Karabük'te, 14'ü tutuklu, 1'i firari, 1'i tutuksuz 16 akademisyenin yargılandığı FETÖ/PDY davasında hakim karşısına çıkan FETÖ firarisi Adil Öksüz'ün kardeşi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Öksüz, "Darbeye karışan Adil Öksüz'ü ağabey olarak kabul etmiyorum. Aynı soyadı taşımak istemiyorum" dedi.


'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen tutuklu sanıklar Ahmet Öksüz, Alaaddin Yılmaz, Cahid Özdeveci̇, Erdal Bi̇ber, Hakan Suvak, Hüseyin Ci̇noğlu, Hüseyin Çevi̇k, Turgay Türker, Süleyman Semi̇z, Serkan Esen, Salih Yıldırım, Mustafa Kurt ve Mahmut Çelik ile tutuksuz sanık Rüveyda Kılıçbay, Karabük Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Tutuklu Seymen Kahraman ise Burhaniye F Tipi Cezaevi'nde telekonferans sistemiyle duruşmaya katıldı. Firari Halil İbrahim Demirci ise duruşmaya gelmedi.

Duruşmada, Karabük Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 84 sayfalık iddianame okundu. Sanık Yrd. Doç. Dr. Ahmet Öksüz, savunmasında, Dörtyol İmam Hatip Lisesi'nden mezun olduğunu, üniversiteyi Bakü Devlet Üniversitesi'nde okuduğunu, 2010 yılına kadar Kafkas Üniversitesi'nde çalıştığını, 2010 yılından bu yana ise Karabük Üniversitesi'nde görev yaptığını söyledi. Ahmet Öksüz, FETÖ firarisi ağabeyi Adil Öksüz ile ilişkilerinin iyi olmadığını, görüşmelerinin bir elin parmaklarını geçmeyeceğini, en son 16 Mart 2016 tarihinde baldızının düğününde gördüğünü söyledi. Ağabeyenin darbeye karıştığını medyada öğrendikten sonra onunla aynı soyadı taşımak istemediği için mahkemeye başvurduğunu söyleyen Ahmet Öksüz, şöyle dedi:

"Soyadımı değiştirmek istedim. Darbeye karışan Adil Öksüz'ü ağabey olarak kabul etmiyorum. Aynı soyadı taşımak istemiyorum. Aram zaten soğuk. Bir atasözümüz var: Her koyun kendi bacağından asılır. Ama ben ağabeyim Adil Öksüz yüzünden cezaevinde olduğumu düşünüyorum."

İddianamede yer alan suçlamaları kabul etmediğini söyleyen Öksüz, mahkeme başkanının, "15 Temmuz'dan sonra telefonunu neden değiştirdin?" sorusuna, "Telefonumun bir kaza sonucu camı kırıldı. Tamire getirdiğimde telefonun eski bir sürüm olduğu için 21 gün içinde teslim edilmeyeceği söylendi, bunun üzerine yenisini aldım ve eskisini çöpe attım" dedi. "Telefonu saklama gereği hissetmediniz mi?" sorusuna Öksüz, "Hayır. 15 Temmuz'da yıllık izinde İstanbul'da bulunuyordum. İş yerimdeki bilgisayar ve hard diskimi yanıma almıştım. O yüzden işyerimde, evimde yapılan aramalarda bulunmadı. Daha sonra bunları teslim ettim" dedi. Öksüz, sosyal hesabı olmadığını, örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'u 15 Temmuz'dan sonra duyduğunu ve kullanmadığını ileri sürdü.

Öksüz, mahkeme başkanının, "Eşiniz ByLock kullandığı için gözaltında, bundan haberiniz var mıydı?" diye sorması üzerine, "Haberim yoktu" dedi. "Bu normal mi?" sorusuna da Öksüz, eşine güvendiğini, onun yanlış bir iş yapmayacağına inandığını kaydetti. Bank Asya'daki hesap trafiğinin ve toplu para yatırmalarının birikim için olduğunu savunan Öksüz, çocuklarının FETÖ ile bağlantılı okullarda eğitim almasının nedenin ise kaliteli eğitim verildiğini düşündüğü için olduğunu belirtti.