Toplam 452 milyon dolar ve 797 milyon eurodan oluşan kredinin toplam maliyeti bir yıl vadede ABD Doları için LIBOR+130 baz puan ve Euro için EURIBOR+120 baz puan olarak gerçekleşti.

Konuya ilişkin açıklama yapan Ziraat Bankası Hazine Yönetimi ve Uluslararası Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Bilgehan Kuru, “Türkiye’nin 2017 yılını yüzde 7.4 gibi oldukça yüksek bir büyüme ile tamamlayan ülkemizin önümüzdeki yıllarda da güçlü ekonomik büyümesinin devamı için Ziraat Bankası olarak reel sektöre ve ülkenin tasarruf dengesine olan katkımızı sürdürüyor olacağız” dedi ve ekledi:

“Nisan ayında vadesi gelen bir milyar dolar tutarındaki sendikasyon kredimizi önemli oranda artan katılım tutarı ile toplamda bir milyar 440 milyon dolar olarak yenilemiş bulunuyoruz.

“Mevduat dışı kaynaklarımızın çeşitlendirilmesi ve dış ticaretin finansmanında piyasa payımızın arttırılması hedefi kapsamında 2013 yılında 700 milyon dolar ile başladığımız sendikasyon kredimizi böylece iki katına yükseltmiş olduk.

“Ayrıca bu borçlanma bugüne kadar tek seferde bir Türk bankasının sağladığı en yüksek tutarlı sendikasyon kredisi oldu. 452 milyon dolar ve 797 milyon euro’dan oluşan kredinin toplam maliyeti bir yıl vadede dolar için LIBOR+130 baz puan ve euro için EURIBOR+120 baz puan olarak gerçekleşti.

Kredilerdeki istikrarlı büyümemizin yanında dış ticaret işlemlerinde son beş yılda dörde katlanan bir hacim ve piyasa payı yakalamış bulunuyoruz. Sağlanan bu sendikasyon kredisinin de desteği ile dış ticaretin finansmanında elde ettiğimiz bu ivmeyi sürdürüyor olacağız. Geçen yıl 41 bankadan sağlanan kredi bu sene 44 bankadan daha yüksek tutarda ve daha düşük marj ile temin edilmiştir. Söz konusu koşullarla sağlanan kaynak son dönemde gözlenen rekabetçi uluslararası piyasa koşullarında dahi yurtdışı bankalarla uzun yıllardır güçlenerek devam eden işbirliğimizin, Bankamıza ve Türk bankacılık sektörüne duyulan güvenin eseridir.

“Söz konusu sendikasyon kredisi, Türk bankacılık sektörünün yurtdışından kaynak temin etme noktasında sorunla karşılaşmadan borçlanabildiği, uluslararası yatırımcıların ülkemiz ekonomisine güvenini sürdürdükleri, bankacılık sektörü ve ülkemize yatırımların devam ettiğinin önemli bir göstergesidir.“