Konuyla ilgili TBMM'ye dilekçe yazdıklarını ancak henüz karşılığında bir cevap alamadıklarını söyleyen Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Başkanı Kani Beko, süreci anlattı: Son 1 ayda 2 kez TBMM'ye gittim. İlkinde DİSK'e bağlı sendikalarla kiralık işçi yasası gündeme geldiğinde gittik. O zaman bütün şube başkanları içeriye girdi ama ben giremedim. Dolayısıyla da sordum 'Neden herkes girerken ben giremiyorum?' Bana kara listede olduğum söylendi. Bunu da TBMM Çankaya girişinden sorumlu olan arkadaş söyledi. O gün CHP İzmir Milletvekili Musa Çam aracılığıyla içeriye girdim. Daha sonra yine kiralık işçi yasasının meclis gündemine gelmesi dolayısıyla gitme ihtiyacı doğdu ve gittik. Sonuç olarak aynı muameleyle karşı karşıya kaldım. Arkadaşıma kimliğimle meclis konuk kimliğimi alabilir misin? Ricasında bulundum. Almaya giden arkadaşıma giremeyeceğim söylendi. Yine kara listede olduğumu öğrendim. Sonra da kara listenin ne demek olduğunu düşünmeye başladım. Dün CHP'nin Manisa Milletvekili ve Grup Başkanvekili Özgür Özel, kara liste olayını ve içeri alınmayışımı TBMM'nin gündemine taşıdı (Bundan dolayı kendine bir kez daha teşekkür ediyorum). Sonrasında da olay basına yansıdı. Olayın tüm süreci bundan ibarettir.

Meclisi, halka kapattılar

TBMM Başkanı İsmail Kahraman'a içeri alınmama nedenini soran Özel'e de cevap verilmediğini belirten Beko, 'Burası TBMM. Halkın vekilleri burada faaliyetlerini sürdürüyor. TBMM kurulduğu tarihten bu yana vatandaş, sendika, STK kısacası herkes vekiliyle görüşmeye gelmiş ve mutlaka görüşmüştür. Mutlaka orada sorunlarına çözüm aramıştır. Ben de son dönemde TBMM'de görüşülmekte olan kiralık işçi yasasıyla ilgili gitmek istedim. Kiralık işçi yasasıyla ilgili TBMM açıldığı günden bu yana konu mecliste görüşülüyorsa kendilerini ilgilendiren dernekler, demokratik kitle örgütleri, sendikalar, işçiler, işsizler de balkona çıkar ve oradan izler. Her ay AKP'ye yakın olan birçok çevre şarkı, türkü söyleyip, şov yapar. Ben de kiralık işçi yasasının geçmemesi için meclisteki 4 partinin grup başkanvekillerinden randevu talebinde bulunmuştum. Sonuç itibariyle de CHP vekillerin aracılığıyla içeriye girdik ama mecliste görüşülen yasayı balkonu bize kapattıkları için takip edemedik. TBMM İdare Amiri Salim Uslu TBMM'nin balkonunu işçilere kapattı' ifadelerini kullandı.
 
'Kahraman'ın kara listeye aldırdığını düşünüyorum'

Milletin meclisine, milletin temsilcisi olarak neden dolayı giremediğinizi düşünüyorsunuz? sorumuzu Kani Beko, şöyle cevapladı: Neden alınmadığımız konusunda dilekçeyi verdik ama cevap alamadık. Ancak süreci yakından takip edeceğiz. TBMM Başkanı İsmail Kahraman, geçtiğimiz günlerde laiklikle ilgili çam devirmişti. Ben de bu konu hakkında 1 Mayıs Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü'nde İstanbul'da düzenlenen mitingde, kürsüden açıklamalarda bulunmuştum. Açıklamaları dolayısıyla İsmail Kahraman'ı kınadığımı da belirtmiştim. DİSK kurulduğu tarihten bu güne ülkenin bağımsız, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olması gerektiği konusunda mücadele verdiğimizi ve bu mücadelemize de devam edeceğimizi söyledim. Bu topraklarda ne olursa olsun DİSK'e bağlı işçiler var oldukça bağımsız, demokratik, laik, sosyal hukuk devletini de var etmek için elimizden geleni yapacağımızı ilan etmiştim. Buna benzer konuşmalarımda direk İsmail Kahraman'ı hedef aldığım mesajımı almış olabilir. Çünkü konuşmamı 5-6 televizyon canlı yayından veriyordu. 1 Mayıs'ta bu söylediklerimden ötürü Kahraman'ın beni kara listeye aldırdığını düşünüyorum. Bu tamamen kişisel yorumumdur. Çünkü henüz neden alınmadığımız sorusuna cevap alamadık.

Ülke tek adam iktidarına sürüklenmek isteniyor

Saray tarafından TBMM'ye bir darbe yapıldığını dile getiren Beko, 'Sonuç itibariyle de meclise yapılan bu darbe sonrasında biat eden vekillerden bir hükümet kuruldu ve düşük profilli bir başbakan ülkenin başına talimatla getirildi. Şimdi bunları bizim kabul etmemiz mümkün değil. Biz bu ülkenin demokrasi, barış, insan hakları, kardeşlik ve sendikal hak ve özgürlüklerine saygılı bir ülke olmasını her zaman istedik ve bunun için mücadele ettik. Her zaman kuvvetler ayrılığını, yönetimin kimsenin tek elinde olmamasını ve demokrasiyle yönetilmeyi savunduk. Sonuç itibariyle bunların hepsinin devre dışı bırakılıp, ülke tek adam iktidarına sürüklenmek isteniyor. Sarayın TBMM'ye darbe yaptığı bir ortamda, mevcut siyasi iktidara ve saraya karşı yapmış olduğumuz muhalefetten dolayı buna benzer önlemler de alınıyor olabilir. Bunları da düşünüyoruz' dedi.