Altay, hedefine ulaştığı bir sezon yaşadı. Ama bu başarı oldukça sancılı geldi. Bir hafta 'Bu takım kesin çıkar' dedirtirken, sonraki hafta 'Bu sene de hüsran olacak' dedirtti. Oldukça fazla iniş ve çıkışlar yaşadı. Türkiye liglerinin en çok maç oynayan 2 takımından biri de oldu. Çünkü yer aldığı 3. Lig 1. Grup'ta 19 takım vardı. Lig ve play offlar derken maç sayısı 39'u buldu.

Lige galibiyetle başladı. 2. hafta liderlik koltuğuna oturdu. 3. haftadaki beraberlikten sonra Serdar Sabuncu ile yollar ayrıldı.  Başa Özgür Doğramacı getirildi. İlk 5 hafta yenilgi yüzü görmedi. İlk mağlubiyetini 6. haftada Erzin Belediye karşısında aldı. Bu mağlubiyetle de Doğramacı devri kapandı.
7. haftaya hocasız çıktı ve kendi sahasından mağlubiyetle ayrıldı. Liderken birden bire 5. sıraya düştü. 3. hoca olarak Ümit Turmuş tercih edildi. Onun da ömrü 5 hafta sürdü. Bu süre zarfında sadece 1 galibiyet ve 2 beraberlik alınabildi. 6. sıradaydı şimdi ve play off hattı dışına çıkılmıştı.
Ve son hoca... Lig bitene kadar takımın başında kalacaktı Cüneyt Biçer. O da iyi başlamadı. 1 beraberlik ve 1 mağlubiyetle sezonun puan durumunda en alt seviyesine geriledi, 7.'liğe.

Galibiyetsiz geçen 5 hafta sonunda Altay fırtınası esmeye başlayacaktı. Üst üste 5 galibiyet alındı. Toplanan 15 puanla 3. sıraya çıkıldı. Bu galibiyetlerden biri ligin 2. yarısında idi. Beraberlikler ve galibiyetler derken, 3. sıra ile 2. sırada gidip gelindi. Tam tamına 20 hafta boyunca yenilgi yüzü görülmedi. 12. haftada Kocaelispor'a 5-3 yenilen Altay'ın sonraki mağlubiyeti 35. haftada Kızılcabölük karşısındaki 4-0'lık skorla oldu. Burada 12 ile 35 arası nasıl 20 hafta oluyor diyen olursa açıklayayım. Ligde 19 takım yer aldığı için her takım 2 hafta bay oluyor ve o haftayı maç yapmadan geçiriyordu.

Aslında ligde odaklandığımız şey Altay'ın sıralamadaki yeri değil, lider Sancaktepe Belediyespor'la arasındaki puan farkıydı. Arayı oldukça açmıştı, ona yetişebilmek gerekiyordu. Bir ara üst üste kaybedilen puanlar sayesinde 27. haftada Altay farkı 2'ye kadar indirdi ama 1 maç fazlası vardı rakibinden. Sonrasında fark tekrar açılmaya başladı. 35. haftadaki mağlubiyetle fark 8 puana çıkınca, şampiyonluk umudu tükenmiş oldu. 3 haftada 8 puan fark asla kapanamazdı. Lig sona erdiğinde Altay 17 galibiyet ve 13 beraberlikle 64 puan toplamış, averajla 2. sırayı almıştı.

Play offtaki rakibi Çorum Belediyespor'du. Deplasmanda 2-0 yenildi. İşi zordu. Kendi sahasında uzatmaya götürecek golü bulduğunda dakikalar 90'ı gösteriyordu. Yani ipten dönmüştü. Uzatmalarda atılan 2 golle de 4-0 kazanmayı başardı, finale adını yazdırdı.
Artık önünde 1 engel kalmıştı, o da Kocaelispor'du. Kocaelispor için sorunlu bir sezon olsa da, finale kadar çıkmayı başarmışlardı. Favori Altay'dı. Bu sahada da belli oldu. Altay çok daha üstün bir performans sergiliyordu. Buna rağmen 1-0 geriye düştü. İkinci yarı beraberliği yakalamayı başardı. 2. gol için bastırdı, inanılmaz goller kaçtı. Uzatmaların 98. dakikasında Altay penaltı kazandı ama değerlendiremedi. Uzatmalarda da gol olmayınca penaltılara geçildi. Penaltılarla zafer Altay'ın oldu.  
Türkiye Kupası'na 1. tur'dan katıldı ve normal süresi 2-2 biten maçta, uzatmalarda Kızılcabölük'e 5-2 yenilerek elendi.

Lig istatistiği

En farklı galibiyeti: Beylerbeyi (6-1)
En farklı mağlubiyet: Kızılcabölükspor (0-4)
En çok kadroda yer alan oyuncu: Halil Yılmaz (36)
En çok sahada görev yapan oyuncu: Murat Uluç (35)
Dakika olarak en çok formasını terleten oyuncu: Yiğit Yöney (2993 dk.)
En çok gol atan oyuncu: Murat Uluç (18)
En çok sarı kart gören oyuncu: Halil Karataş (13)
En çok çift sarı kart gören oyuncu: Hüsamettin Yener - İhsan Furkan Deniz (1)
En çok doğrudan kırmızı kart gören oyuncu: (0)

Kızılcabölükspor

Kızılcabölük'ün ligdeki performansını 2'ye ayırmak gerekir. İlk bölümde küme düşmemeye oynayan bir takımken, 2. bölümde play off'u kovalayan bir takım çıktı karşımıza.
Ligde tam tamına 7 hafta galibiyet alamadı. 4 galibiyet ve 3 mağlubiyetle ligin dibini gördü. Ardından gelen 2 galibiyetle küme düşme hattının dışına çıktı. Yine 4 maçlık kazanamama serisi geldi. Lakin kazanamasa da sadece 1 yenilgi aldı, 3 puan topladı.
2 galibiyet 1 yenilgi ve 2 galibiyet 1 yenilgi derken, ligdeki en yüksek seviyesini, 6'ncılığı gördü. Arka arkaya 4 maçtan daha puanlar alındı. Lig bitene kadar 7 ile 9. sıra arasında dolanıp durdu. Play off'a en çok yaklaştığı hafta 15. hafta idi. Fark 1'e kadar inmişti ama sonraki haftalar açılmaya başladı ve bu bölgeden uzak kaldı. Lig bittiğinde 13 galibiyet, 13 beraberlik ve 10 mağlubiyet almış, 51 puan toplamış ve 7. sırada kalmıştı.
Türkiye Kupası'na Birinci Tur'da dâhil oldu. Arka arkaya Altay'ı, Mersin İY'nu ve Kocaeli Birlik'i eleyerek gruplara kaldı. Gruplarda ise sadece 2 beraberlik alabildi ve 2 puanla sonuncu oldu. Bu beraberliklerden biri Trabzonspor ile idi (1-1).
En çok dikkat çeken konu, lige başladığı hocası Hasan Sermet'le sezon sonuna kadar devam etmesiydi. Lige kötü başlansa da sabredildi, başarılı bir sezon geçirildi.

Lig istatistiği

En farklı galibiyeti: Altay (4-0)
En farklı mağlubiyet: Altay (0-3) - Bayburt İdare (1-4)
En çok kadroda yer alan oyuncu: Fatih Arat (36)
En çok sahada görev yapan oyuncu: Fatih Arat - Tayfun Sabri Gümüşoğlu (35)
Dakika olarak en çok formasını terleten oyuncu: Tayfun Sabri Gümüşoğlu (3150 dk.)
En çok gol atan oyuncu: Emir Can Sayar (11)
En çok sarı kart gören oyuncu: Ramazan Erarslan - Taygun Vurgun (9)
En çok çift sarı kart gören oyuncu: Ramazan Erarslan - Emrah Şahinçiftçi (1)
En çok doğrudan kırmızı kart gören oyuncu: Semih Ceylan - Kerim Bölük - Cihat Kahraman (1)

Transfer köşesi

Göztepe: Gençlerbirliği'nden 36 yaşındaki ön libero Selçuk Şahin transfer edildi. Stoper olarak da oynayabiliyor. Bir dönem Fenerbahçe'de de görev aldı. Milli formayı da defalarca terletti. Tecrübesini anlatmaya gerek yok, saymakla bitmez. Tanımayan da yok zaten. Tek sorun var, o da yaşı. Karakterli bir oyuncu olduğu için takıma rahatlıkla önderlik edebilir ve takımı da tecrübesiyle yönlendirebilir. Faydası çok olacaktır.
Akhisar Belediyespor: Shandai Shenhua'dan eski Trabzonsporlu 28 yaşındaki santrafor Paulo Henrique ile anlaşmaya vardı. Brezilyalı oyuncu sağ ve sol kanatta da oynayabiliyor. 2015 yılında ayrıldığı Trabzonspor'dan sonra, forma bulmakta zorlandı. Geçmişine bakıldığında iyi bir transfer ama son 2 senesi kayıp. Bir şey verebilir mi, hiç bilemiyorum.

Altınordu: Alman 3. Lig takımlarından Preussen Münster'den 30 yaşındaki santrafor Mirkan Aydın'ı kadrosuna dahil etti. Sol ve sağ kanatta da oynayabiliyor. Futbola Bochum altyapısında başlayan Mirkan Aydın, Türkiye'de Süper Lig'de Eskişehirspor'da ve 1. Lig'de Göztepe'de forma giydi ama pek göze giremedi. Geçen sezon yarım dönem formasını giydiği takımında 14 maçta 5 gol ve 3 asistle oynadı. 5 hafta sakatlığı sebebiyle formasından uzak kaldı. Kalan 4 maçta da sonradan oyuna girebildi. Sakatlığı ne durumda bilemeyeceğim ama tamamen iyileşmiş olsa da çok şey beklenmemesi gerekir.
Manisaspor: Gümüşhanespor'dan 25 yaşındaki sol kanat oyuncusu Zahit Fındık'ı transfer etti. Sağ kanat ve santraforda da oynayabiliyor. Her iki yağını da kullanabiliyor. Almanya'da futbola başladı. Türkiye 2 sene önce geldi ve Manisa 2. kulübü oldu. Geçen sezon 24 maçta görev aldı 5 gol attı. Uzun bir sakatlık dönemi de yaşadı. Takıma ne katacağı muamma.

Menemen Belediyespor: Alman 4. Lig takımı Schönberg 95'ten 20 yaşındaki santrafor Adnan Aykut Asildaş'la anlaşmaya vardı. Yaşı genç bir oyuncu. Bu sebepten oynadığı pek maç da yok. Nerede gördüler, nasıl beğendiler bilemeyeceğim. Deneyimsiz olduğundan, ya tutarsa düşüncesiyle yapılmış bir transfer olduğunu düşünüyorum. Geleceğe yapılmış bir yatırım, şimdi oynaması çok zor gibi.

Altay: Konyaspor U21'den 22 yaşındaki merkez orta saha Maksut Taşkıran'ı kiraladı. Yaşına rağmen 2. ve 3. Lig tecrübesi oldukça fazla. Geçen sezon Konya Anadolu Selçukluspor'da kiralıktı ve takımın vazgeçilmezlerindeydi. Hücum olarak pek fazla etkinliği olmasa da, faydalı bir transfer olduğunu düşünüyorum.
Bandırmaspor: Göztepe'den 32 yaşındaki sağ kanat Emre Aygün'ü renklerine bağladı. Trabzonspor altyapısında yetişti. Türkiye liglerinde deneyimi oldukça fazla. Ancak geçen sezon pek tercih edilen oyuncu değildi. Şimdi 2 alt ligde. Eğer isterse, takıma katkısı oldukça fazla olur.
Fethiyespor: Kocaeli Birlik'ten eski futbolcusu 27 yaşındaki santrafor Onur Garip'i kadrosuna kattı. Sol ve sağ kanatta da görev yapabiliyor. U18'de milli takım deneyimi oldu. Süper Lig'de 1, 1. Lig'de 15 maça çıkmışken, geri kalan kariyerinde hep 2. Lig'de top koşturdu. Geçen sezon 27 maçta 12 gol attı. Kötü bir transfer değil ancak çok fazla şey de beklememek gerekir.

Bodrum Belediyesi Bodrumspor: Manisa BB'den 24 yaşındaki ön libero Özgür Kedikli ile sözleşme imzaladı. Orta sahanın ortasında ve sol bekte de oynayabiliyor. Geçen sezon birçok maçta kadroda yer alsa da pek fazla göze batmadı. Şimdi bir üst lige geldi. Faydalı olabilmesi için, kendisini biraz geliştirmeli.
Afjet Afyonspor: K. Erciyesspor'dan orta sahanın sağında oynayan 23 yaşındaki Tuğay Adamcıl'ı kadrosuna kattı. Orta sahanın solunda ve sağ bekte de oynayabiliyor. 1. Lig tecrübesi var. Geçen sezon küme düşen Erciyes'te sadece 20 maç görev alabildi. Uzun bir sakatlık dönemi de geçirdi. Boşluk doldurmak için yapılmış bir transfer olduğunu düşünüyorum.

Yine mi Denayer?

Galatasaray yine eski oyuncusu Jason Denayer'in peşinde imiş. Geçmiş yazılarımda da bu oyuncudan çok bahsettim. Hem pozisyon almayı bilmemesinden hem de tembel oyuncu olmasından. Yanlış yerde duruyor, rakibine yanlış basıyor. Ve rakibiyle birlikte koşması gerekirken bırakıyor, bıraktığı o oyuncular da boş kalınca pası aldıklarında golü atıyor.

Geçen sene kiralık oynadığı Sunderland'te sadece 24 lig maçına çıktı. Etkili olamadı ve bu sebepten de bazı maçlarda kadroya alınmadı.
Milli takım performansına gelecek olursak, en son Avrupa Şampiyonası'nda 1 maçta görev aldı. O maçtan sonra başlayan Dünya Şampiyonası Elemeleri'nde kadroya alınmadı. Sadece boşluk doldurur, Galatasaray'ı üst sıralara kesinlikle taşıyamaz. Çok eleştirdiğim Başakşehir'e bırakılan Aurélien Chedjou bile Denayer'den çok daha iyi bir oyuncu.

Delinmeyecek kural yoktur

Fenerbahçe, UEFA'dan aldığı ceza sebebiyle yaptığı transferleri kadrosuna alamıyordu. Bunun için en az 1 milyon euroya oyuncu satması gerekiyordu. İşine yaramayan oyuncuyu ver bir kulübe, bonservisini 2-3 milyon euro olarak açıkla. Gönder oyuncuları, 50 bin lira da kulübe ver. Oyuncuların yıllık maaşlarını da kendin öde. Parayı da almış gibi yap ama alma. Zaten veremezler o parayı. Veeee işte Fenerbahçe'ye transfer yolu açıldı. Bu fikri herkes düşünmüştü eminim.
Benzer durumlar geçmişte yaşandı. Sakat olan yabancı oyuncu başka bir takıma kiralanıp, kadroda yeni yabancılara yer açıldı. Futbolculara astronomik cezalar vererek, kulübe para girdiği gösterildi. Ülkemizde bu tür yöntemler gayet normal.

Kadronun UEFA'ya bildirilmesine saatler kala haber geldi. Boluspor, Fenerbahçe'den 2 oyuncuyu, 1 milyon euro bonservis bedeliyle almıştı. 1. Lig'de transferlerin % 99'u bonservis bedeli ödemeden yapılır. En fazla ödenen para yaklaşık 250 bin liradır ve bu para kendini kanıtlamış, yetenekli oyunculara verilir.
Transfer edilen oyunculardan Melih Okutan 21 yaşında. Bu oyuncuyu Boluspor yönetimi geleceğin yıldızı olarak görüyor ama sadece ve sadece 1 sezonluk 2. Lig deneyimi var. Madem yeteneği var, neden Süper Lig takımlarından biri almadı. Bu yaşına gelmiş yıldız oyuncu hala Süper Lig'de oynayacak yeteneğe kavuşamamışsa, gelecek için nasıl büyük hayaller kurulabilir?

Boluspor yöneticileri basın karşısında açıklamalar yapıp, bu oyuncuları almalarının sebeplerini söylediler. Keşke geleceğin yıldızı gördüklerini ve parayı bir iş adamının ödediğini söylemeselerdi. Keşke hiç konuşmayıp sessiz kalsalardı. Tüm dünya gerçeği biliyor zaten. Fenerbahçe de bu anlaşmayı keşke 1. Lig takımı değil de, Süper Lig takımı ile yapsaydı. Biraz daha uygun olur, bu kadar komik duruma düşülmez, dalga geçilmezdi.
Yöneticilerin düşüncelerine, söylediklerine hiç katılmasam da hem Fenerbahçe, hem de Boluspor karlı bir iş yaptı. Ancaaaaak hiç hesaba katılmayan bir durumu da göz ardı etmemek lazım. Bonservise bu kadar para ödeyebilen takımlar, hedef takım olurlar. Rakipleri ayrı bir motivasyonla sahaya çıkar, normal performansından çok daha fazlasını sahaya yansıtırlar. Play off hattının çok uzağında kalır ve hatta küme düşmeme mücadelesi verirse Boluspor, hiç kimse şaşırmasın.