Göztepe, ligin 2. yarısının ilk maçında, üst sıralara oynayan Yeni Malatyaspor deplasmanında üstün bir oyun sergiledi, rakibini 2 kere yakalasa da, saçma bir penaltı sonucu, evine puansız döndü.
Karşılaşma golle başladı. 26. saniyede Malatyaspor, kolay bir gol buldu. Göztepe defansı adeta uyudu. Kemal Özdeş, bu maçta bir değişiklik yapmış, Halil'i sola, Yasin'i sağa almıştı. Önceki maçlarda oyunun gidişine göre sık sık yer değiştirseler de bu sefer böyle bir değişim olmayacaktı; Halil oyundan çıkana, maç bitene kadar.
Geriye düşen Göztepe, oyun kontrolünü ele aldı, beraberlik için yüklendi. Bir pozisyonda Jerome ceza alanı içerisinde düştü. Hakem VAR'a danıştı. Çok uzun bir bekleyişten sonra, penaltı kararı verilmedi. VAR hakemleri önceden bazı hatalar yapmış, çok eleştiri almışlardı. Belli ki ağızları yanmış, sütü üfleye üfleye, yavaş yavaş, dikkatlice içiyorlardı.
***
19. dakikada Alpaslan uzun bir taç atışı kullandı, Jerome kafa ile arkaya aşırttı. Halil vurmak isterken yere düştü. Berkan kafayla yerdeki Halil'e doğru attı. Halil kalkarken vole çaktı, güzel bir gol attı. İlginç bir gol oldu.
Malatya attığı golden sonra ilk defa 29. dakikada pozisyona girebildi. Bunu da bir bakıma Titi hediye etti. Top ayağındayken kendi kendine düştü. Rakibi koşup topu kaptı, konuk takımı dengesiz yakaladı.
34. dakikada Malatya 3. atağına çıktı, golü de attı. Göztepe'ye göre soldan gelişen atakta, ceza alanı içi ve önünde tam 4 rakip oyuncu bomboştu. Konuk takım oyuncularının rakiple hiç bir ilgisi yoktu. Hepsinin gözü toptaydı. Adeta 'Gelin atın' dediler, ev sahibi takımın oyuncuları da bu isteği geri çevirmedi.
41'de Poko beraberliği 2. kez sağladı.
***
İlk yarıda oyun çok durdu. 2 kere VAR'a gidildi ve 3 kere de yerde yatanların tedavisi beklendi. Her birinde 2'şer dakika zaman kaybolmuştur. 5 ile çarptığımızda sonuç 10 çıkıyor. Maç 6 dakika uzadı.
Uzatma dakikalarında Göztepe defansta top dolaştırdı, Malatyalı oyuncular baskı yapmayı tercih etmedi. Açılmaktan ve boş alanlar bırakmaktan korkuyorlardı sanırım. Göztepe, boş alanlar konusunda uzman... Haksız sayılmazlar. Ama gole ihtiyacın varsa, riski göze almak ve o paslaşmaya son vermek gerekir.
45+6'da yine bomboş bırakılan Malatyalılar, bu sefer topu ağlara gönderemediler. Sert vurmak yerine, isabetli şutu tercih etselerdi, goldü. Göztepe defansı kötü sinyaller veriyordu.
***
Altıpas içindeki volesiyle golü kaçıran Alpaslan, başka bir pozisyonda kullanılan köşe vuruşunda rakibini tutarak marke etmeyi tercih etti. Hakemden kaçtı ama VAR'dan kaçmadı. Tutmasa ne olacaktı? Hiç bir şey. Haybeye bir penaltı.
Geriye düşen Göztepe, 3. kez beraberliği yakalamak için bastırdı, Malatya o izni vermedi.
***
Futbolcuların dikkat etmesi ve ders alması gereken bir pozisyon yaşandı 16. dakikada. Aleksic, topa kafa vurmak için yükseldi. Berkan arkasından koşarak müdahalede bulunmak istedi ama kafa kafaya çarpıştılar. Aleksic kısa bir sakatlıktan sonra kalktı ama Berkan'ın kafası sarıldı. Oyunu da böyle tamamladı. Oysa Berkan'ın topa kafa vurma ihtimali yoktu. Üstelik her kim vurursa vursun, hiç bir tehlike teşkil etmiyordu. Sadece basit bir orta saha mücadelesiydi, o kadar. Bu tür toplara girerken çok dikkat etmek gerekiyor.

Afyon karavana attı

Ligde son 3 maçında puan alamayan Afjet Afyonspor, 4 maçtır kazanamayan İstanbulspor'u konuk etti. Çok üstün oynadığı maçtan sadece beraberlik çıkarabildi.
Genel olarak orta sahada geçen bir oyundu. Ceza alanları pek kullanamadı. Afyon uzaktan şutlarla gol aradı, tüm şutları auta gitti. İstanbulspor ilk kez 17. dakikada atağa kalkabildi, Murat Duruer uzaktan şut çekti, golü de attı. Adeta 'Şut öyle değil, böyle çekilir' dedi.
Afyon hem yüklenmeye devam etti, hem de kaleyi tutmayan şutlara... Ta ki 54. dakikaya kadar. Onur Toprak aldığı pasta önü açıktı. Ceza alanı dışından şutunu çekti. İyi vuramadı, kaleci Alperen de yatıp, topu kornere çeldi. Bu kaleyi bulan ilk şut oldu.
87'de Oltan sahneye çıktı, yapılan ortaya kafayı koydu, takımına 1 puan kazandırdı.
***
Mücadele baştan sona aynı devam etti. Konuk takım gol dışında 1 kere gole yaklaşabildi. Ev sahibi takım birçok pozisyon bulsa da, kaleyi bulamadı. Oyuna damgasını vuran şutlardı. Afyonspor 18 şut çekti ama sadece 4 tanesi kaleyi buldu. İstanbulspor'un ise sadece 4 şutu vardı ama 3 tanesi kaleyi tuttu. Rakibinden sadece 1 eksik... Köşe vuruşlarında da büyük fark attı Afyon. 12'ye karşı 2... Topla oynamada da üstünlüğü vardı ancak skor tabelasında 1-1 yazıyordu.
***
Maçta dikkat çeken olaylardan bahsedeyim biraz da.
İstanbulspor kalecisi Alperen, 10. dakikada kramponlarını değiştirmeye kalktı. Herkes mecburen onu bekledi. Oysa maçtan önce stada ilk gelindiğinde saha gezilebiliyor. Sonrasında ısınmaya çıkılıyor. Hangi kramponların giyilmesi gerektiğini işte o zamanlarda belirlemek gerekiyor.
34. dakikada Wellington yatarak topa ayak uzattı. Ama ne uzatmaktı. 2 Afyonlu oyuncu biri bir tarafa diğeri diğer tarafa bowling kukası gibi yıkıldı kaldı. Sakatlık geçirip yerden kalkamadılar. Hakem hemen kırmızı kartını çıkardı! Şaka şaka. Ne kırmızı ne sarı... Hakem faul bile vermedi. Topu taca atmasalar, oyun da durmayacaktı.
39. dakikada, yapılan faulde, İstanbullu İbrahim öyle bir bağırdı ki, taraftarın sesini bile bastırdı. Ama korkacak bir şey yok çünkü kenarda ölüyü bile diriltebilecek sağlık ekibi var. Bir pıs pıs ve bir dokunuşla hastaneye kaldırılması gereken oyuncuyu, eskisinden de sağlam bir hale getirdi.
***
Saha içine atılan bandajlara birçok kez değindim. Bu maçta da Halil Çolak çıkarken, bileğindeki bandajı çıkarıp, saha içine attı. Bu sanırım benden başka hiç kimsenin dikkatini çekmiyor, hiç kimse önemsemiyor.
Hakeme çok itiraz edildi. İtiraz edenler de genellikle Afyonlu oyunculardı. Taraftarlar da aynı şekilde verdiği vermediği faul ve taçları eleştirdiler.