Ülkemizde hızlı değişen gündemin ilk sırasına geçen hafta, önce kaybolduğu, sonra öldürüldüğü bildirilen Cemal Kaşıkçı oturdu. Önce merak edenleriniz için kim olduğu konusunda kısa bir bilgi vereyim. Murat Bardakçı'ya göre 300 yıl önce Kayseri'den hacca gidip, Medine'ye yerleşen bir aileden geliyor. Dedesi, Kral İbn Suud döneminde saray doktoru, onun oğlu silah ticareti ile dünyanın en zengin adamları arasına girmiş Adnan Kaşıkçı'nın yeğeni. İngiltere'nin masal prensesi Lady Diana'nın sevgilisi ünlü Harrods mağazaları sahibi Dodi El-Fayed'in kuzeni. Cemal Kaşıkçı Medine'de doğmuş, meslek hayatı gazetecilikle geçmiş, bir dönemin ünlü teröristi Usame bin Ladin ile yaptığı röportaj ve ona yakınlığı ile tanınmış. Suudi Arabistan'da gazetecilik yaptığı dönemlerde muhalif görüşleri nedeniyle çalıştığı basın kuruluşlarından hep uzaklaştırılmış. Son olarak Washington Post gazetesinde yazarlık yapıyordu.

***

Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'daki yolsuzluk ve rüşvet olayları ile ilgili Washington Post gazetesinde yazdıkları çok rahatsız etmiş olmalı ki, bir şekilde ülkesine getirilip tutuklanması, susturulması planlandı. ABD'den derdest edilmesi çok sıkıntılı olacağı için, Türk nişanlısı ile evlenebilmesi için gereken boşanma evraklarını almaya Suudi Arabistan İstanbul başkonsolosluğuna yönlendirildi. Başına gelebilecekleri tahmin etmiş olmalı ki, nişanlısına dışarı çıkmadığı takdirde bazı yerlere haber vermesini tembihlemiş. Sonrasını medyayı takip eden herkes biliyor. Önce kayıp, sonra Suudi yetkililerinin kabullenmesi ile ölüm. Nasıl öldüğü veya öldürüldüğü konusunda spekülasyonlar ve kaybolan cesedi...

***

Özgür dünya bir gazetecinin siyaseten öldürülmesi üzerine ayağa kalktı. ABD'de gazetecilik yaptığı için doğrudan başkan Trump devrede. Avrupa diken üstünde. Bizim ülkemizde öldürüldüğü için devlet ve güvenlik güçleri işbaşında. Suudi Arabistan Kaşıkçı'ın kaybolmasından bir gün önce 15 kişilik içinde istihbarat ajanları, adli tıp uzmanları olan bir ekibi özel uçakla niye gönderdi, nasıl ağızlarına yüzlerine bulaştırdılar, önce inkar edip sonra Kaşıkçı'nın öldüğünü nasıl kabullendiler yazılı ve görsel basında izliyoruz. Kaşıkçı'nın ölümünde Suudi veliaht prensinin emir verip vermediği büyük olasılıkla hiçbir zaman öğrenilemeyecek. Araplarla milyarlarca dolarlık silah ticareti dolayısıyla ABD olayın fazla üstüne gidemeyecek. Ülkemizin bu olayda tarafsız tutarlı bir politika izlediğini göz ardı edemeyiz. Suudi rejimiyle kâh iyi kâh kötü giden ilişkileri fazla zedelemeden cinayeti çözmek için çaba harcıyoruz.

***

Her yıl değişik ülke ve olaylarda onlarla gazeteci ölüyor, tehlikeli bir meslek. Ama bu olay siyaseten katli vacip olayı, o nedenle özgür dünya ayakta. Faili meçhul değil ama olayın arkasındaki gerçek azmettiriciye varmadan bir iki tane suçlu bulunup, susturulup üstü kapatılır, unutulur gider. Ülkesinde kadınlara seçme hakkı, araba sürme özgürlüğü, örtünmede tolerans getirerek reform yaptığı söylenen vahabi bir ülkenin de düşünce özgürlüğü konusunda hazımsızlığı, yapılanların göstermelik olduğunu ortaya koyar.