Son zamanlarda, kendini 'gurme' olarak tanıtan tüm kişiler, 'zeytinyağı' konusunda uzman oldular. Aldıkları paranın hakkını vermek için öylesine anılar anlatıyorlar ki, bunların sayıları da her geçen gün artıyor. Nasılsa 'taşra' sayılan yerlerde halk cahil...
Açık söylüyorum, bunlar insanı çıldırtacak cinsten. Türkiye'de zeytin yağcılar birbirini iyi tanır...
Hatta Mustafa Alhat'ın da kurucularından olduğu 'Zeytindostu Derneği' de İzmir'de kuruldu, Türkiye değil dünyaca ünlü oldu. Bu işten anlayanlar mutlaka bu derneğin üyesi...

En önemli bilirkişi!

Şimdi size, 'En iyi zeytinyağı hangisidir?' sorusunun yanıtını bir hikâye olarak uzmanının ağzından paylaşacağım...
Ömrü, yağcılıkla geçenlerden, üretici, sanayici, ihracatçı, hatta bunların başkanı olarak çeşitli sıfatları bulunan Ali Güreli'nin ağzından, 'yılbaşı hikâyesi' olarak, affına sığınarak vereceğim...
Herhalde Ali Güreli'nin ağzından dinleyeceğimiz bu hikâyeden, siz de çok pay çıkarırsınız?

Gülelim mi, ağlayalım mı?

Altı yedi sene önce zeytinyağı hasat şenliklerinde en ön sırada oturup gezgin, gurme, 'amiral gemisi' denen gazetede yazı yazan, haber kanallarından birinde 'Nerede ne yenir?' programı yapan bir zattan dinlemiştim, 'En iyi yağ nerede üretilir?' hikayesini.
'En iyi yağı; şuradaki dağda zeytinleri olan, bir terzi arkadaşım var, o üretir' dedi ve anlattı:
'Biz' dedi, 'Gece 01 - 03 arası atlıyoruz bir jipe, çıkıyoruz bunun zeytinlerine! Ay ışında topluyoruz  zeytinleri, atıyoruz tulum gibi bir şeyin içine, geliyoruz bunun dükkana, bu asıyor tulumu tavandaki bir çengele, altta bir kap, o tulumdan tıp tıp tıp zeytinyağı damlıyor, işte dünyadaki en iyi yağ o!
'Ben' dedi, 'Çok meraklısıyım bu işin' ve 'Bir zeytinyağı aşığıyım!' diye ilave etti.
Yine en ön sırada eski ve yeni TÜSİAD Başkanları (kimi yağcı, kimi oralı, vali filan) kimse önce bir şey, demedi.
Sonra, bazısı duymamış gibi yaptı, bazısı başka yere baktı, ama kimse çıkıp 'Birader gece o saatte, o karanlık dağlarda projektörle mi topladın o zeytinleri ?', ya da, 'Bak dayıcım, arka sıralarda üreticiler oturuyor, onlar bilir, geceleri o zeytinlerin içinde hırsızlık olmasın, ya da domuz filan girmesin!' diye atlı, silahlı Çiftçi Malları Koruma denen bekçiler dolaşır, 'Şanslısın o zifiri karanlıkta, seni domuz sanıp vurmadı!' demedi .
Hiç kimse çıkıp, 'Ulan bu herif böyle bir şey anlatsın, diye hem para veriyorsunuz hem herif bizle kafa yapıyor?' da demedi.
Sadece panelden sonra, aralarında; 'Amma salladı top sakallı herif!' filan deyip gülüştüler. Zira adamın anlatacağı hikâyenin hiç bir önemi yoktu!
Yani adam, 'En iyi zeytinyağı sabaha karşı anadan doğma, çırılçıplak toplayacağınız zeytinden elde edilendir!' dese de olurdu. Yeter ki o gazetede bu kasabayı yazsın, zeytinyağını yazsın...
E, bir de kendini davet eden odanın, bir kaç yk. üyesi ve zarif eşini yazdı mı 'para helaldi' zaten.
Bu bir garip, mazoşistçe duygu!..
Böyle hüdayı nabit kendi kendine uzman insanların cebine 'hem para koyup' ,hem 'yalan dolan hikayelerini' dinleyip, hem size işinizi öğretmelerine (hatta hayatı) sağlayacaklarını ümit ettiğiniz küçücük bir fayda için sabretmek, alttan almak vs.
Yaptığı 'Nerede ne yiyelim?' programını seyrederken alt çenesine akan yağlar, ağzında yemek varken konuşan ve sizi görüntüsü ile yemek yemekten ikrah ettiren bir tombik öğretti bize, 'en iyi yağ,ay ışığı vs .'
Bu  arada Ali Güreli Bey yazısına iki de fotoğraf eklemiş ve şu satırları yazmış:
'İyi yağ önemli, ilk fotoğraf Küçük Emrah iyi yağ yerken, diğeri Küçük Emrah'ın ucuz diye karışık yağ yedikten sonraki hali!...'

Anımsatmakta yarar var

Bu arada ben de bir anımsatma yapayım...
Yazarlarımızdan Gülseren E. Yeniçay büyüğümüz bir ara Ayvalık'ta düzenlenen 'Zeytin Hasadı' şenliklerini anlatmış ve anlı şanlı yazarlardan alıntı yaparak okuyucularımızla paylaşmıştı...
Bölge insanı Ali Güreli beyin belirttiği gibi, hemen herkesin sadece ve sadece Türkiye çapındaki büyük firmaların sahiplerinin evlerinde verdikleri davetleri, yediklerini içtiklerini anlattıklarını ve ne zeytin üreticisinin ne de Ayvalık halkının sorunlarından bir cümle ile bile söz etmediklerini örnekleriyle dillendirmişti.

DİP EKSPRES

Milyonlarca çalışan BES'lenecek!

Milyonlarca çalışanın Otomatik Katılım Sistemi'yle dahil olduğu BES, 2019 yılında yeni bir boyut kazanıyor. 1 Ocak 2019 itibarıyla 5-9 çalışana sahip 283 bin şirket BES'e dahil oluyor. Nisan 2019'da ise 2017 yılında BES'ten ayrılan milyonlarca çalışan tekrar sisteme katılıyor. Çalışan sayısından bağımsız tüm şirketlerin BES'e otomatik katılım süreçlerini kolaylaştıran firmalar da bulunuyor. Otomatik Katılım Sistemi, çalışan sayısına göre kademeli olarak hayata geçirilmiş olacak. Buna ek olarak, mevzuat gereği BES'ten ayrılan çalışanlar 2 yılda bir yeniden otomatik olarak sisteme dahil edildiğinden, 2017'de sistemden ayrılan yaklaşık 7,7 milyon sigortalı çalışan, 2019 yılı Nisan ayında yeniden otomatik BES'e dahil olacak.