Galatasaray atak yapan, Göztepe savunmayı tercih eden bir oyun düzeniyle maça başlandı. Göztepe oyunu çok iyi daralttı. Defansını ileriye çıkarttı, rakibine pas yaparak çıkma şansını tanımadı. Defans arkasına atılacak paslar tehlike yaratabilirdi ama bunu Galatasaray'da yapabilecek oyuncu pek yoktu.
Daha 9. dakikada Göztepe golü buldu. Yapılan penaltıda golcü Jahovic güzel bir vuruşla takımını öne geçirdi. Sabri bu golde tepkisiz kaldı.
Galatasaray biraz daha hırslandı. Ancak büyük dezavantajları vardı. Defans ile hücum bloğu arasındaki mesafe çoktu. Bu sayede Göztepe rahat oynuyor ve ileriye çıkabiliyordu. Gomis tam saha presi çok iyi uygulayan bir oyuncu. O prese kalktığında, yardım eden oyuncu çıkmıyordu. Bu da Göztepe için rahatça paslaşarak defanstan top çıkarma şansını veriyordu.

Göztepe'nin bir dezavantajı Gomis'le oynayacak güçte bir oyuncusunun olmaması idi. Ki bu da 19. dakikada gol yemesine neden oldu. Rodrigues'e duvar oldu, verkaçlarla gol attırdı. Ceza alanı önünde etkisiz kılmak gerekirdi. O güçteki oyuncusu saha içerisinde yoktu.

İlk yarı Göztepe rakibini adeta kilitledi, oynatmadı. Sadece kişisel yetenekler sayesinde kalesinde pozisyon gördü, bunlarda da Beto başarılıydı. Bu oyun sistemini 2000'li yılların Galatasaray'ı yapıyordu ve bu sayede üst üste 4 şampiyonluk almış, UEFA Kupası'nı da kazanmıştı. Göztepe'nin tek sorunu ise yıldız oyuncularının olmaması.
İkinci yarı oyun değişti. Galatasaray biraz daha rahat oynamaya, daha çok kaleye gitmeye başladı. Saha avantajı, seyirci avantajı ve değişen teknik direktör avantajı... Göztepe'nin işi hiç kolay değildi elbette. Oyun temposu da çok yüksekti. Düşürmeyi hiç tercih etmediler. Kora kor oynamaya çalıştılar.
Yasin'in attığı gol çok ekstra bir goldü. O mesafeden, öylesine güzel bir kafa vuruşu... Ardından da Maicon'un ekstra golü... Kaleye çok yakın olmasına rağmen sert vurdu, barajın üzerinden geçen top, doksandan ağlarla buluştu. Çok büyük bir marifet isteyen bir gol...

Göztepe'nin bu yarıdaki ilk pozisyonu ancak 77. dakikada gelebildi. Mutlak gol pozisyonu kaçtı. Atılsa, puan almak için bir umut olacaktı.
90+2'de de Scarione'nin aşırtmak istediği topta da mutlak gol pozisyonuydu, olmadı. Böylesine güçlü bir rakiple oynarken az pozisyon bulunur. Değerlendiremezsen, puan alman mucize olur. Bunlar değerlendirilmeyince de 3-1'lik bir mağlubiyet ortaya çıktı.

Oynayan Balıkesir, kazanan Manisa

Balıkesirspor topa sahip oluyor, bol bol pas yapıyor, Manisaspor ise tüm hatlarıyla topun arkasında durmaya çalışıyordu. Her ne kadar Balıkesir pozisyon bulsa da, Manisaspor da hızlı ataklarıyla karşılık verdi. Bunlardan birinde gol atmayı başardı ama hakem ofsayt kararı verdi. 13. dakikada da bir gole imza attı. Bunda hiçbir sorun yoktu ve öne geçmeyi başardı.

Her iki takım arasındaki fark kalecilerden kaynaklandı. Göktuğ yaptığı kurtarışlarla ön plana çıktı. Ancak vuruş kaliteleri ve zorlukları da kaleci performansını etkiledi elbette. Vukovic'in işi biraz daha zordu.

Son zamanlarda bir moda var; hızlı hücumu faul yaparak engellemek. Gösterilen sarı kartların çoğunun sebebi bu. Bu karşılaşmada da faul yapmak tercih edildi. Savaşmak, yeteneklerini kullanmak zor geldi. Hızlı koşmadılar, rakibe omuz dayamadılar ve sonrasında en uygun anı kollayarak yatarak topa müdahale etmediler. Yapılabilecek bir kaç şey bunlar. Hep kolaya kaçtılar.

Kafaya çıkarken elleri rakibe doğru açmak ve sarı kart görmek... Axel Meye yaptı, gereksiz yere sarı kart gördü. Ama şaşırdı. Farkında değil topa kafaya çıkarken yaptığının. Sanırım alışkanlık olmuş bu. Bir zamanlar bu pozisyonlarda bırakın sarı kartı, faul bile verilmediği oluyordu. Axel Meye bu konuda özel olarak çalıştırılmalı, kolunu açmamasına alıştırılmalı.

Cüneyt, Axel Meye'yi karşılarken doğrudan Meye'nin ayaklarına daldı. Şanslı ki kırmızı bile gösterebilirdi hakem eğer Meye yerde kıvranmış olsaydı. Başka biri olsa, mutlaka acılar içinde kıvranırdı, kırmızı kartı da verdirirdi.

İkinci yarı sık sık oyun durdu. Çok fazla faul yapıldı, çok fazla yerde yatıldı. Oyun kalitesi oldukça düştü. Ama atılan goller renk kattı. 73. dakikada Billal çok güzel içeri girdi, Meye'ye al da at dedi. 76'da da Metin 25-30 metreden çektiği şutla ağları havalandırdı. Vukovic topun zikzak çizdiğini el işaretleriyle arkadaşlarına anlatmaya çalıştı.
Balıkesir'de fark yaratabilecek oyuncuların başında gelen Foxi yedekti. Neden yedek olduğu hakkında bir bir bilgim yok. Eğer sadece taktik gereği ise büyük bir hata olurdu. 76. dakikada oyuna girdi.

Maçın skorunu belirleyen gol 88. dakikada Abdulkadir'den geldi. Manisaspor aldığı 3-1'lik galibiyetle ligde kalma umutlarını sürdürdü. Balıkesir ise kaybettiği 3 puanla ilk 6 içinde ilk yarıyı bitirme şansını yitirdi.