Denizlispor, yazın birçok oyuncu transfer etti, kadrosunu güçlendirdi. Uzun süredir küme düştü düşecek korkusuyla yaşamaya son vermek amacıyla sezona başlandı. Bunda da başarılı olundu. Genel olarak rakip takımlar bir iyi bir kötü iken, her geçen gün formunu yükseltti, yavaş yavaş ligin üst sıralarına çıkmayı başardı. Bir tek Gençlerbirliği'ni geçemedi ki, onların kadrosu da hiç fena değil.
Ligin devre arasına girildiğinde üstündeki lider ile de altındaki takımla da arasında 5 puan fark oluştu. Bu başarı grafiği yeterli olmayacak ki, hala transfer yapma peşinde. Ancak şu ana kadar anlaştığı 2 oyuncu var ve onlara lisans çıkarabilmek için de 4 milyon liraya ihtiyacı var. Bunun için de sponsorlardan yardım isteniyor. Daha 2 oyuncunun lisansı tehlikedeyken, bununla da yetinmiyor ve bir kaç oyuncuyu daha transfer etmeye uğraşıyor.
Diyelim ki gerekli para bulundu ve transfer yapıldı. Ya futbolcuların alacağı aylık ve maç başı paraları? Kulüp çalışanlarına ödenecek paralar? Diğer kalem harcamaları? Acaba bunların hesabı yapıldı mı? Yoksa kulüp borç batağına mı sürükleniyor?
Çok fazla sorular var çoookkk... Çok transfer yapıp, çok borca girersen, ödemen zorlaşır. Ödemeyince transfer yasağı yersin. Transfer yapamazsan Karşıyaka, Orduspor, Kayseri Erciyesspor, Gaziantepspor ve daha nice takımlar gibi paraşütsüz inişe geçersin. Bir de bakmışsın ki amatör kümedesin. İsmin de olmuş Yeni Denizlispor.
Birdenbire büyümek iyi değildir, yavaş yavaş, sağlam temeller atarak büyümek gerekir. Ayağı yorgana göre uzatmak gerekir. Umarım yönetim bunların hesabını yapmıştır diyecek olsam da kafamda kötü kötü düşünceler mevcut. Taraftar da şampiyonluğa yelken açmışken, yarı yolda fırtınaya yakalanabilir.    

Altınordu doğru yolu buldu

Altınordu her sene transfer dönemimde çok oyuncu alıyor, lige kötü başlıyor, sonradan toparlıyor ama geç kalıyor ve Süper Lig trenini kaçırmış oluyor.
Bu sezon öncesinde de aynısı yapıldı. Bu yüzden lige kötü başlandı. İlk 8 maçta sadece 1 galibiyet alındı. Sonra toparlandı. Son oynadığı 11 maçta mağlubiyet yüzü görmedi. Ancak berabere biten maçların çokluğu yüzünden sezon ortasına ilk 5'in dışında girdi.
Altınordu kulübünden yapılan açıklamada, içinde bulunduğumuz bu transfer döneminde pek oyuncu alınmayacakmış. Sonunda oyun düzeninde olduğu gibi, kadroda da istikrara gidildi. Çok olumlu bir karar.
Yıllardır aynı oyun sistemi ile oynuyorlar. Bu rakiplerince ezberlendi artık. Daha da başarılı olmak için B planına ihtiyaç var yoksa 1. Lig'in demirbaşı olacaklar.

Altay şaşırttı

Lige iyi bir giriş yapan Altay, 5 hafta boyunca mağlubiyet yüzü görmedi. Sonrasında arka arkaya gelen mağlubiyetler, teknik adam Alper Avcı'yı koltuğundan etti. Yerine gelen Özden Töraydın, Altay için hedefi ayağının tozuyla koydu: Ligde kalmak.
İzlediğim Altay bu kadar kötü bir takım değildi. Hedefin ilk 5 olduğunu düşünüyordum. İlerleyen zamanlarda alınan sonuçlar Töraydın'ı haklı çıkardı. Yavaş yavaş dibe çöküldü ve ligin yarısına küme düşme hattının 1 puan üzerinde girildi.
Aslında kadro oldukça deneyimli ve güven verici. Sanki sorun kadroda değil de başka etkenlerde gibi. Yönetim yeni oyuncular transfer etti, etmeye de devam ediyor. İnşallah maddi manevi bir sorun yaşanmaz da, yapılan çalışmalar ters tepmez.

Beşiktaş göle maya çalıyor

Televizyonda flash haber olarak Beşiktaş'ın Muhayer Oktay'ı kadrosuna kattığı haberi verildi. Bir kaç gün önce Göztepe ile adı anılana kadar tanımıyordum. Haberi veren kişiler bu transferi beğenmişler. Beşiktaş'ın gelecek 5-10 senelik kadrosunu yaptığını söylediler.
Bu oyuncu hakkında bir araştırma yaptım. 28 Nisan 1999 doğumlu; 19 yaşında. Almanya'nın genç liglerinde oynamış, burada bir başarı göstermiş. Bu sayede de genç milli takımımızın formasını giymişti. Bu sene de Düsseldorf takımına transfer olsa da, 4. Lig'deki 2. takımında forma şansı bulabilmiş. Ama 21 maçta 13 kere kadroya alınmış, bunların 7 tanesinde ilk 11'de sahaya çıkabilmiş. Onlarda da 90 dakika oynayabildiği maç sayısı az. Ne golü var ne de asisti. Son 3 maçında da kadroya alınmamış.
Böyle bir oyuncunun nesini beğendiler de gelecekte Beşiktaş'a faydalı olabileceğini düşündüler acaba? Eğer geleceği parlak olsaydı önce kulübü bırakmazdı, A takımında oynatırdı. Siyah beyazlı kulüpte ilk 11'e girmesi için mucize lazım. Oynamayan bir oyuncunun geleceğinin parlak olması çok çok zor. Kiraya verilmesi gerekiyor.
Anlaşılan Beşiktaş Nasreddin Hocalık yapmış. 'Ya tutarsa' demiş, göle maya çalmış. Mucizeler her zaman olabilir, az ihtimal olsa da... Siyah beyazlı takım bu mucizeyi kovalıyor.