Ali Budak- Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan inşaat sektöründeki demir fiyatlarının yüksek olması ve demir bulunamama sorunu sürüyor. Hükümet, demir üreticilerinin hurda fiyatlarındaki artış sonrası fiyatlarda artış yaptıklarını söylemesi üzerine ekonomideki lokomotif sektörüne destek olmak adına demir ithalatındaki yüzde 40'lık vergiyi yüzde 5'e düşürdü. Ancak bu da işe yaramadı. Demir fiyatları hala yüksekliğini koruyor.

Geçen ay İtalya'dan Cezayir pazarı için üretilen 80 bin ton civarında kalitesiz ürünün denetlenmeden Türkiye pazarına girdiğini söyleyen Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan, 'Kalitesiz ürünler bir ay önce Türkiye'ye geldi. Bir hafta içinde 80 bin ton çeliğin girmesi çok büyük bir orandır. Biz sorunu gümrüklere bildirene kadar ürün pazara girmişti. Denetimler artmazsa kalitesiz ürünler Türkiye'ye gelmeye devam edecek. Mayıs ayında inşaat demiri ithalatına uygulanmakta olan gümrük vergisi oranları düşürüldü. Çelik hangi ülkeye ihraç edilecekse ona göre sertifikalandırılır ve başka bir ülkeye satamazsınız. İtalya, Cezayir pazarı için ürettiği ürünü Türkiye'ye sattı. Türkiye çelikte ihtiyacın üç katı üretim kapasitesine sahip. Demir fiyatlarının artması, Türkiye pazarına has bir durum değil. Fiyatlar dünya ile aynı oranda artıyor. Ürün 320 dolara iken iyi de 450 dolara çıkınca niye şikayet ediliyor. Fiyat düşünce kimsenin şikayeti olmadı. İnşaat çeliği konusunda suni bir ortam oluşturuldu ve bunun faturasını sektör olarak biz ödedik' diye konuştu.
 

İthal edilen demirler bir yıldan eski


TÇÜD'ün açıklamasına göre haziran ayının ilk haftasında, Türkiye'nin değişik limanlarına Cezayir'in AFNOR standardına göre üretilmiş, her bir gemide 5 bin ton ile 20 bin ton arasında değişen, İtalya menşeli, TS 708 standardına uygun olmayan, sertifikasız, bir yıldan fazla bekletilmiş ve paslanmış inşaat demirinin indirildiği görülüyor. Yalnızca çelik sanayiini baltalamakla kalmayıp, aynı zamanda dünyanın en büyük ikinci inşaat demiri ihracatçısı olan ve deprem bölgesinde bulunması nedeniyle, belirli standartlarda inşaat demiri kullanma yükümlülüğünün bulunduğu Türkiye'de, tüketicilerin güvenliğini de göz ardı eden bu ve benzeri durumların önlenmesi gerekiyor.
 

Lokomotif sektör inşaat


Demir krizinin hala devam ettiğini ve İtalya'dan ithal edilen demirlerin kalitesiz olduğunu yönelik çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığını ifade eden Gözde İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Kalı, 'Avrupa'da üretilen demirin kalitesiz olması gibi bir durum söz konusu olamaz. Dünya standartları diye bir durum var. Üretilen her şeyin bir standardı olması gerekiyor. Bunlar spekülatif bir hareket. Demir üreticileri hala buna direniyor. Hükümet önlem almaya çalışırken üreticiler fiyatlarını 200 lira daha arttırdı. Bu konuda nasıl bir yol izleneceği da bilinmiyor. Örneğin, et fiyatlarında et ithalatı yapıldı ama fiyatlar daha da yükseldi. Demirde yaşanan sıkıntıda bu geçerli.

İnşaatçıların toplu bir hareketinin söz konusu olamayacağını çünkü böyle bir hareketin ülke ekonomisine ciddi zararlar vereceğini vurgulayan Kalı, şöyle devam etti: Bu konuda hükümetin çözüm odaklı bir tavır alması gerekiyor. Bu son derece önem taşıyor. Piyasayı düzenlemesi gereken hükümettir. Yani demir fiyatlarını arttıracak ne oldu? Ne yaşandı? Artması gerekiyor muydu? Ya da hangi gerekçelerle arttı? Bu sorulara cevap verilmesi gerekiyor. Hem çimento hem de demirde dönem dönem yapılan bu tür spekülatif hareketler ile sektör zor duruma sokuluyor. Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörü inşaattır. Demir ve çimento ise inşaat sektörünün lokomotif iki girdisi. İnşaatta 500 kalem girdi maliyeti varsa bu maliyetin yüzde 40'ını bu iki kalem oluşturuyor. O nedenle de buna çözüm oluşturulması gerekiyor.
 


'Hepimiz aynı gemideyiz'


'Bu spekülatif hareketi iyi niyetli bulmuyorum' diyen Kalı, 'Sektörde her zaman birbirimize lazım olacağız. Dolayısıyla bu denge gözetilmeli. Üreticilerin bu dengeyi gözetmesi konusunda hükümetin de birtakım çalışmalarda bulunması gerekiyor. Bunun dışında hükümetin demir ithalatında daha hızlı ve daha tonajlı hamle yapmasını bekliyoruz. İnşaat sektörü ekonomimiz açısından son derece önem taşıyor. Yapılacak en küçük hata sektörün yavaşlamasına hatta durmasına yol açabilir. Yavaşlama olursa da bu sadece inşaatta olmaz. Türkiye'nin bütün girdilerinde yavaşlama olur. Hepimiz aynı gemideyiz. Bu ülkenin ekonomisi iyiye giderse hepimiz iyiye, kötüye giderse hepimiz kötüye gideceğiz. Sadece demir-çelik sektörü iyiye ya da kötüye gitmez. Bunun bilincinde olmak gerekiyor' dedi.


Çürük demir gümrükten geçmez


Hükümetin yüzde 40 olan demir ithalat vergisini yüzde 5'e düşürmesinin piyasaları rahatlattığını söyleyen Müteahhitler Federasyonu Başkanı Necip Nasır, şunları söyledi: Bu çok olumlu bir hareketti. Ancak demir fiyatlarındaki yükselme devam etti. Sonrasında 80 bin ton demir ithal edildi. Bu ithalat hakkında da kalitesiz diye algı yaratılmaya çalışılması tamamen spekülasyondur. Gümrükten geçen bir maldan bahsediyoruz. Bunun bir sürü denetimi var. Çürük demiri gümrükten geçiremezsiniz. Zaten çürük demirin şantiyede kullanılması imkansız. Bir sürü testi olan süreç hakkında böyle açıklamalarda bulunmak spekülatiftir. Hepsinin yanı sıra çürük demir ithalatı riskine zaten ithalatçı girmez. Eğer demir fiyatlarında düşüş olmazsa demir ithalatı devam edecek. 80 bin ton geldi ve bir yüz 80 bin ton daha ithal edilir.  
 

Dünyadaki demir fiyatları artmadı


Üreticilerin hurda maliyetlerinin arttığını ve bu nedenle demir fiyatlarına zam yaptıklarını ancak bunun gerçeği yansıtmadığına dikkat çeken Müteahhitler Federasyonu Başkanı Necip Nasır, 'Demirin üretim maliyeti sonrası bin 300 ve bin 400 liraya çok rahat kazanabilen üreticiler fiyatları bir anda 2 bin yüz liraların üstüne çıkardı. Neden olarak da hurda fiyatlarındaki artış gösterildi. Ancak bu, gerçeği yansıtmıyor. Hurda demire yapılan küçük çapta zam sonrası demire yapılan yüzde 50'nin üzerindeki zam tamamen spekülatif bir hareketti. Çünkü dünyadaki demir fiyatları artmadı' ifadelerini kullandı.