Ali Budak- Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından Haziran ayına ilişkin enflasyon oranlarının açıklanmasının ardından yaptığı değerlendirmede, yeni ekonomi yönetiminin öncelikle bir enflasyonla mücadele programı açıklaması gerektiğini vurguladı. Yorgancılar “Türkiye’de enflasyon kontrolden çıkmış, yaygınlaşmış ve açılan enflasyon sürecine girilmiş izlenimi vermektedir. Bunun yanında stagflasyonist eğilimlerin güçlendiği de açıktır. Bilindiği gibi ÜFE enflasyonunun TÜFE enflasyonundan daha yüksek olması ile ekonominin yavaşlaması ve işsizlik artışıyla birleştiğinde stagflayondan bahsedilmektedir. İlk koşul gerçekleşmiştir. Yılın üçüncü çeyreği ve sonrasında ekonominin yavaşlaması kaçınılmaz görünmektedir. Bunun da işsizliği artırması söz konusu olacaktır” diye konuştu.   

Enflasyonda acı rekorlar kırıldı

Haziran ayında tüketici enflasyonunun aylık bazda yüzde 2,61 oranında artarak yıllık bazda yüzde 15,39 seviyesine yükseldiğini kaydeden Yorgancılar, şöyle devam etti: Üretici enflasyonunu sadece sanayi ürünleri için ölçen Yİ-ÜFE ise aylık bazda yüzde 3,03 gibi çok yüksek oranda artış kaydetmiş ve böylece Yİ-ÜFE enflasyonu son bir yılda yüzde 23,71 seviyesine ulaşmıştır. TÜFE’de Haziran ayında karşılaşılan enflasyon 2001 yılından sonraki yani son 17 yılın en yüksek Haziran ayı enflasyonudur. Ayrıca TÜFE enflasyonu aylık bazda 80 ayın, yıllık bazda ise son 173 ayın rekorudur. Dolayısıyla halkın karşılaştığı enflasyonda acı rekorlar kırılmıştır.  

Maliyet- talep enflasyonu tehlikesi

Geldiğimiz noktada ise enflasyonun zirveye yükseldiğini ve düşmeye başlayacağını söylemenin mümkün görünmediğini vurgulayan Yorgancılar, üretici fiyatlarında görülen ve yıllık bazda yüzde 24’e dayanan yüksek artışların perakendeye yansıması halinde tüketici enflasyonun daha da artmasının söz konusu olabileceğini kaydederek, “Nitekim, Mayıs ayındaki yüzde 3,79 düzeyindeki ÜFE enflasyonu Haziran ayında TÜFE’ye belirgin bir şekilde yansımıştır. Enerji fiyatlarında ertelenen artışların devreye alınması durumunda bu yansıma daha da belirginleşecektir. Kuşkusuz yüksek enflasyon yüksek ücret artışları talebini beraberinde getirecek, bu talebin karşılanması ölçüsünde de Türkiye maliyet-talep enflasyonu sarmalına girebilecektir” ifadelerini kullandı. 

Kurlarda istikrar sağlanmalı

Merkez Bankası’nın üzerindeki yükün, geç kalmışlığının da etkisiyle, daha da arttığına dikkat çeken Yorgancılar, sözlerini şöyle tamamladı: Bu koşullarda yeni faiz artışları gündeme gelebilir. Bunun halen yüzde 24-25 aralığına yükselen kredi faizlerinin daha da yükselmesine neden olarak önce firmaların finansman maliyetlerini, ardından da maliyet enflasyonunu körüklemesi mümkün olacaktır. Ayrıca, enflasyonun sadece gıda fiyat artışları ile açıklanabilecek boyutları geçtiği görülmektedir. Zira, enflasyon kur artışları ve dünya emtia fiyatlarındaki artıştan da beslenmektedir. Geldiğimiz noktada sanayicimiz ihracatta da zorlanacaktır. Bu nedenle kurlarda istikrarın sağlanmasına öncelik verilmesi, ardından iç talebin yavaşlatılması ve sonuçta da iç talep değil dış talep ile büyüme patikasına girilmesi gerekmektedir. Ekonomide birikmiş bir faturanın varlığı açıktır. Bunun adil dağıtılması uygun olacaktır. Yeni ekonomi yönetiminin ilk işi de bir enflasyonla mücadele programı açıklamaktır.