Ethembey parkı güzergahını kullanan kalabalık, Mevlana Caddesi, ve kent meydanı üzerinden Atatürk Caddesi'nden eski Madımak Oteli, bugünkü İl Özel İdare Bilim ve Kültür Merkezi önüne geldi. Binanın önüne barikat kuran polis ekipleri, sadece siyasiler ile olayda yaşamını yitirenlerin yakınlarının bina önüne kadar girmesine izin verdi. Aileler, daha önce aldıkları karar doğrultusunda müze oluncaya kadar binaya girmeme kararını sürdürdü.

Eski otel binası önünde CHP Milletvekilleri Şenal Sarıhan, Sezgin Tanrıkulu, Ali Akyıldız ile HDP Sözcüsü Osman Baydemir aileler ile birlikte karanfil bıraktı. Otel önünde ellerinde çeşitli pankart ve dövizler taşıyan grup 'Madımak'ın hesabı sorulacak' sloganları attı. Semah gösterisi yapıldı. Olayda yaşamını yitirenler için sayı duruşunda bulunuldu, ölenlerin isimleri de tek tek okundu.



'MADIMAK'TA ADALET İSTİYORUZ'

Bina önüne karanfil bıraktıktan sonra açıklama yapan Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir, "Adalet bir türlü tecelli etmiyor onun için biz Aleviler Madımak'ta adalet istiyoruz. Biz Aleviler dili, dini, rengi, ırkı ne olursa olsun hiç kimsenin yakılmasını, katledilmesini istemiyoruz. Bu devlet, bu ayıbıyla yüzleşmelidir. Adalet her zaman lazımdır bizlere, adalet bugün ceberut anlayışa da lazımdır yarın onlara da lazım olacaktır" dedi.

CHP Ankara  Milletvekili Şenal Sarıhan ise, 24 yıldır adalet arayışı içerisinde olduklarını belirterek, şunları söyledi:

"Mahkemelerde her yolu denemeye çalıştık adalet sağlansın, katiller bulunsun, arkalarındaki örgütler ele geçirilsin diye elimizden gelen bütün olanakları kullandık ama ne yazık ki yargıdan aldığımız sonuç 15 bin kişinin bu olayın faili olduğunun polis kayıtlarında bilinmesine karşın sadece 180 kişi yargı önüne geldi ve sonuç olarak bir avuç insana ceza verildi. Oysa o örgütlerin kimlikleri, o örgütlerin bu olaydaki katkıları saptanmış olsaydı belki Türkiye bugün bu antilaik ve antidemokratik ortamdan uzaklaşmış olacaktı. Biz burada Cumhuriyet Halk Partisi vekilleri olarak adalet için yürüyen Genel Başkan sıfatı ile değil yurttaş Kılıçdaroğlu sıfatı ile yürüyen arkadaşlarımızın adalet anlayışlarıyla Sivas katliamındaki adalet arayışımızı buluşturuyor, büyütüyor ve büyüklüğü bütün Türkiye'ye yaymak istiyoruz. Bizim 24 yıldır burada sürdürdüğümüz mitingler aslında yargının adaleti bulmamasının sonucudur. Buradan halka ulaşmaya çalışıyoruz, Türkiye'nin ortasından Sivas'tan yangın ve katliamın olduğu merkezden bütün Anadolu'ya bütün Türkiye'ye adalet çığlığımızı duyurmaya çalışıyoruz. İnanıyoruz ki hepimizin gücü birleşecek, bütün demokratik kanallar bir araya gelecek ve adalet sağlanacaktır."   

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise, "2 Temmuz 1993'te sadece Madımak Oteli yanmadı, insanlar yanmadı. Türkiye'nin kendisi yandı ve insanlık yandı ve yanmaya devam ediyor. Onun için adalet diyoruz, adalet için yürüyoruz ve bugün de Sivas'ta Madımak'ta adalet sağlanana kadar da Türkiye'de adalet sağlanmaz diyoruz. Biz bu canlarımızın acısıyla yanıyoruz ama başka insanlar yanmasın diye yollardayız" dedi..  

HDP Sözcüsü ve Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir de, bundan 24 yıl önce aydınlıktan, ışıktan korkanların bu ülkenin gencecik pırıl pırıl aydınlık yüzlerine kıydıklarını ifade ederek, şunları söyledi:

"Diri diri canları yaktılar ama hesaba katmadıkları bir şey vardı o yangın, o ateş, o bilinçle buluştu ve bütün Ortadoğu coğrafyasına bir mücadele azmini miras olarak bıraktı. Bugün buraya 3 tane karanfil bıraktım. HDP milletvekilleri, HDP merkez yürütme kurulu ve HDP'nin tüm bileşenleri ve HDP'ye gönül vermiş milyonlarca insan adına, milyonlarca can adına 3 karanfil bıraktık. Bunlardan bir tanesi Şeyh Said'in torunları adına bırakılan bir karanfildir. Bir tanesi Seyit Rıza'nın torunları adına bırakılmış bir karanfildir, bir diğeri de Hacı Bektaşi Veli ve Pir Sultan'ın torunları adına bırakılmış karanfildir. Çok iyi biliyoruz ki canlar bir olduğumuzda mazlumlar bir olduğumuzda karanlığı yeneceğiz, aydınlığı bu coğrafyaya hakim kılacağız. Bir kez daha buradan 24 yıl önce burada Kerbela'yı yaşatanlar adeta ödüllendirildiler. Bugün Sivas'ta bu ülkenin aydınlığından yana olanlar, hukukun üstünlüğündeni demokrasiden, insan haklarından, onurlu bir barıştan yana olanlar ne mutlu ki yekvücut oldular ve bu mücadele Madımak Oteli'ni bir utanç müzesi haline dönüştürünceye kadar emin olun ki devam edecek. O dönem bu otelin etrafını saran güruh 'Sivas laiklere mezar olacak' diyordu. O güruh bugün o güruhun zihniyeti Cemevi inşa ettiğimiz için laikliğe halel getirdiğimiz gerekçesiyle hakkımızda soruşturma açılıyor. Ben bir kez daha Sivas'ta haykırarak ifade ediyorum. Ahmedi Hani Camisini inşa etmekle gurur duyuyorum. Surp Giragos Kilisesini restore etmekle ibadete açmakla gurur duyuyorum. Pir Sultan Abdal Cemevini inşa etmekle ve onu canlara teslim etmekle gurur ve iftihar duyuyorum. Değil 2 yıl 120 yıl zindana koysanız Cemevi inşa etmeye devam edeceğiz. Canlarla bir olmaya devam edeceğiz."X

"33 CANIMIZ İÇİN ADALET İSTİYORUZ'

Daha sonra bina önünde toplanan kalabalığa yönelik etkinliğe katılan kuruluş temsilcileri kısa konuşmalar yaptı. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkan Gani Kaplan içinde adaletin olmadığı devasa adalet sarayları yapıldığını belirterek, şunları söyledi:

"Bizler bu adalet saraylarının içine adaleti getirmek için varız. Bizler Sivas'ın ışığını söndürmemek için buralardayız. Bizler Madımak Oteli'nin utanç müzesi olması için buralardayız. Biliyorsunuz bir adalet yürüyüşü var. Ankara'dan İstanbul'a yürüyen başta Genel Başkan Kılıçdaroğlu olmak üzere tüm yoldaşlarını Sivas'tan sizlerin huzurunda saygıyla selamlıyorum. Bizler Madımak Oteli'nde katledilen 33 canımız için adalet istiyoruz. Bizler Berkin Elvan için, Ali İsmail Korkmaz için adalet istiyoruz. Bizler Çorum için adalet istiyoruz. Bizler herkes için adalet istiyoruz."   

Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Tuncer Baş ise, "Madımak 'utanç müzesi' olana kadar, bizler eşit yurttaşlar olana kadar, yeryüzünde adalet sağlanana kadar buradan İstanbul'a başlatılan adalet yürüyüşünü de selamlıyorum" dedi.

İSİM TEPKİSİ

Olayda hayatını kaybedenlerden Gülsüm Karababa'nın ağabeyi Hüseyin Karababa da aileler adına konuştu. Karababa, olayda öldürülen göstericiler Ahmet Alan ve Hakan Türkgil'in de bina içindeki anı köşesinde isimlerinin ver olmasını asla kabul etmeyeceklerini söyledi. Hüseyin Karababa şunları söyledi:

"Sivas olaylarında meydanda 2 kişi öldürüldü. Bu şahısları aldılar geldiler bu ucubenin içine en başa yazmak koşuluyla sanki burada öldürülmüş gibi yaparak, büyük birlik projesini sunarak, sanki bizim onlarla bir dostluğu, arkadaşlığı varmış da şeytanlar gelip bizi öldürmüş gibi yaparak bu ucubede böyle bir proje uyguluyorlar. Ben sizin huzurunuzda bu iki şahsın ailesine buradan seslenmek istiyorum. Sizin çocuklarınızı biz burada kabul etmiyoruz. Çünkü siz 24 yıldır çocuğunuzu aramadınız. Avukat tutmadınız. Mahkemeye gelmediniz. Ne hakla çocuğunuzun ismini burada tutuyorsunuz. Gidin Bölge İdare Mahkemesine biran önce çocuklarınızın ismini buradan çıkartın. Çıkartın, bizi zora sokmayın."

Konuşmaların ardından kalabalık grup, geldikleri güzergahı kullanarak geri etkinliği sonlandırdı.