Türkiye ekonomisinin fay hatlarında ilave enerji birikimi olduğunu ileri süren Yorgancılar, “Büyüme, dış ticaret, işsizlik, enflasyon, faiz oranları, döviz kurları gibi temel ekonomik göstergelerde yaşanan gelişmeler, Türkiye'nin 3-4 ay öncesinden çok farklı bir iklimde bulunduğunu ortaya koymaktadır. Değişen ve zorlaşan iklime rağmen ekonomiyi hala gündemin 2., hatta 3. sırasında tutmak ekonomik birimlerde algı ve önlem gecikmesi yaratabilir. Bu da telafisi imkansız maliyetleri ekonominin sırtına yükleyebilir. Türkiye, hem dış dengeleri hem de büyüme hedefleri açısından ihracat motorunu hızla devreye almak zorundadır. Tek motorlu, yani sadece iç talep ile istenen oranda büyümek de zorlaşmıştır.” diye konuştu.

"DÖVİZDEKİ İSTİKRARSIZLIK CİDDİ ZARARA YOL AÇABİLİR"


Yorgancılar, 2012 yılına göre 2013 yılının ilk yarısında ihracat artışı yüzde 13,3'ten yüzde 1,3'e düşerken, ithalatın yüzde 7,2 oranında arttığını, cari açıkta da yüzde 19 oranında artış yaşandığını kaydetti. Yorgancılar, ülkenin toplamda 445 milyar dolarlık döviz pozisyonu açığı olması nedeniyle döviz kuru istikrarsızlığından ciddi zararlar görebileceğini söyledi. Mart ayında 168 milyar dolar ile tarihi zirvesine ulaşan sıcak para stokunun, temmuz ayı sonunda 28 milyar dolar gerileyerek 140 milyar dolara düştüğünü aktaran Yorgancılar, şöyle devam etti: “Cari açık, mayıs ve haziran aylarında yabancı sermaye girişi ile finanse edilemedi. Finansman için ulusal rezervler kullanılmaya başlandı ve Merkez Bankası’nın, döviz kurlarındaki yükselişi durdurmak amacıyla yaptığı müdahaleler sonucunda döviz rezervlerinde önemli oranda erime meydana geldi. Bütün bunların sonucu olarak hem faizlerde hem de döviz kurlarında önemli artışlar yaşandığı görülüyor.”

"YÜZDE 4 BÜYÜME HIZINI YAKALAMAK ZORLAŞTI"


EBSO Başkanı Ender Yorgancılar, bu gelişmeler çerçevesinde, yüzde 4 olan büyüme hızının yakalanmasının oldukça zorlaştığını savunarak; işsizlikte yeniden artış trendine girilebileceğini, enflasyon oranlarının bir süre daha yüksek seyredeceğini, faiz oranlarındaki artışın tersine dönmesinin zaman alacağını, bu nedenle kredilere bağlı olarak kısmen canlı görünen iç talepte de ivme kaybı yaşanacağını söylemenin mümkün olduğunu ifade etti.

Böylesi bir dönemde mal ve hizmet ihracatı gibi asli döviz kaynaklarının öneminin daha da arttığına işaret eden Yorgancılar, "Türkiye, ayağını yorganına göre uzatmamanın bedelini ödüyor. Döviz rezervlerinin ve dolayısıyla ihracatın çok önemli olduğu bir döneme giriyoruz. Ancak, bazı komşularımızdaki ve genel olarak Orta Doğu'daki sorunlar ihracatı zorluyor. Kurlardaki artış tek başına ihracat artışı için yeterli değil. Çünkü yüksek ithal girdi bağımlılığı nedeniyle kurlardaki artış ithal girdi maliyetlerini de artırıyor. Finansman maliyetlerimiz arttı. Bu durumda enerji üzerindeki yüklerin azaltılması ve Eximbank kredilerinin daha uygun koşullarda verilmesi gerekiyor. Bunlar yapılırsa iç talebin yanında ihracat artışı da büyümeye destek verecektir." değerlendirmesinde bulundu.