Göztepe hayal kırıklığı yaşatmaya devam ediyor. Sahasında konuk ettiği Trabzon'a da boyun eğdi, 3-1 yenilerek düşme korkusunu daha fazla yaşamaya başladı.
Ligin bitmesine daha aylar var ancak küme düşmeye aday takımlar hırslı oynamaya, her karşılaşmayı final maçı olarak görmeye başladı. Böyle olunca diğer takımlar da vites yükseltmek durumunda kaldı. Fakat bir kaç takım tam tersi, daha da geriledi. Onlardan biri de ne yazık ki Göztepe.
Alınan mağlubiyetler ve dibe iyice yaklaşılması, artık takımın bir şeyler yapması gerektiği sonucunu doğurdu. Trabzon maçında da canla başla oynayan bir Göztepe bekledim. Savaşçı bir oyun sergileyeceğini, ilk dakikalardan itibaren gol için yükleneceğini düşündüm; yanıldım.

***

Maça hırslı başlayan konuk takım oldu. Defansta sağlam durdu, Göztepe'nin hızlı hücuma çıkmasını engelledi. Ama Göztepe, rakibinin hızlı çıkmasını engelleyemedi, 27'de yenik duruma düştü. Yusuf'un şutunu çıkaran Beto işini yaptı, ondan dönen topu tamamlayıp gol atan, Rodallega boş bırakıldı.
Golden sonra Trabzon tamamen yarı alanına çekildi, sahaya iyi yayıldı, rakibine boş alanlar vermemeye çalıştı, başardı.

***

2. yarıda da ev sahibi takım gol atmak için yüklendi. Bordo mavili oyuncuların sakatlığı oyunu biraz yavaşlattı. Bu sakatlıklar skorla bağlantılı değildi tam olarak çünkü maçın başından beri sık sık sakatlanıyorlardı.
Pek pozisyona girilemeyince Kemal Özdeş, defanstan Berkan'ı çıkarıp, yerine Halil'i aldı. Hemen ardından Göztepe penaltı kazandı ve skoru eşitledi. Penaltıya itiraz etseler de, ceza alanı içinde, topu kontrol etmiş bir oyuncuya havada şarj yapmak, yere düşürmek anlamına gelir; her ne kadar fazla yüklenme olmasa da. Ayak yere sağlam basıyorken yapılsa elbette faul olmaz, karşı konulabilir. Yere basarken ile sıçrarken yapılan şarj arasında büyük bir fark var. Hakem kararında haklı.
Beraberlik sevinci 2 dakika sürdü. Ceza alanına giren Nwakaeme'nin topla oynamasına izin verildi. Fiziksel hiç bir temasa girilmediği gibi, geriden koşarak gelen oyuncular, kademeye gitmeyi yeğleyip, pres yapmadı. O kadar kişi varken, herkesin aynı yere koşması hata idi. En azından 1 kişi yaklaşıp, ikili sıkıştırma yapmalıydı. Gerilerden koşup gelen Abdülkadir'i kimsenin takip etmemesi de bir başka hata idi. Ona çıkarılan pas, rahatça çekilen güzel bir şut. Beto bir şey yapamadı.
3. golde de Yusuf'un 2 kişi arasından topuk pası, Abdülkadir'in bomboş bırakılması, yine de iyi olmayan ortası ama Kadu'nun ters vuruşu... Bu kadar basit yenen gole söylenecek bir şey yok.

***

İstatistiklere bakıldığında da maçın nasıl geçtiği belli oluyor. Göztepe topla daha çok oynayan takım. Fakat kaleye çekilen şutlarda Trabzonspor önde. Kaleyi bulan şutlar çok acı verici. Göztepe 8 şut 1 isabet, Trabzon 12 şut 6 isabet.

***

Maçta göze çarpanlara geldi sıra. 1-0 geriye düştükten sonra Göztepe taraftarı, her yan pasta takımını ıslıkla uyarmaya çalıştı. Gol için oldukça sabırsızdılar ve bir an evvel kaleye gidilmesini, gol atılmasını istiyorlardı. Islıktan en çok nasibini alan kişi Poko oldu. Orta saha yakınlarından kalecisine geri pası attı. Sabırsızlığa karşıyım ama Poko, Beto'ya geri pası atmak zorunda değildi.
Karşılaşmanın yıldızı, Göztepe taraftarı oldu, maç sonu Türkiye'den alkış ve tebrik aldı. Çünkü Trabzon'un alt yapısında yetişen ve maça damgasını vuran iki oyuncu Yusuf ile Abdülkadir, oyundan çıkarken Göztepe taraftarlarınca alkışlandılar. Maç sonunda da Trabzonsporlu oyuncuları alkışladılar, herkese centilmenlik dersi verdiler. İnşallah her zaman örnek olurlar...

Balıkesir Afyon'a acımadı

Play off ile küme düşme potası arasında bir yerlerde gezinen Balıkesirspor Baltok, küme düşme potasından çıkmak isteyen Afjet Afyonspor'u 2-1 ile geçti.

***

Maça Balıkesirspor çok hızlı başladı. Sürekli yüklendi, ceza alanı yakınına kadar geldi, burada sürekli top kaybı yaptı. Afyonspor ise yarı alanına çekildi, pozisyon vermemek için uğraştı. İlk kez kaleye 12. dakikada yaklaşabildi, onda da faul yaptılar ve atak kesilmiş oldu.
Kornerden gelen topu Onurcan'ın tutmak istemesi ama ağır kalması... Şansına arkasındaki oyuncunun sahanın en hızlılarından Sedat'ın olması ve hızla gelip topu kapması... Ardından Onurcan'ın ayağını uzatarak çok saçma bir hareket yapması... Hepsini topla, sonuç penaltı... Hepsine bile tamam ama o son ayak uzatma hareketini anlamak mümkün değil. Nizamettin'in penaltıda topu dışarı atışı, Onurcan'ı kurtardı.
Afyon, yavaş yavaş dengeyi kurar gibi oldu. Neredeyse pozisyonsuz bitti ilk yarı her iki takım adına. Ne ortalar yerini buldu ne de paslar.

***

İkinci yarı Balıkesir golü bulmak için yüklendi de yüklendi. Tek kale maç oluyordu. Ancak bal yapmayan arı gibiydi. Çalışıyordu, pozisyona giremiyordu. 54'te Sedat'ın vuramadığı şut, Beleck'in bir kez daha Sedat'a verdiği şans ve gol. Ceza alanı içinde Sedat'ın bu kadar rahat şutlar çekmesi Afyon defansı adına vahim bir durumdu.
Afyon'un defansı, Balkes'in kalecisi... Ortak noktası yaptıkları hatalar idi. Oltan'ın uzaklardan şutunu Vukovic gibi bir kalecinin rahat çıkarması gerekirdi. Topa dokundu ama filelere gitmesine engel olamadı. Beraberlik gelmişti yeniden maça.
Penaltıyı kaçıran Nizamettin, Belleck'e asist yaptı, kendini bir nebze affettirdi. Bu sayede Belleck de golle tanışmış oldu. Sezonu gol atamadan bitireceğini düşünülmeye başlamıştı artık.

***

Bu sefer en azından 1 puan için Afyon yüklenmeye başladı. Roller değişmişti. Defans yapan takım Balıkesir olmuştu.
Ersel öyle bir gol kaçırdı ki, saç baş yoldurdu herkese. Yapılan ortada, altı pas içinde topa kafa vurdu, auta attı. Direk gibi sabit dursa, çarpıp girerdi. Topun önüne kafasını koyması gol atması için yeterdi.
Afyon yüklenmeye devam etti, Balıkesirli oyuncular topa gelişi güzel vurup kalelerinden uzaklaştırmaya çalıştı. Oyun bu şekilde sona erdi.