Herşeyin bir mevsimi oluyor.
Düğünlerin bile...
Çiftçi ürününü satar, borcunu öder ve çocuğunu everir...
Yani evlendirir...
Otomobil piyasası baharda canlanır.
Nedeni belli, herkes çoluk çocuğuyla tatil planları yaptığı için.
Bir de Aralık ayında...
Hesap meselesi ve de vergi...

Şimdi satma-alma dönemi
 
Şimdi ev alma ve satma dönemi...
Kışa hazırlık başladı, okullara da...
Hali vakti yerinde olanlar eğitim ve öğrenimi de kendilerine göre yatırıma dönüştürebiliyor.
Yüksek öğrenimdeki çocuğu için belirli bir süre yaşayacağı kentte ev alıyor, yüksek kira ödemiyor, belli süre sonra geriye dönüşte sattığı evden kazanç sağlıyor.
Ama  evinizi sattığınızda borçlu çıkabilirsiniz, bunu da unutmayın.

Beyan önemli

2014'te evini, dükkanını satanlar, tapu işlemleri sırasında, gayrimenkulün değerini 2014 yılı için belirlenen emlak vergisi asgari değerinin altında beyan edemiyor. Bu durum çok yüksek vergi yükümlülüğüne yol açarak gayrimenkulünü satana zarar verebilir.
Bu soruna dikkat çeken Uzman Şükrü Kızılot, evini, bürosunu, dükkan ya da arsasını satmak isteyen vatandaşlara çok önemli uyarılarda bulunuyor ve çözüm öneriyor.
Herkesin ilgisini çektiği için konuya değineyim: Bu yıl içinde evini satanları çetrefil bir 'vergi sorunu' bekliyor. Gayrimenkul sahipleri, taşınmazlarını belirlenen fahiş bedelin altında sattıkları halde, hiç elde etmedikleri bir kazancı elde etmiş gibi gözükerek, ciddi tutarda vergi ve ceza ile karşılaşabilir.
Olay, 2014 yılı bina ve arsa metrekare birim değerleri ile ilgili...
Her taraftan şikayetler yağıyor.

Ne diyorlar?

Biri diyor ki 'Evimin değeri yüzde 100 artmış!'
Biri de diyor ki 'Evimin değeri yüzde 250 artmış!'
Bir başkası da diyor ki 'Evimin değeri yüzde 400 artmış!'
Hangi birisi.. o kadar çok ki!..
Yüzde 1.000 – 2.000 artan evler veya iş yerleri bile var!..
Vatandaş, 2014 yılı emlak vergisine esas değer takdirinden şikayetçi.
Olay tek başına emlak vergisini ilgilendirmiyor.
Evini satın alma tarihinden itibaren 5 yıl içinde satacak olanları da yüzde 35'i bulan gelir vergisi yönüyle ilgilendiriyor.
Evini, dükkanını, mağazasını ya da arsasını, 2014 yılında satacak olanlar, tapu işlemleri sırasında, gayrimenkulün değerini 2014 yılı için belirlenen emlak vergisi asgari değerinin altında beyan edemiyorlar. Örneğin, Nuri Bey'in 2012 yılında 280 bin liraya aldığı evin, 2014 yılı emlak vergisi asgari değeri 700 bin liradır. Nuri Bey evini Ağustos 2014'de 350 bin TL'ye satacaktır. Ancak satış yaparken gerçekte 350 bin liraya satacağı bu evi, asgari 700 bin lira göstermek zorunda kalacak.
Böyle olunca, 2012'de 280 bin TL'ye aldığı evi Ağustos 2014'de, 700 bin TL'ye satmış gözüktüğü için ciddi "değer artışı kazancı" elde etmiş sayılacak ve yüklü bir gelir vergisi ödeyecek.
Özetle olay ciddi..

Çözüm bulunur!

Halk arasında sık sık kullanılan 'Demokraside çözüm yolu tükenmez' sözünde olduğu gibi, bu konuda da çözüm var. Maliye Bakanlığı'nın yıllar önce Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'ne gönderdiği bir özelge (idari görüş) var.
Buna göre; '...gerçek satış bedelinin, emlak vergisi değerinden düşük olması durumunda, ilgililerin (satıcıların) talebi üzerine, gerçek satış bedelinin tapu senedinde ayrıca gösterilmesi mümkün bulunmaktadır (Maliye Bakanlığı Özelgesi, 24 Şubat 1999 tarih ve 6604 sayılı).'
Yukarıdaki özelgeden de fark edileceği üzere, 2014 ya da izleyen yıllarda gayrimenkulünü satacak olanların, 'değer artışı kazancı' yönünden sorun yaşamamaları için, emlak vergisi değeri satış bedelinin üzerinde ise, tapu senedine gerçek satış bedelini yazdırmalarında yarar var.

Aksi halde hiç elde etmedikleri bir kazancı elde etmiş gibi gözükürler ve ciddi tutarda vergi ve ceza ile karşılaşabilirler.
Aman dikkat!..

+++
 
Ciddi olan kazanıyor

Lojistik sektörü son zaamanlarda büyük ilerleme kaydetti.
İzmirimizde de çok var.
Hatta Manisa'da da önemli şirketlerden söz edebiliriz.
Karlı bir sektör.
Tabii bilen ve yolunu düzgün çizenler için.

Artış var

Bir örnek vereyim:
Dünyanın lider posta ve lojistik grubu Deutsche Post DHL, 2014'ün ikinci çeyreğinde gelirlerini ve karlılığını artırdı.
Nisan ve Haziran ayları arasında şirket gelirlerinin toplamı 13,7 milyar avroyu buldu.
Bu rakam geçtiğimiz yıla oranla yaklaşık % 1'lik bir artışa işaret ediyor.
Negatif kur etkileri ve diğer inorganik şartlara göre düzenlenen gelirler % 4'ten fazla bir artış gösterdi.
Bu artışın arkasında şirketin dört bölümünün tümündeki organik gelir artışı yatıyor.
Açıklanan sonuçlar grubun ve alt bölümlerinin hızla büyüyen pazar segmentlerinde ve bölgelerindeki güçlü konumunu koruduğunu gösteriyor.
Grubun faaliyet gelirleri ikinci çeyrekte yaklaşık % 6 oranında bir artışla 654 milyon avroya yükseldi.
Önceki yılın rakamlarındaki tek seferlik ve çeşili şartlara göre düzenlenen FVÖK (Faiz ve Vergi Öncesi Kar) ise neredeyse % 11 oranında arttı. Grubun konsolide net kârı yüzde 9'dan fazla bir artışla 461 milyon avroya yükseldi.
Deutsche Post DHL CEO'su Frank Appel, başarılı sonuçlarla ilgili şunları söylüyor: 'Şirketin ikinci çeyrekte sergilemiş olduğu başarı grubumuzun temel gücünün de bir göstergesidir. Yüksek bir iş potansiyelimiz ve zorluk iş koşullarında dahi gelirlerimizi ve kazançlarımızı artırma becerimiz bulunuyor. FVÖK'teki çift haneli artışla bu iki gücümüzü gösterdik.'

2020'ye kadar % 8'lik büyüme bekleniyor

Deutsche Post DHL 2013 ile 2020 yılları arasında yıllık bazda % 8'den fazla gelir büyümesi bekliyor. Grup, bu uzun vadeli hedefleri gerçekleştirme adına 2014 ve 2015 yıllarında daha fazla yatırım yapmayı planlıyor.
Şirket, 2016 yılında Grup FVÖK'ünün 3,4 ila 3,7 milyar avro arasında gerçekleşmesini bekliyor. Bu pay içerisinde şirket bölümlerinin 2,45 ila 2,75 milyar avro katkısının olması öngörülüyor.

Gelirler ve kazançlar tırmanıyor

DHL Supply Chain tarafından 2014 yılının ikinci çeyreğinde % 2,3 oranında bir artışla gelirler 3,6 milyar avroya yükseldi. 2013 yılında bu rakam 3,5 milyar avro idi. Bu büyüme genel olarak gelişen pazarlardan elde edilen kazanımların yanı sıra Otomotiv ve Sağlık sektörlerinden geliyor. Şirketin mevcut ve yeni müşterileriyle ikinci çeyrekte yapmış olduğu sözleşmelerin maddi değeri 335 milyon avroya yükseldi ve son iki yıl sürdürdüğü çizgisini korudu. Bölümün faaliyet gelirleri ikinci çeyrekte geçtiğimiz yıla oranla yaklaşık % 40 oranında bir artışla 109 milyon avroya ulaştı.


DİP EKSPRES

Rota değişti

Türkiye, enerji sektöründe etkinliğini daha da artırmak için son dönemde rotasını zengin doğal kaynaklara sahip Afrika kıtasına da çevirdi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı hükümetin 'Afrika'ya Açılım Politikasına' paralel olarak son iki yılda Cibuti, Kamerun, Nijer, Sudan, Kenya ve Gambiya gibi Afrika ülkeleriyle enerji ve madenler alanında çeşitli mutabakat zabıtlarına imza attı.
Bakanlık, önümüzdeki dönemde ise Nijerya, Güney Afrika Cumhuriyeti, Botsvana, Gabon, Somali, Ekvator Ginesi, Uganda, Tanzanya, Moritanya, Gana, Namibya, Mozambik ve Zambiya ile benzer anlaşmalar imzalamak için çalışmalarını sürdürüyor.