Yalçıntaş, 1 Temmuz'da yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ile getirilen kefalette eşin rızasına yönelik düzenlemenin uygulamada sıkıntı doğurabileceğini belirtti. Yalçıntaş, Kanunun 584'üncü maddesine göre, mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça eşlerden birinin, örneğin bir banka kredisine kefil olacağı zaman, diğerinin yazılı rızasını alması gerektiğini kaydetti.
Yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte bankaların, yaptıkları yeni kefalet sözleşmelerinde bu hükmü uyguladıklarını belirten Yalçıntaş, "Bankalar mevcut bir ticari kredi için daha önceden tahsis edilen limitin kullandırılması durumunda bile, müşterilerine yeni kredi sözleşmesi imzalatmakta ve eşlerden de kefalete rıza gösterdiklerine dair imza istenmekte" dedi. Yalçıntaş, şu ifadeleri kullandı:
"Ticari kredi almak için eşlerden kefalete rıza verilmesi konusunun sıkıntılara sebep olacağı kanaatindeyim. Eşlerden birisi ticaretle iştigal ederken, diyelim diğerinin hiç ilişkisi yok. Bu durumda, kefalete izin vermesi konusunda izin istenen eş, alışık olmadığından hayır diyebilir. Öte yandan aile şirketlerinde, kendi şirketinin borcuna şahsen kefil olmak isteyen şirket ortakları yönünden eşin rızasının alınması zorunluluğu daha ağır sonuçlar doğuracaktır."
Yalçıntaş, "Bu kanun, ne yazık ki tüm evli tüm tacirleri zora sokacak gibi görünüyor. Mesela, kefalete rızası istenen eşin kendi adına malı varsa, kefalete rıza talebi o eşlerde çok önemli endişe ve kararsızlığa sebep olacak. Hele acil kredi durumunda, stresli bir işadamının eşinden kefalete imza talebinin nerelere varabileceğiyle ilgili olarak hiç de iyimser değilim" dedi. Yalçıntaş, daha şimdiden sorunlara ve endişelere sebep olan bu kanunun bir an evvel gözden geçirilmesinin ticari hayatın sağlıklı sürmesi için çok önemli olduğunu kaydetti.