Bilim insanları Yeni Zelanda'da Pasifik Okyanusu'nun altında görünen Zelandiya adlı büyük kara parçasının yeni bir kıta olabileceğini açıkladı. Şimdi şu sorular soruluyor: Atatürk'ün 1930'larda araştırmaya başladığı Mu kıtası bulunmuş olabilir mi? Mu'nun rakibi Atlantis gerçekten var mıydı?


Bilim insanları uzun zamandır, Yeni Zelanda'nın en yüksek ucu Mount Cook dağının önünde deniz dibinde yatan yükseltinin Zelandiya'nın kıta olduğunu kanıtlamaya çalışıyor.

Zelandiya ismi ilk kez jeofizikçi Bruce Luyendyk tarafından 1995'te koyulmuştu. Araştırmacılar, Amerika Jeoloji Topluluğu dergisinde yayımlanan son çalışmada, Zelandiya'nın yüzölçümünün 5 milyon kilometrekare olduğunu belirtiyor.

Yani neredeyse Türkiye'nin altı katından daha büyük.

Araştırmanın baş yazarı Nick Mortimer, "Zelandiya'yı bir kıta olarak tanımlamanın bilimsel değeri, kıtaların listesine bir isim daha eklemekten çok daha fazla" diyor.

Mortimer, Zelandiya'nın suyun altında bütün şekilde durabilmesinin, toprağın birbirine tutunma özelliği ve kıtasal kabuk üzerindeki araştırmalara yardım olacağını belirtiyor.

'Zelandiya: Açığa Çıkan Kıtamız' adlı kitaplarında da araştırmacılar Nick Mortimer ve Hamish Campbell, Zelandiya'nın aynı zamanda Yeni Zelanda'yı 'ada' konumundan 'kıta' konumuna taşıyacağı için önemli olduğunu söylüyorlar.

Mortimer ve Campbell, kıtanın potansiyel enerjisinin, mineraller ve doğal kaynaklarının ülkeyi ekonomik anlamda güçlendireceğini vurguluyorlar.

Araştırmacılar bir kara parçasının kıta sayılabilmesi için şu kriterleri inceliyorlar: Normal okyanus tabanından daha kalın bir kabuk olması, kendine özgü bir jeolojiye sahip olması, iyi tanımlanmış bir bölge olması, okyanus tavanından ne kadar yüksek olduğu.



Zelandiya'nın yüzde 94'ü suyun altında bulunuyor.

Yalnızca birkaç ada ve üç büyük kara parçası suyun üstünde duruyor, bunlar: Yeni Zelanda'nın Kuzey ve Güney adaları ile Yeni Kaledonya.

Kıtaları tanımlayan ve ilan eden bilimsel bir kurum yok.

Dolayısıyla dünyanın 8 kıtanın varlığını kabul etmesi, gelecekte yapılacak araştırmaların Zelandiya'yı kıta olarak kabul etmelerine kalıyor.


ATATÜRK ARAŞTIRMIŞTI


1930'larda geliştirilen Türk Tarih Tezi kapsamında, Türklerin Orta Asya’dan önceki ilk yurtlarıyla ilgili teoriler üretilmeye başlamıştı.

Atatürk'ün de araştırdığı bir teoriye göre Türkler, MÖ 12.000’lerde bir doğal afet sonunda Pasifik Okyanusu’nda sulara gömülen Kayıp Kıta Mu’dan Orta Asya’ya göç etmişlerdi.

Atatürk'ün Meksika Büyükelçisi olarak atadığı Tahsin Mayatepek'in incelediği antik Maya tabletlerinde sulara gömülen Mu kıtasından bahsediliyordu.

Pasifik Okyanusu'ndaki Zelandiya, son 100 yıldır bilim adamlarının "kıta" olarak ortaya attığı en büyük su altı kütlesi. Buna karşın bilim adamlarının çoğu, 19. yüzyıldan beri savunulan Mu teorisine katılmıyor.

Benzer şekilde, Atlas Okyanusu'nda battığına inanılan ve ilk ortaya atılışı çok daha eskiye, Platon'a dayanan Atlantis kıtasının varlığı da çoğu bilim adamı tarafından "imkansız" bulunuyor.

Genel kanı, kıtaların kısa sürede "batmasının" fiziken mümkün olmadığı ve "kayıp kıtaların" sadece birer efsane olduğu yönünde.