Aliağa'daki denetimsiz kirli endüstri tesisleri ve vurdumduymazlıklar, bu köşenin çok kez konusunu oluşturdu. Son yazılarımdan birisi kanunsuz şekilde çalışan termik santralle ilgiliydi, başlığı da "Aliağa'da hukuk devleti de yaşam da kirletiliyor!"du.[1]

Aliağa ve Foça'nın çevresi bugünlerde denizin petrole bulanması ile gündemde. Gencelli Koyu'nda ortaya çıkan petrol kirliliği üzerine konuyla ilgili sorumluluğu olan kişi ve kurumlar tarafından açıklamalar yapılıyor. İzmir Valiliği Çevre İl Müdürlüğü'nün açıklamasını buraya not edelim, web sayfasında "...Yaklaşık 2,5 km.lik sahil şeridinin kirlilikten zarar gördüğü, deniz kirliliğine müdahale konusunda yeterliliği bulunan iki uzman firmanın görevlendirildiği, müdürlüğün teknik personelinin gözetiminde kirlilik giderme çalışmalarına başlandığı, İl Müdürü Selahattin Varan'ın çalışmaları yerinde takip ettiği, kirliliğin giderilmesi çalışmaları ile birlikte kirliliğin nereden kaynaklandığına ilişkin numune alma ve analiz çalışmalarının da devam ettiği..." [2]nden söz ediliyor.
Son haberler; kirlilik kaynağının söküm için getirilen 'Harrier' adlı gemi olduğu yönünde. Bu bilginin doğrulu henüz kesin değil, öyleyse o çöp geminin getirilmesine izin verenler, kıyıya yanaşması sırasında kontrol eden görevliler ne yapmışlar, petrol sızıntısını hiç mi fark etmemişler?

Bu somut kirliliğin faili kim olursa olsun, Aliağa ve yöresindeki kirliliğin ve olası felaketlerin failleri; burasını dünyanın çöplüğü haline getiren, kirli teknolojilerle çalışan tesislere izin veren, vermeye devam eden hükümet üyeleri, bakanlar, belediye başkanları, bakanlık, valilik ve belediye görevlileridir.
Şimdi gündemimizde olan petrol kirliliği Aliağa'da, Foça'da ne ilk ne de son kirlilik olacaktır. Aliağa deyince; petrokimya tesisleri, gemi söküm tesisleri, demirçelik fabrikaları, haddaneler, termik santrallerle kirletilmiş, kirleticilerin yenilerinin planlandığı bölgeden söz ediyoruz. Bölgedeki kirlilik kaynağı olan tesisler denetimsiz şekilde çalıştığı sürece, üstelik var olanların kapasitelerini artırmalarına ve yenilerinin kurulmasına izin verildiği sürece daha büyük felaketleri yaşayacağımızı söylemek için müneccim olmak gerekmez.

Defalarca söyledik, yazdık, Aliağa kapasitesini aşan kirli tesislerle doludur, daha fazlasını kaldıramaz. Daha büyük çevre felaketlerin yaşanması istenmiyorsa, var olanların kapasite artışlarına ve yeni tesislere izin verilmemi, sıkı denetim uygulanmalı, kanunsuz çalışan işletmeler kapatılmalı. Bölgenin çevre durumunun tespiti için mutlaka ciddi bilimsel çalışmalar yapılmalı, bunun TBMM'de kurulacak "Aliağa Araştırma Komisyonu" aracılığı ile yapılması bir takım müdahalelerin önüne geçecektir.
Yerel seçimler yaklaşıyor, İzmir Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediye başkanlığı ile meclis üyeliğine talip olan siyasetçileri görelim; Aliağa'nın, Foça'nın, Menemen'in, İzmir'in, kısacası bölgemizin, ülkenin, dünyanın yaşamını korumaya var mısınız?

[1] <http://www.haberekspres.com.tr/aliaga-da-hukuk-devleti-de-yasam-da-kirletiliyor-makale,5526.html>
[2] <https://izmir.csb.gov.tr/foca-ilcesindeki-deniz-kirliligine-ivedilikle-mudahale-edilmistir.-haber-231489>