Günümüzde ne yazık ki pek çok travmatik olayla karşı karşıya kalmaktayız. Bunların bir kısmı doğal afetlerken, bir kısmı insan eli ile oluşan felaketlerdir. Bu tür travmatik yaşantılar, erişkinler gibi çocukların ve ergenlerin de yaşamlarını altüst ederek, belirsizlik, tehlike ve sevdiklerini kaybetme duygusu ile karşı karşıya bırakır. Kişinin kendine ve çevresine olan güvenini sarsar. Psikolojik, fiziksel ve sosyal bütünlüğünü bozar. Travmatik olaylar sadece o zaman diliminde değil gelecekte de çocukların ve gençlerin ruh sağlığını olumsuz etkilemeye devam edebilir. Türkiye Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Derneği resmi internet sitesinde toplumun her kesimine fayda sağlayacak bilgileri paylaşmış. Bu hafta köşemde bu bilgileri aktarmanın gerekliliğini hissettim. Yaşanılan travmalarda görüyoruz ki bilim adamlarından çok siyasetçiler konuşuyor ve bilimi çok zaman göz ardı ederek çözümler sunuyorlar.

Yaşanan travma nedeniyle çocuk ve ergenlerin normal gelişimsel süreci engellenmekte ve kesintiye uğramaktadır. Bir çocuk toplumda travma/travmalarla karşılaştığında güvenli, şefkatli ve istekli olarak bakım veren bir yetişkine her zamankinden daha çok gereksinim duyar. Ancak çocuk ve gençler çoğu zaman travma ortamında gereksinimlerini yeterince elde edemezler. Zihni korkutucu ve kötü imgelerle dolar ve karışır. Bazen bu durum onlarda içe çekilme, pasifleşme ve sosyal yalıtıma neden olur. Bazen de kendilerini koruma ve yaşama adına aktif saldırganlığa döner. Sitede ailelere yönelik çok önemli bilgiler paylaşılırken öğretmenler için de öneriler paylaşılmış. Köşemin kısıtlılığı sebebiyle bu haftalık sadece öğretmenlere olan önerileri paylaşmak istiyorum.
Yaşadığı zorluklar nedeniyle yüksek riskli olan öğrenciler belirlenmelidir. Öğretmenler ve psikolojik danıs¸manlar birlikte travmadan doğrudan etkilenen (aile üyelerinde kayıp olan, olaya şahitlik eden, vb.) ve daha önce duygusal sorunları olan öğrencileri belirlemeleri gerekir.

Çocuğa güvenli bir ortam sağlanmalıdır. Bazı çocuklar olay hakkında konuşmak isterken bazıları hiç konuşmak istemeyebilir. Çocuk olay hakkında konuşmaya zorlanmamalıdır. Diğer yandan kendi duygularını ifade etmek isteyen çocuklar için bunu yapabileceği güvenli bir ortam sunulmalıdır.
Mümkün olduğunca çabuk bir şekilde okulun rutin bir okul gününe dönmesi sağlanmalıdır. Çocuklar günlük aktivitelerle ilişkili olarak kendilerinden ne beklendiklerini bilirlerse işlevselliklerini daha çabuk kazanırlar. Rutine dönmek, travmanın ya da felaketin çocukların yaşamının tüm yönlerini kontrol altına almadığını hissetmesine yardım edecektir. Güvendikleri yetişkinlerin çocukları önemsediklerini gösterecekleri davranışlarda bulunmaları çocukların kendilerini iyi hissetmelerini sağlayacaktır. Yaşanan olay hakkında sınıf içi tartışmalara izin verin. Yaşanan olay hakkında konuşmak isteyenler için sınıf içi tartışmalar bir fırsat sağlayacaktır. Öğretmen, açık uçlu sorular sormalı ve öğrencinin sözünü kesmeden dinlemeli ve kendi duygularını dökmesine izin vermelidir. Bazı çocuklar, duygularını konuşarak ifade etmek yerine resim çizmeyi, yazı yazmayı ya da diğer yaratıcı aktivitelerle uğraşmayı tercih edebilirler. Çocuğun kendini her türlü ifadesine izin verilmeli ve çocuk zorlanmamalıdır. Bu süre içerisinde ekstra yardıma ihtiyaç duyan çocuklar için uyarı sinyallerinin farkında olunmalıdır. Yoğun karamsarlık, korku ve kaygısı nedeniyle okuldaki işlevlerini yerine getiremeyen öğrenciler bir ruh sağlığı uzmanına yönlendirilmelidir.
Ebeveynler okuldaki etkinlikler hakkında bilgilendirilmelidir. Çocuğun olayların gösterildiğı TV kanallarını izlememesi için öen gösterilmesi gerektiği ailelere hatırlatılmalıdır. Öğretmenler ve diğer personel, öğrencilerin gereksinimlerini karşılamaya çalışırken kendilerini ihmal edebilirler. Bu noktada okul personelinin birbirine destek olması çok önemlidir. Kendi sağlığıınızı ve arkadaşlarınızın sağlığıını korumaya devam etmeyi ihmal etmeyin.