Konuşmasında ayrıca, imam hatip okulları ve ilahiyat fakültelerinin Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile kurulduğunu hatırlatan İlker Başbuğ, bu okulların bir dönem kapatılmasını eleştirdi. İlker Başbuğ, Bu okulları kapatırsanız ortaya cemaatler, bilmem neler, işte onların yetiştirdiği adamlar çıkıyor dedi.

ZOR BİR DÖNEMDE GEÇİYORUZ

Leonardo Royal Otel'de düzenlenen toplantıda Türkiye'nin 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ şunları söyledi Benim değerlendirmeme göre toplumsal olarak zor bir dönemden geçiyoruz, o bir gerçek yani. Türkiye Cumhuriyeti olarak, tarihsel olarak Cumhuriyetin en karmaşık hatta toplumun bölünmüşlüğü açısından gerçekten çok ciddi, her konuda nerdeyse bölünme içinde olduğu bir an içindeyiz. Dolayısıyla bu süreçten nasıl çıkacağız önemli bir konu. Amam önemli olan şu, konulara sadece görmek istediğimiz veya söylemek istediğimiz noktalardan bakmamak lazım. Çok ani reaksiyon gösteriyoruz, ani. Kimsenin toplumun ikiye ayrılmasından mutluluk duymaması lazım. Bütünlüğe ihtiyacımız var, belki de birbirimizi daha doğru anlamaya ihtiyacımız var. Empati yapmaya ihtiyacımız var ama bu yok. Hep karşılıklı gerginliklerle geçiyor. Bu konuda siyasetçilerin devlet adamı olma noktasına gelmeleri lazım. Bugün Türkiye'de esas sorun da kültürel bölünmüşlük. Yaşam tarzları farklı. Türkiye'nin bir kısmının yaşama bakışı, yaşayışı farklı, öbür taraf çok farklı. Halbuki bir sentezin olması lazım yani bütünleşmesi gerekiyor. Bunu bütünleştirmek için iki tarafa da görev düşüyor. Ben onu yapmaya çalışıyorum.

CUMHURİYET TARİHİNDEKİ EN YANLIŞ NOKTALARDAN BİRİ

Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ konuşmasında ayrıca Türkiye'nin nüfusunun yüzde 99'unun Müslüman olduğunu belirterek, Tabii ki din adamına ihtiyaç var. Bu din adamlarını yetiştirmek de devletin işi dedi.

Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun 4. maddesine gönderme yapan Başbuğ, 3 Mart 1924, Tevhid-i Tedrisat Kanununun 4. maddesi diyor ki, 'Yüksek din adamlarını yetiştirmek üzere İlahiyat Fakültesi, imam ve hatip yetiştirmek içinse mektepler açılacaktır.' Özellikle küçük yerlerde, köylerde, kasabalarda halk din adamlarının söylediklerine çok itibar eder. O zaman bunu yetiştireceksiniz. Peki ne olmuş Kanun çıkıyor ve 1924'de imam hatip mektepleri açılıyor. Maalesef 1932 yılında imam hatip okulları kapatılıyor. Neden İşte Şeyh Sait isyanı var; isyanlar var. Tamam. Bunu neden olarak kabul edebiliriz. Bu okulların kapatılmasına öğrenci sayısının düşük olmasını mazeret olarak gösterenler var ki, belki de Cumhuriyet tarihinde yapılmış en yanlış noktalardan bir tanesi. Bakın aynı zamanda 1924'te İlahiyat Fakültesi açılıyor. O da kapatılacak bir müddet sonra. Kaba çizgileriyle söylersek 30 ile 50 arasında Türkiye'de din adamı yetiştiren okul yok. Ne oluyor o zaman, işte bu adamlar çıkıyor. Cemaatler, bilmem neler, onların yetiştirdiği adamlar çıkıyor. Aydın din adamı diyorsunuz. Yok. Sıkıntı var. Bırakıyorsunuz o alanı. Alanı niye bırakıyorsunuz diye konuştu.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan toplantıda Avrupa-ADD Genel Başkanı Dursun Atılgan da bir açış konuşması yaptı.