Sonbaharı çok severim. Düşen yaprakların arasında yapılan yürüyüşler, yağmur yağarken içilen kahveler bir başka keyifli bu mevsimde. Yazlıktan dönüşün, tatil bitiminin verdiği hüzünün yerini yeni başlangıçların (okul, iş) heyecanı alır. Derken hastalık sezonu açılır. Vatana millete özellikle tüm annelere hayırlı uğurlu olsun.

Okulların açılmasıyla birlikte kalabalık ve kapalı ortama giren çocuklarda damlacık yoluyla bulaşan solunum yolu hastalıklarında daha kolay yayılım olur. Havalar malum, sıcak soğuk geçişi keskin. İnsan ne giyeceğini ve çocuğuna ne giydireceğini şaşırıyor. Okula başlamanın verdiği stres, hava koşullarına uygun olmayan kıyafet seçimi bağışıklık sisteminin hafiflemesine neden olur.

Halsizlik, öksürük, kas ağrıları, burun akıntısı şikayetleri başladıysa akla virüsler gelir. "Saçımın teli ağrıyor", "Dayak yemiş gibiyim", söylemlerinin sebebi genellikle griptir. Bu durumda antibiyotik içmek oldukça anlamsız, çünkü adı üstünde anti-biyotik yani bakterilere karşı etkili bu ilaçlar. Zaten virüslere karşı kullandığımız silahlara antivirütik diyoruz. Eylül-ekim gibi başlayıp kış bitene kadar bir kaç kez gribe yakalanılır. Bu nedenle risk grubundakilere eylül ayında grip aşısı uygulanır. Aşı oldum ama yine de çok hastalandım diyorsanız ufak bir hatırlatma, griple nezle çok karışır. Yani sizin sonradan hastalandıklarınızda belki de suçlu grip virüsü değil. Zaten grip aşısının içine her yıl muhtemel salgın yapacak suşlar (çeşitleri) konur. Sanmayın ki grip tek! Hatırlayın kuş gribi, domuz gribi salgınlarından. Aşı o sene beklenen grip tiplerine karşı korur, gerisi ne yazık ki hasta eder.

Neyse gelelim neler yapmalıyıza. Öncelikle beslenme alışkanlıklarınızı gözden geçirin. Dengeli ve düzenli beslenmeyi hayat felsefeniz haline getirin. Göreceksiniz ki dışarıdan vitamin takviyesine bile gerek kalmadan yıl içinde hastalanma sayınızı azaltacaksınız. Havaya uygun giyinmek de önemli. Barış Manço'nun unutulmaz şarkısındaki gibi "Zürefanın düşkünü beyaz giyer kış günü"!

Gereksiz yere, bilir bilmez ilaç kullanmayın. Öksürük şurupları, ateş düşürücüler, ağrı kesiciler, hatta antibiyotikler çerez gibi tüketiliyor. Geçici çözüm üretirken kalıcı hasar vermeyin. Mutlaka aile hekiminize, yakındaki doktorunuza ya da çocuğunuzu takip eden pediatristinize danışın. Bu işi de telefonla yapmayın! Telefonla hekimlik olmaz, hasta bakılmaz. Önce şikayetleri dinleyip sonrasında düzgün fizik muayene lazım. Telefonda dinleme kısmı olur da muayene kısmı nerede?

Grip ve daha hafifi nezle uzun sürer sık tekrarlarsa kulak-burun-boğaz uzmanına gidin; çünkü daha karışık daha ağır hastalıklara dönüşmesin.

Sağlıkla kalın.