ABD Başkanı Donald Trump'ın, "Türkiye, Kürtleri vurursa onları ekonomik yönden mahvederiz" açıklamasına Türkiye'den sert tepki gelmişti. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın tarafından, "Suriyeli Kürtleri PKK ile bir tutmak ölümcül bir hatadır", Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun tarafından ise, "Türkiye Cumhuriyeti devleti Kürtlerin düşmanı değil, hamisidir" şeklinde açıklama yapılmıştı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da, "Stratejik ortaklar sosyal medya üzerinden konuşmaz. Biz hiçbir tehditten korkmayacağımızı söyledik. Ekonomik tehditle bir yere varılamaz" demişti. Türkiye Ekonomik Politik Ve Stratejik Araştırma Merkezi (TEPSAM) da bölgedeki durumu değerlendiren bir açıklama yayınladı.

TEPSAM Başkanı Teoman Yıldırım tarafından yapılan açıklamada, "Bölgede uzun yıllar sürecek bir coğrafi plan uygulanmak isteniyor. Türkiye gerekli adımları atmak zorundadır" denildi. ABD ve Türkiye arasındaki karşılıklı açıklamaları değerlendiren TEPSAM Başkanı Yıldırım, "Türkiye karşı tarafında hamlelerini gözlediği satranç tahtasındaki hamlelerini yapıyor. Türkiye'nin toprak bütünlüğü adına her ne pahasına olursa olsun adım atması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Güvenli bölge bir tuzak

Sınırda 30 kilometre güvenli bölge önerisinin Türkiye için bir tuzak olduğunu savunan Yıldırım, "Sınırda 30 kilometre güvenli bölge önerisini kabul etmek meşrulaşmış bir terör örgütünü kabul etmektir. Güvenli bölge aynı zamanda Suriye'nin üniter devlet yapısının da bozulması anlamına gelir" açıklamasında bulundu. "Devletimizin isteği Fırat'ın kontrolünün PKK'da olmaması" diyerek sözlerine devam eden Yıldırım şu ifadeleri kullandı:
Barajların ve suyun PKK'nın elinde olmamasını istiyoruz. Çünkü barajlar bölgesine Türkiye hakim olursa, İdlib de dahil bu bölgedeki su sorununu çözmüş oluyor. O zaman da Münbiç'in bir önemi kalmıyor. Türkiye stratejik oyununu oynuyor ve karşı tarafın da tepkisine bakıyor.

Bir dolduruş hazırlanıyor

Yıldırım açıklamalarını şöyle sürdürdü: Bu son dönemde yaşanan sürecin içerisinde. Türkiye, Suriyelilerin Türkiye'deki eğitim projelerine devam ediyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bu konuyla alakalı çok güzel açıklama yaptı. Türkiye'ye katkıları var mı yok mu tartışmaları açıldığı dönemde önemli veriler açıkladı. Tuzak şunun üzerine kuruluyor: Türkiye'ye gelen sığınmacıların tamamını yakını normal sığınmacı görüntüsü içinde olmayabilir. Çünkü beyan üzerine Türkiye'ye girdiler. Bu şahıslar yani insanlar evlerinden kaçtıklarında pasaportları nüfus cüzdanları falan yoktu. Çoğu sınır kapılarına geldiklerinde çocuklar ayakları çıplak olarak gelmişlerdi. Son dönemde ısrarla hiç olmayan olaylar bu şahısların üzerine yıkılarak toplumda bir dolduruş amaçlanıyor. Suriye'nin üniter devlet yapısı bozulursa sonraki hedef Türkiye'de olacağı ve Türkiye'nin üniter devlet yapısının bozulmak isteneceği nettir."