Göztepe'de işler hiç iyi gitmiyor. Ligde üst üste 4. mağlubiyetini Sivasspor deplasmanında aldı ve rakibine 2-0'lık sonuçla boyun eğdi.

Göztepe, defanstan ileriye top taşımakta çok zorlandı, sık sık uzun toplarla çıkmayı tercih etti. Sarı kırmızılıların savunması ile hücumu arasında bağlantıyı kuran Halil ile Yasin'in yedek kulübesinde olması bunda en büyük etkendi. Teknik direktör Bayram Bektaş, Sivasspor golü atınca Yasin'i, 2. golü bulunca Halil'i aldı ama onların en büyük özelliği boş alanlarda etkili olmaları. Skoru lehine çevirmiş ve defansı ön plana almış bir takım karşısında etkili olmaları beklenemezdi, olamadılar da.
***
Karşılaşmaya Sivasspor iyi başladı ve önemli bir pozisyondan faydalanamadı. 20. dakikadan itibaren oyun dengelendi. Genelde orta sahada geçen bir mücadele oldu. Çok sık sakatlıklar yaşandı ve de çok fazla oyun durdu.
İlk gol maçın kırılma anı idi. Göztepe'nin sağında unutulan Emre, pası aldı, hızla defans arkasına sarktı. Kadu engellemeye gelse de, Emre akıllıca davranıp vücudunu önüne koydu, ceza alanında temas etmesine neden oldu. Uzun süren VAR kontrolü yetmedi, hakem de pozisyonu izledi. Hem penaltı hem de 2. sarı kart kararı çıktı. Bu da hem gol, hem de 1 kişi eksik kalma anlamına geliyordu sarı kırmızılılar için.
Alpaslan, penaltıyı kullanacak olan Rybalka'nın kulağına, ağzını da kapatıp bir şeyler söyledi. O anda ne söylenebilir ki rakip penaltıcıya, bilemedim. Olsa olsa konsantrasyonunu olumsuz etkileyecek bir şeydir ki burada da hoş şeyler söylenmez.
Konuk takım tepki verip, 10 kişi ile gol aramaya başlasa da uzun sürmedi. Sivassporlu oyuncular top dolaştırmaya başladı ve ardından da 2. gol geliverdi.
***
Aslında oyunun seyri 38. dakikada değişebilirdi. Alpaslan güzel bir ara pası attı Gouffran'a. Gouffran ayağını koydu, kontrol etmek istedi ama top çok açıldı, kaleci çıkıp sahip oldu. Burada rahat kontrol etmeli ve hızlı davranarak kalecinin açıyı kapatmasına zaman tanımayarak rahat bir gol atmalıydı.
Borges'in kaçırdığı golde de onda pek suç bulmadım. Ceza alanı içerisine gönderilen top, yerden sekip havalandı. Arkada bomboş kalmıştı. Havalanan topa vuruşu üstten auta gitti. Yerden yukarıya doğru yükselen topu kafa ile istenen yere göndermek ve hatta kaleyi isabet ettirmek çok zordur.
Bir kaç hafta öncesine kadar Göztepe Avrupa için mücadele ediyordu. Ancak şimdi yavaş yavaş küme düşme hattına yaklaşmaya başladı. Bu takıma takviyelerin şart olduğu, gün gibi ortaya çıktı.

Altınordu yenilgiyi unuttu

Lige kötü bir başlangıç yapan Altınordu, lig basamaklarını birer birer çıkıyor, zirveye yaklaşıyor. Evinde konuk ettiği Adanaspor'u 2-0 yenmeyi başardı, puanını 24'e çıkardı ve dahası yenilmezlik serisini 9'ladı.
Altınordu paslarla başladı karşılaşmaya. Topu ayağında tuttukça, paslar yaptıkça, Adanaspor yavaş yavaş geriledi, kendi ceza alanı önüne kadar çekilmek zorunda kaldı. Buna rağmen pek pozisyon göremedik. Adanaspor sadece hızlı hücumla gidebildi rakip kaleye. İlk gidişinde dakikalar 8'e gelmişti.
Ceza alanı içerisinde topla buluşamayan Altınordu'nun golü, uzaklardan şutla geldi. 40. dakikada Berkay sol ayağı ile yaklaşık 20 metreden kaleciyi avladı.
***
İkinci yarıya gol atması şart olan Adanaspor, istekli bir başlangıç yaptı. 50'de bu sefer sahneye David çıktı, 'Berkay uzaktan atar da ben atamaz mıyım?' dedi, o da yaklaşık 20 metreden çektiği şut ile gol attı.
Adanaspor tam saha prese başlasa da, pek bir işe yaramadı. Altınordu bir kaç kere gole çok yaklaştı. Muhammet'in ayak koyuşunda top üst direkten döndü, Murat ise kaleciyle karşı karşıya kaldı, atamadı.
Sayılmayan da 2 gol vardı. Skor 0-0 iken Adanaspor'un attığı golde verilen ofsayt kararı tartışmaya açıktı. Altınordu'nun golünde ise hakem Süleyman Abay'ın kararı doğru idi.
Kullanılan kornerlerde topa genellikle Adanasporlu oyuncular vurdular.
Sol bek Yusuf bazen çok fazla içeriye girdi, kendi bölgesini boş bıraktı. Bu boşluğu Adanasporlu oyuncular sık sık değerlendirdi.
***
54. dakika idi. Erce, kısa düşen geri pasında ceza alanı dışına çıktı. Baskı geldi. Sola atacakmış gibi yapıp, rakibini sola gönderdi ve birden ayak hareketini değiştirip, sağındaki arkadaşına pas verdi. Yapması kolay ama riski büyük. Top yerden hafifçe sekiyordu. Vurma anının hemen öncesinde normalin dışında sekse, ıska geçmesi kaçınılmaz olurdu. Bu da golle sonuçlanabilirdi.

Afyonspor beraberliği koruyamadı

Afjet Afyonspor, Osmanlıspor karşısında 2 kere yenik duruma düşmüş olsa da 87. dakikada beraberliği yakaladı. Ancak kalan kısa zaman içerisinde 3. golü yemekten kurtulamadı ve sahadan 3-2 mağlup ayrıldı.
Osmanlıspor'un sahasının zemini elverişli olmadığı için karşılaşma Bolu'ya alınmıştı. Ev sahibi takım olma avantajı yoktu. Afyonspor için büyük bir avantaj olsa da, bu avantajdan faydalanamadı.
***
Mücadelede 5 gol olmasına rağmen, oynanan futbol çok sıkıcıydı. Çok fazla pas hatası yapıldı. Neredeyse her ikili mücadele faulle sonuçlandı, oyun sık sık durdu. Öyle ki Osmanlısporlu oyuncular ileride rakiplerine baskı yapıp sıkıştırdıklarında, yedek kulübesinden devamlı uyarı geldi: 'Faul yok, faul yok'. Faul yapmak demek, rakibin presten rahat kurtulması anlamına gelmekteydi.
Maçta güneş de ön plana çıktı. İlk yarı Afyonspor aleyhine idi, ikinci yarı Osmanlıspor. Özellikle havadan gelen toplar kalecileri çok zorladı.
Karşılaşmada üstün olan taraf yoktu. Ortada bir mücadele oldu. İlk gol de sezonun enleri arasına girebilecek türdendi. Daha müsabakada 1 dakika bile geçmemişti ki, 53. saniyede Osmanlıspor golü buluverdi. Son golleri de maçın son dakikalarında geldi.
***
Akılda kalan bir pozisyon vardı. 81. dakikada Osmanlısporlu oyuncu, kalecisi Karcemarskas'a geri pası attı. Ayağıyla tutacakken, top birden sekiverdi. Kornere çıkmak üzereyken yetişti. Ona baskı yapan Oltan, oyunu bırakıp, hakeme dışarı çıktığına dair el kol hareketleriyle anlatmaya çalıştı. Oysa oyuna devam etse, baskı sayesinde belki topu kapacak, kaleci kalesinde değilken bir tehlike yaratacaktı.