Aykut Polatlı-Et fiyatlarındaki artışın önüne geçmek ve enflasyona olan etkisini azaltmak için ek tedbirler arayan hükümet, sığır ithalatı için Brezilya'dan sonra Kolombiya ile de görüşme başlattı. Konuyu değerlendiren İzmir Veterinerler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Özdemir, "Hayvancılık ülkesi iken yurtdışından et ve hayvan ithal etmenin gündeme gelmesi üzücü" derken İzmir Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Özer Türer, büyük ithalatçı firma ve et sanayicileri güdümüyle lobi yaparak rant elde edilmek istendiğine dikkat çekti.

Türkiye 2010 ve 2011 yıllarında olduğu gibi Kurban Bayramı öncesi hayvan sayısının yetersiz olduğu ve et fiyatlarının Avrupa'nın çok üzerinde seyrettiği gerekçesi ile Brezilya'dan canlı sığır ithal edecek. Brezilya sığırı "damızlık" olarak değil, istenildiği an kesime yapılmak üzere "besilik" olarak getirilecek. İki ülkenin tarım bakanlıkları canlı hayvanların alınıp satılabilmesi için gerekli orijin ve veteriner sağlık sertifikası konusunda uzlaşma sağladı. Uzlaşmanın ardından alınan karar, resmi organlar aracılığı ile de duyuruldu.

Et ihtiyacını karşılamak isteyen Türkiye, geçtiğimiz günlerde kırmızı ette yıl sonuna kadar 30 bin tonluk kota açmış ve gümrük vergisini sıfırlamıştı. Ülkede kırmızı et fiyatlarının artması ve büyükbaş hayvan sayısındaki azalma Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nı harekete geçirdi. Geçtiğimiz yıl 50 bin büyükbaş hayvan ithal eden Türkiye, daha çok Avusturya, Belçika, ABD ve Almanya'dan hayvan alımı yapıyor. Geçtiğimiz yıllarda Latin Amerika ülkelerinden Angus ithal etmeye başlayan Türkiye, yapılan anlaşmayla birlikte bu coğrafyadan yeni bir partner daha edindi. Çiftliklerinde 200 milyon büyükbaş hayvan barındıran Brezilya, dünyanın ikinci büyük sığır üreticisi konumunda. Dünyaya kırmızı et ihraç eden ve 2004 yılından bu yana sektörde dünya lideri olan Brezilya'nın toplam pazar payı yüzde 30 civarında. 180 ülkeye satış yapan Güney Amerika ülkesinin en büyük müşterileri arasında Avrupa Birliği, Hong Kong, Rusya ve Arap ülkeleri yer alıyor. Brezilya canlı hayvan borsasında fiyatlar günlük değişmekte olup 1.000 adet üzerinden yapılan satışlarda 400 kilo civarındaki sığırlara ortalama 900-1000 dolar fiyat biçiliyor.


Özdemir: Türkiye için çok üzücü

İzmir Veterinerler Odası, yaklaşan Kurban Bayramı dolayısıyla artan fiyatlara önlem olarak canlı sığır ithalatına yönelik kararı yanlış bir uygulama olarak değerlendirdi. Görüşlerini aldığımız İzmir Veterinerler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Özdemir, Türkiye'nin tarım ve hayvancılık politikasının baştan sona yanlış olduğunu belirtti. Hayvancılık ve doğal çevrenin birbiriyle bağlantılı olduğunu söyleyen Özdemir, hayvan yetiştiriciliğinin düşüşünde meraların yok olması ve yem fiyatlarındaki artışın etkili olduğunun altını çizdi.

İzmir Veterinerler Odası Başkanı Özdemir, Türkiye'nin hayvancılık politikasını eleştirerek, "Hayvancılık ülkesi iken yurtdışından ithal et ve hayvanın gündeme gelmesi üzücü. Yıllardır yapılan yanlış uygulamaların sonucu bu. Çayır ve meralarımız daraldı. 1990'larda 24 milyar hektar olan çayır ve meralarımız 9-10 milyar hektara düşmüş durumda. Hayvancılık çayır ve meralarda yapılırken kapalı sistemde yapılmaya başlandı. Bu tür hayvancılıkta da hazır ithal yem kullanılıyor. Yem fiyatlarının yüzde 50'si ithal. Birçok ülkeden girdi yapıyoruz. Samanı bile ithal ediyoruz. Ekili alanlarımız bu kadar azalmasaydı kendi ihtiyacımızı karşılayacak kadar hayvan üretecektik" diye konuştu.


İthal edeceklerine KDV'yi azaltsınlar

İthalatın halka daha ucuz et yedirebilmek amacıyla yapıldığını söyleyen Özdemir, bu durumun bir çelişkiyi de doğurduğunu belirterek, etteki KDV'ye dikkat çekti. Özdemir, 'İthalattan bahsediliyor ama tüketicinin alacağı ette KDV oranı yüksek. Eğer bu durum düzelmezse ne kadar ithalat yapılırsa yapılsın, biz eti hiçbir zaman düşük fiyata yiyemeyeceğiz. Tüketicinin kullandığı etteki KDV yüzde bire inmediği sürece ve hayvancılık desteklemeleri artmadığı sürece tüketiciler olarak biz eti ucuza alamayacağız' dedi.


Halk sağlığı riski söz konusu

İthal canlı hayvan alımının sağlık bakımından birtakım riskleri de içinde taşıdığını söyleyen Özdemir, Türkiye'de kaçak hayvancılığın hala çok yaygın olarak yapıldığını belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: İthalatın yasaklanmasındaki bir neden deli dana hastalığı idi geçmişte. İthal et ve hayvan yasaklanmıştı. Ancak şimdi bakanlık tekrar kontrollü şekilde yapıldığını ifade etse de ne olduğunu bilmediğimiz ya da ne durumda olduğunu bilmediğimiz hayvanlar girebilir. Komşu ülkelerden kaçak hayvan girişini de engellemiş durumda değiliz. Hayvanlarda şap ve tüberküloz çok yaygın. istenildiği kadar aşı yapılsın yeterli değil. Sınırdan girişler olduğu sürece ülkemizi bu hastalıklardan koruyamayacağız. Halk sağlığı riski söz konusu.


'Çare ithalatta değil, koyun ve keçi etinde'

İzmir Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Özer Türer, yetiştirici ve besicileri fırsatçılıkla suçlayan çevrelerin, büyük ithalatçı firmalar ve et sanayicileri güdümüyle lobi yaparak sadece rant elde etmek için ithalatın önünü açmak istediklerini kaydetti.
Türk halkının ithal ve endüstriyel ete mahkum edilme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu savunan Türer, Anadolu kültürü ve Türk mutfağının öz değeri olan koyun ve keçi etinin kırmızı et üretiminde dışa bağımlılığı azaltacak yegane seçenek olduğunu söyledi. Bazı sanayicilerin üreticiyi fırsatçılıkla suçladığına dikkat çeken Türer, "Üretici olmadan çark dönmez. Birkaç kişinin hatasını tüm üreticilere mal ederek "Besiciler ve üreticiler fırsatçılık yapmaktadır" şeklindeki söylemler haksızlıktır. Ülkeye yakın zamanda 140 bine yakın ithal hayvan girdi. Biliniyor ki bu hayvanlar besi sürelerinin sonuna yaklaştı ve kesime hazır sayılırlar. Bu hayvanlar kesime gönderilip üzerine et ithalatı gerçekleşirse kırmızı et üretimi sekteye uğrayacaktır. Sanayiciler üreticiye sahip çıkacakken hakarete varan suçlamalarda bulunulması Mustafa Kemal Atatürk'ün "Üreten Türk köylüsü bu milletin efendisidir." sözünü hiçe sayan niteliktedir. Türkiye mera haritası küçükbaşa daha uygun. Koyun ve keçi eti içerdiği besin değerleri açısından her yaş grubuna hitap ediyor. Küçükbaş hayvancılık geliştikçe büyükbaş fiyatları da regüle olacaktır. Tüm bu artılar yanında sadece sanayici için ticareti kolay olduğundan tamamen büyükbaş hayvan etine yönelmek doğru değildir" dedi.

'Koyun ve keçi etini gündeme alın'

Türkiye'deki beslenme alışkanlığının önceki yıllardan itibaren koyun ve keçi etinden dana etine kaymasının da fiyat artışında etkili olduğunu söyleyen Özer Türer, "Kuzu ve keçi eti geleneğimizde var. Küçükbaş hayvancılığın % 95'i doğal meralarda beslenen sertifikasız organik diyebileceğimiz şekilde gerçekleştiriliyor. Avrupa'da genel kırmızı et tüketiminin % 60'ı domuz etinden karşılanmakta. Ülkemizde kırmızı et ihtiyacının karşılanması için domuza alternatif olacak ürün, geleneksel lezzetimiz koyun ve keçi etidir. Küçükbaş hayvan eti tüketiminde artış sağlanmadığı takdirde ithalat ülke gündeminde hep var olacak, kırmızı et fiyatlarında yükselişin de önüne geçilemeyecek. Hayvan ithalatının ülke gündeminden çıkması için küçükbaş hayvan eti tüketiminin mutlaka artması gerek." dedi.