Merkez Bankası'nın Enflasyon Raporu 2016-II Tanıtım Toplantısı Hilton Bomonti Bosphorus'ta yapıldı. Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, burada yaptığı konuşmada, dünyada volatilitenin bir miktar önünün alındığını ve ivmelenme görüldüğünü belirtti. İvmelenmenin belli adımları gerekli kıldığını anlatan Çetinkaya, şöyle devam etti:

“Marjinal fonlama faizini Mart ayında 25 baz puan, Nisan ayında ise 50 baz puan düşürerek sadeleşme yönünde ölçülü adımlar attık. Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını ve gecelik borç alma faizini ise sırasıyla yüzde 7,5 ve yüzde 7,25 oranlarında sabit tuttuk. Merkez Bankası fonlaması bu dönemde ağırlıklı olarak bir hafta vadeli repo ihaleleriyle yapılmaya devam ederken, marjinal fonlamanın payı yüksek seviyesini korudu. 2016 yılı Şubat ayında yüzde 9,1 seviyesine ulaşan ağırlıklı ortalama fonlama faizi Nisan ayı itibari ile yüzde 8,6 seviyesine geriledi. Bankalararası gecelik repo faizleri de koridorun üst bandında gerçekleştirilen toplam 75 baz puanlık indirime paralel olarak düşüş gösterdi. Önemle vurgulamak isterim ki, önümüzdeki dönemde para politikası duruşu enflasyon görünümüne bağlı olmaya devam edecektir. Merkez Bankası olarak enflasyon beklentilerini, fiyatlama davranışlarını ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeleri dikkate alarak para politikasındaki sıkı duruşumuzu gerekli gördüğümüz süre boyunca koruyacağız.”

Kredilerin büyüme oranının 2016 ilk 3 ayında yüzde 10,9’a gerilediğine işaret eden Çetinkaya, şunları söyledi:

“Bu dönemde 2014 yılı başından itibaren olduğu gibi ticari krediler tüketici kredilerine göre daha yüksek bir oranda büyümeye devam etti. Kredi büyümesi ve kompozisyonundaki bu gelişmeler bir yandan dengelenme sürecine ve finansal istikrara katkı verirken, diğer yandan enflasyon üzerindeki maliyet yönlü baskıları sınırlayıcı yönde etki yapıyor. 13 haftalık ortalamaların yıllıklandırılmış büyüme hızlarına baktığımızda hem ticari kredilerde hem de tüketici kredilerinde büyüme eğilimlerinin 2016 yılı başından itibaren bir toparlanma sergilediğini görüyoruz. Tüketici kredilerinin risk ağırlıklarına dair yapılan düzenlemeler, ücret gelişmeleri ve finansal koşullarda yaşanan iyileşmeler önümüzdeki dönemde kredi büyümesine olumlu yapabilir. Bununla birlikte, sıkı para politikası duruşumuzun ve makro ihtiyati politika çerçevesinin katkısıyla yıllık kredi büyüme hızlarının makul düzeylerde seyretmeye devam edeceğini öngörüyoruz.”

Tüketici enflasyonunun Ocak ayı öngörülerinin altında geldiğine temas eden Murat Çetinkaya, bu tabloda gıda fiyatlarının belirgin gerilemesinin, kırmızı et ile ilgili tedbirlerin payı bulunduğunu vurguladı. Büyümede iç talebin ağırlığının arttığını savunan Merkez Bankası Başkanı, ayrıca şu açıklamalarda bulundu:

“2016 yılı geneline ilişkin talep görünümünü değerlendirdiğimizde iktisadi faaliyetin 2015 yılına kıyasla bir miktar daha güçlü olmasını bekliyoruz. Küresel kriz sonrası gözlenen güçlü istihdam performansı ve asgari ücrette 2016 yılı başında yapılan artışın etkileriyle gelir kanalının iç talebi destekleyeceğini öngörüyoruz. Yurtiçi belirsizliklerin 2015 yılına göre azalması da tüketici ve yatırımcı güveninin iyileşmesi yoluyla, güven kanalından iç talebe katkı verebilir. Küresel oynaklıklardaki azalmanın sürmesi ve küresel finansal koşullarda yaşanan iyileşme, yurtiçi finansal koşulları da olumlu etkiliyor. Bu gelişmeler doğrultusunda, önümüzdeki dönemde gelir ve güven kanalları ile finansal koşulların iç talebi desteklemesini bekliyoruz. Dış talebe ilişkin jeopolitik gelişmeler ve zayıflayan küresel büyüme kaynaklı riskler devam ederken hizmet ihracatına yönelik aşağı yönlü riskler de yakın dönemde belirginleşti. Bununla birlikte, Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisi güçlenerek sürüyor. Özetle; 2016 yılında iç talebin 2015 yılına kıyasla bir miktar güçlenmesini, dış talebin ise jeopolitik risklerin varlığına karşın Avrupa Birliği talebi kaynaklı toparlanma eğilimi sergilemesini bekliyoruz. Süregelen makro ihtiyati politika tedbirlerinin ve dış ticaret hadlerindeki olumlu gelişmelerin katkısı ile cari dengede gözlenen iyileşme eğiliminin devam edeceğini öngörüyoruz. Cari açıktaki düşüşün sürmesi ve güçlü kamu maliyesi ise olası şoklara karşı ekonomi politikalarının dengeleyici yönde hareket edebilmesi açısından alan oluşturuyor.”

Konuşmasında enflasyon ile ilgili öngörülerini de paylaşan Çetinkaya, ham petrol fiyatının 40 dolar; gıda enflasyonunun 2016 için yüzde 9, ve 2017 için yüzde 8 olacağı tahmininde bulundu. Enflasyon ile ilgili tahminlerini koruduklarının altını çizen Murat Çetinkaya, “Enflasyonun yüzde 5’lik hedefe kademeli olarak yakınsayacağını; 2016 yılında yüzde 7,5’e; 2017 yılında ise yüzde 6’ya geriledikten sonra 2018 yılında yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını öngörüyoruz. Bu çerçevede enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, orta noktası yüzde 7,5 olmak üzere 2016 yılı sonunda yüzde 6,3 ile yüzde 8,7 aralığında, 2017 yılı sonunda ise orta noktası yüzde 6 olmak üzere yüzde 4,2 ile yüzde 7,8 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Çetinkaya, sözlerini şöyle tamamladı:

“Ocak Enflasyon Raporu sonrası dönemde Türk Lirası istikrarlı bir seyir izlerken, petrol fiyatları bir miktar yükselmiş, ithalat fiyatları ise sınırlı oranda gerilemiştir. Bu çerçevede, Türk Lirası cinsi ithalat fiyatlarının enflasyon tahminlerinde değişime yol açabilecek bir etkisi ortaya çıkmamıştır. Gıda fiyatlarının katkısı ile tüketici enflasyonunun kısa vadede düşmeye devam edeceğini öngörüyoruz. Daha sonra baz etkileri kaynaklı yükselmesi beklenen enflasyonun, yılın ikinci yarısında dalgalı bir seyir izleyerek 2016 yılı sonunda yüzde 7,5 seviyesinde gerçekleşeceği tahmin ediyoruz. Gıda fiyatlarındaki oynaklıklar dikkate alınarak gıda enflasyonu varsayımları korunmakla birlikte, bu kalem kaynaklı yıl sonu enflasyon tahmini üzerinde aşağı yönlü risklerin bulunduğu belirtilmelidir.”