Adil Öksüz'ü araştıran savcılık, Öksüz'ün grubuyla birlikte son 15 yılda ABD'ye yaptığı uçuşlarda, ABD ve İsrail vatandaşı olan benzer kişilerle yolculuk yaptığını ortaya çıkardı.



15 Temmuz darbe girişimi sonrasında çarpıcı bir detaya daha ulaşıldı. Savcılık, son 15 yılda Öksüz ve ekibinin yurt dışına çıkış ve gelişlerini incelerken ilginç bir ayrıntı yakaladı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 16 Temmuz sabahı saat 04.00'ten itibaren başlatılan adli soruşturma çerçevesinde elde edilen bilgi ve delillerle hazırlanan 4 bin 658 sayfalık iddianamede çarpıcı detaylar var.

Milliyet'ten Tolga Şardan'ın köşesine taşıdığı yazı şöyle:

"15 Temmuz'dan önceki süreçte ve 'kabus gecesi'nde yaşananların ortaya çıkarılmasında her ne kadar kısa süre önce görevden alınmış olsa da dönemin başsavcı vekili Necip Cem İşçimen ile savcı heyetinin büyük emeği var.


KARARGAH İDDİANAMESİ


Darbe girişimi sürecini anlatan Genelkurmay Karargâhı iddianamesinin en can alıcı bölümü "FETÖ'nün sistemli bir şekilde TSK ve Genelkurmay Karargâhı içinde örgütlenmesi" olmuştu.

Karargâh iddianamesinde savcılar, suçların tespitinin yanı sıra, "2003'ten bu yana hiçbir FETÖ üyesinin TSK'dan atılmadığını, hatta darbede görev alacak albayların Yüksek Askeri Şura'da terfi etmelerinin sağlanması için özel bir yasal düzenlemeyi, hükümete imzalatmayı başardığını" gün ışığına çıkarmıştı.

Bu süreç, FETÖ'nün TSK kadrolarındaki 'paralel askeri yapılanmayı' beraberinde getirdi. Ve ne hikmetse FETÖ'nün TSK içindeki bu faaliyetleri komuta kademesinin hiç dikkatini çekmedi.

Ta ki, 2016 YAŞ sürecine kadar!


AKINCI İDDİANAMESİ


Akıncı iddianamesinde ise savcılar, bu kez FETÖ'nün darbe girişimin saha aşamasında FETÖ'nün hareket tarzını ortaya koydu.

Artık FETÖ'nün TSK imamı olduğundan şüphe duyulmayan firari Adil Öksüz'ün darbeyi Türk Hava Kuvvetleri üzerinden gerçekleştirmeyi hedeflediği, darbe gecesindeki Türk Hava Kuvvetleri'nin oynadığı rol iddianamenin sayfalarında yer buldu.

Hava Kuvvetleri, 15 Temmuz'un 'ana unsuru' olmuş gözüküyor. Bunun Yanısıra önemli bir süreç daha ortaya çıktı.


"GÜLEN'İN DÖNÜŞÜ İÇİN HAZIRLIK YAPILMIŞ"


Savcılar, Hava Kuvvetleri'nin önde gelen hava üssü olan Ankara 4. Ana Jet Üs Komutanlığı'nda (Akıncı Üssü) FETÖ lideri Fethullah Gülen'in Türkiye'ye dönüşü için hazırlık yapıldığını tespit etti.

Hem de Hava Kuvvetleri Komutanlığı karargâhının gözünün sürekli üzerinde olduğu Akıncı yerleşkesinde.

Gülen'in, darbenin başarılı olması halinde 15 Temmuz'dan 10 gün sonra Türkiye'ye gelip üs yerleşkesi içinde kendisi için özel olarak inşa edilen binada yaşamaya başlayacağı bilgisine ulaşan savcılar, bu bilgiye de iddianamede yer verdi.

Ankara'daki hava üssünde FETÖ lideri için öyle basit bir yapı değil bayağı inşaat sistemiyle özel bir bina yapılıyor. Ve ne hikmetse bu inşaat gözden kaçıyor.


MERCEK ALTINA ALINAN UÇUŞLAR


Hem karargâh hem de Akıncı Üssü iddianamelerinden anlaşılıyor ki darbe girişimi hazırlığını yürüten sivil bir grup var. Bu grubun bir numarası da Adil Öksüz.

Kemal Batmaz, Hakan Çiçek, Harun Biniş, Nurettin Oruç, Öksüz'ün liderliğindeki darbeci sivil kanadın diğer üyeleri. Bu grup, FETÖ adına beraber çalıştıkları TSK Komuta kademesindeki ekibiyle darbe planlamasına başladılar.

Ne zaman? Resmi bilgilere göre Aralık 2015'te.

Yani, 17-25 Aralık 2013'te başlayan FETÖ ile mücadeleden 2 yıl sonra. Gülen grubuna yönelik tasfiyeye başlandığı dönemde, Gülenciler darbe hazırlığı içindeler.


ABD VE İSRAİL VATANDAŞLARI


Bu 'sivil darbeci' grubunun bir önemli görevi daha var. Grup üyeleri, gerek darbe öncesi süreçte, gerekse darbe girişiminden günler önce, farklı 2'şer 3'erli gruplarla yurtdışına çıkıyor.

Yurt dışına çıkışların büyük bölümü İstanbul'dan. Ancak grup üyeleri, kimi zaman dikkat çekmemek adına Avrupa ülkelerinde buluşup seyahatlerine devam ediyorlar. Son durak, her zaman New York'taki JFK Havalimanı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı her iki darbe soruşturması sırasında, sivil darbeci grubun yurtdışına çıkışlarının peşine düştü.

Savcılık, son 15 yılda Öksüz ve ekibinin yurt dışına çıkış ve gelişlerini incelerken ilginç bir ayrıntı yakaladı. Grubun 2'li ya da 3'lü biçimde, son durağı JFK Havalimanı olan uçuşlarında ABD ve İsrail vatandaşı olan benzer kişilerle aynı uçakla yolculuk yaptıklarını belirledi.

Örneğin, 5 yıl önce grubun iki üyesinin ABD'ye gidişi sırasında, 20 günlük bir bebeğin de yer aldığı İsrailli bir aile önce ülkelerinden İstanbul'a geldi. Bu ailenin iki üyesi daha sonra, sivil grubun 2 üyesinin ABD'ye gittiği uçakla JFK'e uçtu. Dönüşte de yine sivil darbeci grubun üyelerine eşlik eden iki şüpheli İstanbul'a geldi.
 

ABD YANIT VERMEDİ


Buna benzer başka örnekler de var.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, hem sivil darbeci grubun üyelerinin, hem de yabancı uyruklu şüphelilerin New York'taki JFK Havalimanı'na yaptıkları uçuştan sonra devam ettikleri iç hat uçuşlarıyla ilgili bilgileri ABD'den resmi yazışmayla istedi.

Ancak, ABD'den bugüne kadar bir yanıt gelmedi. Savcılık, Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı soruşturmalarına devam ediyor. Bir yandan da 'mahrem imamlar' soruşturmaları var.

Türkiye, önemli bir süreci yaşıyor.
 

KARARGAH BİNASININ BOZUK KAMERA SİSTEMİ


Akıncı'da 141. ve 143. Filo'nın kullandığı karargâhların kapalı devre kamera kayıt sistemi çalışırken, 142. Filo'ya ait karargâh binasının kamera sistemi, 15 Temmuz'dan yaklaşık bir ay önce kullanım dışı kalıyor, onarım yapılmıyor.

Bu durum da dikkat çekmiyor.

Akıncı'da görev yapan ve soruşturma kapsamında ifadeleri alınan bazı şüpheli ve tanıklar, Akıncı Üssü Harekat Komutanı Kurmay Albay Ahmet Özçetin'i FETÖ olarak bilindiğini aktarıyorlar.

Üssün tüm uçuşlarından sorumlu olan üst yöneticinin konumunun biliniyor olması da iddianamede var.

HARP SİLAHLARININ SEVKİYATI

Hava Kuvvetleri bünyesindeki Akıncı Hava Üssü, çoğunlukla 'eğitim amaçlı' kullanıldığı için harp silahları burada bulunmuyor.

Savcılık, soruşturmada 15 Temmuz gecesi Ankara'daki bombalamalarda kullanılan bombalar ve uçaksavar mermilerinin Malatya ve Kayseri'den daha önce Ankara'ya getirildiğini tespit ediyor. Keza, havadan havaya atılan füzeler Akıncı'nın envanterinde bulunmuyor.

Bu silahlar Balıkesir'deki filodan Ankara'ya getirilerek hazır tutuldu.

Bu organizasyonlar, bir yerden bir yere kargo göndermek kadar kolay değil.

Hepsinin sevk ve idaresi için gerekli askeri prosedürler, süreçler var.

Bu süreçler yerine getirilirken de hazırlığın anlaşılamaması soru işaretlerine neden oluyor. Bakalım, bu konular yargı aşamasında ilgililerince nasıl açıklanacak? İddianameyle her gün yeni bilgiler kamuoyuna yansıyor."