EBSO mayıs ayı meclis toplantısında konuşan Yorgancılar, dünyada bilim ve teknoloji alanında yapılan hamleleri 4. sanayi devrimi olarak tanımladı. Türkiye’nin bu gelişmeleri yakından takip etmesi gerektiğini belirterek, “Dünyada 4. sanayi devrimi konuşuluyor, maalesef biz bunu hiç gündeme getirmedik. Bizim, bununla ilgili neler yapılabileceğini konuşmamız lazım. Bu sistemin içerisinde mutlaka olmamız gerekiyor. Aksi halde gelişmiş ülkelerle aramızdaki fark daha da artacak, hattâ bu fark, gün gelecek kapanılmaz bir seviyeye gelecek.” dedi.

Makine ithalatçısı ve ihracatçısı olan Türkiye’de yerli makinelerin yeterince akıllı denebilecek yapıda olmadığına dikkat çeken Yorgancılar, şöyle devam etti: “Katetmemiz gereken yolumuz da çok fazla. O nedenle işe eğitimle başlamalı ve gelecekte mekatronik, robotik, bilgi teknolojileri ve otobiyonik gibi mesleklerin ön plana çıkacağını dikkate alarak, eğitim sistemimizi ivedilikle yeniden kurgulamalıyız. Türkiye bugün orta gelirli ekonomiler arasında yer almaktadır. Yüksek gelirli ekonomiler arasına girmek istiyorsak, yüksek teknolojili üretime hızla geçiş yapmak zorundayız. 4. sanayi devrimi de bu gecikmenin ne kadar hızlı olması gerektiğini bizlere açıkça göstermektedir. Türkiye’nin orta gelirden yüksek gelir seviyesine çıkabilmesi ise ancak sanayi üretimindeki teknoloji kullanma yoğunluğu ve yüksek katma değerli ürünleri arttırması ile mümkün olacaktır.”

‘TEKNOLOJİK ÜRÜNLERDE AÇIK VERİYORUZ’

Ender Yorgancılar, Türkiye’nin 2003-2014 yılları arasında düşük ve orta düşük teknolojili ürünlerde 90 milyar dolar dış ticaret fazlası verirken yüksek ve orta yüksek teknolojili alanlarda 438 milyar dolar dış ticaret açığı olduğuna dikkat çekti. Yorgancılar, “Yüksek ve orta yüksek teknoloji aleyhine oluşan bu durum, neden teknoloji seviyesinin arttırılması gerektiğinin cevabıdır. Teknoloji seviyesi arttıkça gelir artmakta, ücretler artmakta, refah artmakta, bu da tasarrufların artmasına yardımcı olmaktadır. Teknolojik dönüşüme neden ihtiyaç duyduğumuz ve firmalarımızın neden ar-ge’ye önem ve öncelik vermeleri gerektiğini, kârlılık oranlarından da çok net görebilmekteyiz.” diye konuştu.

‘BOSTANLI'DAKİ YATIK BİNALAR RİSKLİ İLAN EDİLDİ’

EBSO’nun mayıs ayı misafiri olan İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Selahattin Varan ise Karşıyaka ilçesi Bostanlı’daki 126 daireli 10 yatık binanın dönüşümünün gündemlerinde olduğunu, bölgenin riskli ilan edildiğini kaydetti. Bostanlı'da zemin sıkıntısı sebebiyle yan yatan binalarla ilgili bilgi veren Varan, “Orası bizim gündemimizde hala önemini koruyor. Bölgeyi riskli alan ilan ettik ama vatandaş direniyor ve riskli yapı tespiti yaptırmıyor. Onlar buna karar vermedikten sonra bizim buraları yıkmamız mümkün değil.” diye konuştu. Plansız şehirleşmede Türkiye'deki en önemli yerlerden birinin İzmir olduğunu, bina yaş ortalamasının 25 yıl ve üzeri olduğunu sözlerine ekleyen İl Müdürü Varan, şunları kaydetti: “Büyükşehir Belediyesi, tüm bölgelerde proje yapma yetkisine sahip. İlçe belediyelerle anlaşma yaparak bu çalışmaları sürdürüyor ama Büyükşehir’in yaptığı proje, bizimkilerin üçte birine denk geliyor.” İzmir’in tamamen deprem bölgesi olduğunu hatırlatan Varan, 14 bin 500 konutun yıkılması gerektiğini aktardı. İş dünyasına da çağrıda bulunan Selahattin Varan, “Biz bu makus talihimizi yenip dönüşümü hızlandıralım. Mahalleliyle anlaşma yapın ve bu alan 10 bin metrekarenin üzerinde olsun, biz de sizlerle birlikte bu dönüşümü yapalım.” ifadelerini kullandı. Çok yüksek bina yapmak istemediklerini, zemin+5 kattan fazla yapıya sıcak bakmadıklarını belirten Varan, spesifik olarak kat artışlarının yapılabileceğini açıkladı.

İÇTEN’E SERT TEPKİ

Bu arada EBSO Başkanı Yorgancılar, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten’in, İzmir ve İzmirlilerle ilgili sözlerine de sert cevap verdi: “Keşke bunları yüzümüze söyleyebilme cesaretini gösterseydi. Ne kadar iyi eğitim alırsanız alın, ağzınızdan çıkacak lafı bilmeniz lazım. Bir milletvekili kalktı, ‘İzmir Haşhaşilerin başkenti.’ dedi. Hanımefendilerimize, bayanlarımıza ağzına geleni söyledi. Keşke bunları tweetlerle değil de burada bizim yüzümüze söyleyebilme cesareti gösterseydi.” İçten’in bir tweetinde, "Boşanmanın en çok olduğu yer İzmir." yazdığına dikkat çeken Yorgancılar, “Bunu söylemek kimsenin haddi de hakkı da değil. Kendisini buradan kınıyorum. Bu lafı, bir İzmirli olarak kabul etmediğimi ve aynen iade ettiğimi söylüyorum.” ifadelerini kullandı.