Yıl 1925, ABD'de evrim teorisinin okullarda öğretilmesini yasaklayan bir yasa çıkartılır. 'Butler Yasası' olarak bilinen bu yasa ile ülkedeki okulların tümünde, İncil'de öğretildiği gibi insanın ilahi yaratılışının öyküsünü inkâr eden ve insanın maymundan türediğini öne süren herhangi bir kuramın öğretilmesi yasaklanır. Yasaya başta bilim adamları olmak üzere birçok kurum tepki gösterir. Hatta Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (UCLU) bu yasaya karşı çıkacak olanları ücretsiz savunacağını duyurur. Bunun üzerine 1925 Temmuz'unda ABD'nin Tennessee Eyaleti'nin bir ilçesi olan Dayton'da, John Thomas Scopes adlı biyoloji öğretmeni dersinde Charles Darwin'in evrim teorisinden bahsetmeye devam edeceğini açıklar. Gazetecilerin de doldurduğu sınıfta da bu bilimsel gerçekten bahsedince hakkında dava açılır ve yargılanır.

Duruşmada devlet adına savcılığı, ABD kongresi üyesi ve eski dışişleri bakanı William Jennings Bryan üstlenir. Öğretmen Scopes'un savunmasını ise dönemin ünlü savunma avukatlarından Clarence Darrow. Mahkeme, Darrow'un ülkenin önde gelen bilim adamlarından oluşan 8 tanığını kabul etmez ve dinlemez. Evrim teorisinden bahsedilmesi engellenen Darrow, kıvrak zekâsıyla farklı bir çözüm yolu bulur. Onları kendi silahları ile vuracaktır. Tanık sandalyesine savcı Bryan'ı çağırarak İncil ile ilgili sorular sormaya başlar ve aralarında saatlerce süren, tarihe geçecek bir tartışma yaşanır.
Dava, Darrow gibi bir avukatının katılımıyla hiç beklenmedik boyutlara ulaşır. Duruşmalar pek çok ünlü gazeteci tarafından izlenir ve Scopes davası (Maymun Davası olarak da bilinir) ABD'de ülke çapında radyodan yayınlanan ilk dava olur.
Mahkeme, yasanın anayasaya uygunluğunu ve Darwin'in kuramının geçerliliğini ele almayı baştan reddederek, Scopes'a yalnızca öğrencilerine evrim kuramını öğretip öğretmediğini sorar. Scopes, evrim kuramını öğrettiğini kabul edince hüküm giyer ve para cezasına çarptırılır.

Yasa, ABD'de ders kitaplarının pek çoğunda evrim kuramının yer alamamasına neden olmuştur. Yayınevleri 35 yıl boyunca köktendincilerin öfkesini üzerlerine çekmekten korkmuş ve evrimle ilgili kitapları basmamışlardır.
Amerika'nın uyanması ise Rusya'nın 1959 yılında Sputnik uydusunu fırlatıp, Dünya çevresinde döndürerek yere indirmesi ile olmuştur.
ABD'de bilimsel olarak Rusya'dan neden bu kadar geri kalındığının araştırılması için bir komisyon kurulur. Komisyon hazırladığı raporda geri kalma nedenlerinden biri olarak okullarda evrim teorisinin okutulmamasına da yer verir.
Sonuç, 1960 yılında evrim teorisi yeniden ABD ders kitaplarına girerek okutulmaya başlanmıştır. Bu karardan 7 yıl sonra da 'Butler Yasası' olarak bilinen yasa yürürlükten kaldırılır.

Dava, Stanley Kramer'in yönetmenliğini yaptığı, başrollerini Spencer Tracy, Gene Kelly ve Fredrich March'ın paylaştığı, 1960 yapımı Rüzgârın Dansı adlı filminde de çok güzel işlenenmiştir. Scopes'i savunan ünlü avukat Darrow ve savcı Bryan'ın mahkemede yaptığı konuşma oldukça ilginçtir.
Darrow, savcı Bryan'a şöyle seslenir: Sizi uyarıyorum, kötü bir kanun kolera gibidir. Dokunduğu herkesi, karşı çıkanlar kadar savunanları da mahveder. Kendi dininizi insanın kafasının içine zorla sokmaya çalışırsınız. Eğer birini yapabilirseniz ötekini de yapabilirsiniz. Çünkü fanatizm ve cahillik açtır. Daima açtır ve beslenmeye ihtiyaçları vardır ve çok yakında sayın yargıç elimizde flamalar ve çalan davullarla geriye doğru yürüyor olacağız. Geriye! Bağnazların; insan aklına zekâ ve aydınlanma getirmeye cüret eden adamı yaktıkları 16. yüzyılın o şanlı çağlarına doğru...'

Bryan ise Darrow'a alaylı bir ses tonu ile, 'Ünlü ateist için kutsal olan bir şey var mıdır ki?' diye karşılık verir.

Darrow kararlı bir ses ile 'Evet vardır! Bireysel insan aklı! Bir çocuğun çarpım tablosunu ezberlemesinde, şu bağırdığınız aminlerdekinden kutsallığın kutsallığından ve şükürlerden çok daha fazla kutsallık vardır! Bir fikir, bir katedralden daha büyük bir anıttır. İnsanın bilgisinin, zihninin gelişmesi, yılana dönüşen sopalardan ya da ikiye ayrılan sulardan daha büyük bir mucizedir. Ama şimdi bay Brady bir efsaneyle bizi korkutuyor diye tüm bu ilerlemeden vaz mı geçeceğiz? Beyler. İlerleme asla ucuz bir şey değildir, bedelini ödemek zorundasınız' diye cevap verir.

Tam olarak aynı olmasa da benzer bir durum yaklaşık yüz yıl sonra bugün ülkemizde yaşanıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın hazırladığı yeni müfredatta biyoloji ders programından Darwin'in 'evrim teorisi' çıkarılıyor. Darrow'un yüz yıl önce ABD'nin küçük bir kasabasında söylediği gibi üllkemizde de fanatizm ve cahillik bugün hiç olmadığı kadar aç ve onu beslenmek için her şey yapılıyor. Ellimizde flamalar ve çalan davullarla geriye doğru yürüyoruz, hep geriye!