinde bir karar olacaktır. İş kazalarında tazminat almada kişilerin hakkını bilmesinin gerekliliği kadar aynı zamanda doğru bir dava süreci geçirmek de önemlidir. Bu konuda iş hukuku alanında uzman bir avukat ile çözüm bulunabilir. Ankara avukat olarak İlkay Hukuk Bürosu bu konularda gerekli tüm bilgi ve tecrübelere fazlasıyla sahiptir.


İş Kazası Sonrası Maddi Tazminat Davası

Kişiler iş kazaları ile karşılaştıktan sonra bir süre çalışamazlar. Hatta bu süreler çok ciddi iş kazalarının yaşanması halinde kişilerin ömürlerinin sonuna kadar çalışamaması durumunu da ortaya çıkarabilmektedir. Bu durumda yaşanılan büyük maddi zararın telafi edilmesi adına maddi tazminatlar kişilerin harcama yaptıkları tedavi giderleri, yaşadıkları kazanç kayıpları gerekçe gösterilerek geçmişe yönelik olarak talep edilebiliyor. Buna ek olarak beden bütünlüğünün bozulduğu, uzuv kayıplarının söz konusu olduğu durumlarda ise çalışma gücünden yoksun kalma ya da performans düşüklüğü sebebiyle de tazminat talebinde bulunmak mümkün olmaktadır.

Eğer işçiler iş kazası tazminat davası sürecini maddi tazminat davaları olarak yürütüyorlarsa ve sosyal sigorta kurumları tarafından söz konusu olan rakamların ödenmesi mümkün değilse bu durumda işveren tarafından tazminatların kalan kısımlarının ödenmesine karar verilebilmektedir.

İş Kazası Sonrası Manevi Tazminat Davası

İş kazalarını yaşayan kişiler sadece vücut bütünlüğünü bozan ya da buna zarar veren durumlarla karşılaşmamaktadır. Buna ek olarak kişilerin hayatını kaybettikleri iş kazası halleri de söz konusu olabiliyor. Bu tür durumlarda çalışanın yakınlarının tazminat talebinde bulunması hakkı ortaya çıkmaktadır. Hayatını kaybeden kişinin yakınlarının tazminat talebinde bulunması yaşadıkları derin acı ve kederden kaynaklanarak talep edilebilmektedir. Belirlenen miktarlar sonrasında yaşanılan acının mümkün olduğu kadar giderilmesi sağlanır. Manevi tazminat davalarını aynı zamanda çok ağır iş kazalarının ardından yüksek oranda zarara uğramış kişiler de talep edebiliyor.


İş Kazası Tazminat Davalarında Zamanaşımı Süreleri

İş kazasının yaşandığı andan itibaren kişilerin 10 yıllık süre içinde tazminat talepleri ile birlikte mahkemeye başvurarak dava açma haklarını kullanmaları gerekiyor.

Ölümlü İş Kazalarında Tazminat Hakkı

Ne kadar istenmeyen durumlar olsa da iş kazaları sonrasında hayatını kaybeden kişilerin sayısı her geçen gün büyük bir hızla artmaktadır. Bilinçsizlikler sonucunda bu kayıpların ardından kişilerin tazminat haklarını kullanmaları ile hukuki yollara başvurmaları engellenmeye çalışılmakta ve kan parası adı altında tazminat bedellerinin çok altında rakamların ortada dolaşması söz konusu olmaktadır. Eğer bir iş kazası ölümle sonuçlanmışsa bu durumda ölen işçinin yakınlarının tazminat alma hakkı doğmaktadır. Kişinin yaşadığı süreçte bakımını üstlendiği ve destek gösterdiği bu kişilerin destekten yoksun kalma gerekçesi ile dava açması söz konusu oluyor. Bu nedenle kişinin sadece birinci dereceden yakınları olan kişilerin ötesinde bakımını üstlenmiş olduğu nişanlısı gibi kişilerin de tazminat hakkına sahip olması söz konusu olmaktadır.

İş Kazası Tazminat Davası için Avukat

İş kazaları sonrasında tazminat davasının açılması söz konusu olduğunda kişilerin haklarını en iyi şekilde korumaları ve mümkün olduğu kadar yüksek bedelli tazminat davalarını açabilmeleri için bir avukatla birlikte süreci yönetmeleri isabetli olacaktır. Özellikle iş hukuku alanında kazalar ve meslek hastalıkları ile ilgili olarak uzmanlığa sahip olan avukat hizmeti veren kişilerle kişilerin yasal tazminat haklarının korunması yönelik olarak bir sürecin yönetilmesi mümkün oluyor.