Yıllar önce, 2000 yılında, Asya Pasifik Kanserden Korunma Organizasyonunun (APOCP) kurucu delegesi olarak Thailand'a gittim. Benimle birlikte 49 delegeden oluşan ilk APOCP toplantısı. Her delege Dünya Sağlık Örgütü'nün referansıyla bir araya getirilmiş. Organizasyonun adından da anlaşılacağı üzere hedefin yakınında uzağında, insanları kanserden korumak var. Çoğu delege zeytin ağaçlarımızın bolluğu nedeniyle ülkemiz insanlarını çok şanslı bulduklarını ifade etti. 'Ülkem de farkında' diyebilmeyi çok isterdim. Diyemedim. Halk farkındaydı ama yönetenler değildi. Ne dün farkında oldular ne de bugün. 
Yıl 2008, İzmir'de APOCP işbirliğiyle Uluslararası Gıda, Beslenme ve Kanser Sempozyumu düzenledik. Ana konu 'kanserin kontrolünde yeni stratejiler'. Logomuz 'zeytin yaprağı'. Bunca methiye almışken zeytin ağaçlarımız nedeniyle hakkını vermek gerekirdi. Biz de vermeye çalıştık. Logomuz, ana sponsor (Kristal Yağ) tarafından katılımcılara dağıtılan zeytinyağımız, kanserden korunmada etkili gıdalar arasında zeytin ve zeytinyağına ağırlık verdiğimiz panel, konferans ve bildirilerle.  

Dün büyüklerimiz anlatırdı zeytin ağaçlarımızın sökülüp başka ülkelere nasıl da göç ettirildiğini. Karşılığında margarinin ülkemize nasıl da allanıp pullanarak göç getirildiğini. Onlar şanslıydı. Ağacın meyvesinden, yağından yararlanıp şifa buldular. Bizler şanssızdık. Margarine alıştırılarak sağlığımızı kaybettik. Hatta öyle ki tereyağının bile adı anılmaz oldu. Bir zamanların mis gibi kokan tereyağı! Doğal (hormonsuz) beslenen hayvanların sütünden katkı maddesi kullanmaksızın elde edilen tereyağı unutturuldu. Varsa yoksa margarin.
Kahvaltı yaparken ekmek üstü sürüldü. Yemek yaparken tencereye atıldı. Löp! Löp! Hele ki çorba, makarna ve pilav onsuz hiç yapılmadı. Yedi ceddi ecdadından dolayı (taşıdığı genler nedeniyle) kalp damar hastalıklarına yatkın olanlar (risk grubu) daha çok etkilendi. Hastalığı erken fark edilmeyenlerin çoğu kalp krizine yenik düştü. Zemin kaygan olunca (hastalığa yatkınlık), yanlış beslenmenin zararlı etkilerinden kaçınmak zorlaşır. Havadan nem kapar insanoğlu bu tip durumlarda tabiri caizse.

Bugün biz anlatır olduk zeytin ağaçlarımızın kesilip yok edildiğini. Sökülüp göç ettirildiğini bile değil. 'Başkalarına can oldu' der teselli bulurduk hiç olmazsa. Organ nakli misali! Onu da diyemedik. Tam tamına 6000 ağacı kesip yok ettik. Termik santrale can olsun. Termik santral de can alsın diye. Bu gidişle ne meyvesi kalacak, ne de yağı zeytinin. Üstelik İnsan sağlığına bu denli yararı varken yaprağının, yağının meyvesinin.

'Akdeniz Usulü Beslenme' isimli kitap var elimde. Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) yayını! Tıp, beslenme diyetetik, gıda mühendisliği, su ürünleri, ziraat mühendisliği, sanat tarihi alanlarında yetişmiş 30 bilim insanının desteğiyle yazılmış. Kitabın yazar ve editörleri arasında 2000 yılından bu yana birlikte yol aldığım Eren Akçiçek ve Semih Ötleş hocalarım da var. 'Zeytinyağı' bölümünü birlikte yazmışlar. Zeytinyağının kalp-damar sistemi, diyabet, sindirim sistemi, cilt, yaşlanmaya yönelik olumlu etkileri yanı sıra kansere karşı koruyucu etkisine de değinmişler. Ayrıca zeytin yaprağının tıbbi özellikleri ile antioksidan (bağışıklık sistemini güçlendirici) etkisine de yer vermişler. Giriş de yer alan ifadeler beni ziyadesiyle etkiledi. Zeytin ağacının kutsal olduğunu bilirdim. O kadar. Daha ne ifadeler kullanılmış zeytin ağacıyla ilgili bilmezdim. Siz değerli okuyucularımla da paylaşmak istedim öğrendiklerimi:
Zeytin ağacı kutsaldır. Bütün semavi kitaplarda yer alır. Tanrı'nın insanlara verdiği en değerli hediyedir. Ortalama ömrü 300-400 yıl olup 1000-3000 yaşında ağaçlara da sık rastlanmaktadır. Bu yüzden 'bağ babadan, zeytin dededen kalır' denilir. 'Hayat Ağacı', 'Ölümsüz Ağaç', 'Mukaddes Ağaç', 'Ağaçların Taçsız Kralı', 'Zenginlik Ağacı' olarak da bilinir. Akdeniz'in ağacı zeytin ağacıdır ve zeytin Akdeniz'in simgesidir. Tarihin her safhasında Akdeniz'de kurulan bütün uygarlıkların vazgeçilmez parçasını oluşturur. Zeytin ağacının tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir. Zeytin ağacı ve zeytinyağı, kutsallığın, bolluğun, adaletin, sağlığın, gururun, zaferin, refahın, bilgeliğin, aklın, arınmanın ve yeniden doğuşun kısaca insanlık için en önemli erdem ve değerlerin sembolüdür. Halikarnas Balıkçısı olarak ün yapan Cevat Şakir Kabaağaçlı, zeytinyağını enerjisi ve faydalı unsurlarından dolayı 'Eritilmiş Güneş' olarak nitelendirmiştir. Zeytin ağacının yaprağından, meyvesinden ve yağından çeşitli amaçlar için faydalanılır.

Ülkemi yönetenler değil ama halk farkında. Kesilen 6000 zeytin ağacı yerine on binlerce zeytin fidanı dikildi. En az 5, en fazla 10 yıl içinde büyüyüp ağaç olacak her biri. Yaprağından, meyvesinden ve yağından yine, yeni, yeniden yararlanabileceğiz zeytinin. En çok çocukları, torunları mahrum kalmayacak diye seviniyorum güzeller güzeli ülkemin.
Fidan dikenler sağ olsun!