Kadınların, seçme ve seçilme hakkını elde etmesinin 83'üncü yıldönümüne denk gelen 5 Aralık'ta, Şanlıurfa'da bir genç kız elinde bıçakla çatıya çıkıp intihara kalkıştı. Güçlükle ikna edilip kurtarılan 20 yaşındaki Hatice, "O olaydan sonra babam vazgeçti ama belli mi olur? Buradaki kızların kaderi hep bu." dedi.

Konuşmaya başlayan Hatice, ayağındaki yazlık ayakkabılarıyla mahallede yürürken, "Bir hayatım olsun istiyorum." dedi ve bunu sık sık tekrarladı.

Okul yüzü görmemiş anne-babanın 9 çocuğundan biri olan Hatice, anlatmaya başladı: "Hayat burada çok zor. Paramız yok, doğru düzgün ne buzdolabı ne çamaşır makinesi var evde. Bırakın giyecek kıyafeti, yiyeceğimiz yok. Aç susuz yaşıyoruz. Daha doğrusu yaşayamıyoruz. O kadar zoruma gidiyor ki. Banyo da tuvalet de evin dışında. Zaten bir hayat yaşamıyoruz, üstüne bir de evlilik korkusu. Babam da kararsız. Bir bakıyorsun 'Tamam oku', sonra 'Evleneceksin' diyor. Okula gitmezsem mecbur evleneceğim. Bu korku beni bitirdi."

"MEVSİMLİK İŞÇİYİZ, GÜNDE 50 LİRA ALIYORUZ"

20 yaşına kadar hep okul bahanesiyle görücüleri geri çevirdiklerini söyleyen Hatice, "Son yıl gidemediğim için okulum 1 yıl uzadı. Her yıl ailece mevsimlik tarım işçisi olarak Erzincan'a, Fatsa'ya pancara ya da fındığa gidiyoruz. Günlük 50 lira alıyoruz. Lise son sınıfı hem okuyup hem çalışarak bitirdim. Çırçır fabrikasında da çalıştım. Sabah 08.00'de okula gidiyordum, öğleden sonra 15.00'te eve gelip fabrikaya... Sabaha karşı 03.00'te eve dönüp birkaç saat uyuduktan sonra okula gidiyordum. Ben bu zorluğa okuyabilmek için dayandım" dedi.


"'HAFTAYA SENİ EVLENDİRECEĞİM' DEYİP TOKATLADI"

Hatice, canına kıymak istediği o günü de şöyle aktardı: "Babama üniversite hayalimden bahsettim yine. 'Beni kursa gönderin' dedim. Bu yüzden tartışma çıktı. 'Ne dershanesi, zaten para yok. Haftaya gelip isteyecekler seni' dedi. 24 yaşında uzak bir akrabasıymış. Yüzünü bile görmedim adamın. 'Evlenmem. Ben bir hayatım olsun istiyorum' dedim. '1 hafta sonra evlendireceğim seni' dedi. Biraz da dayak. Tokatladı. Korktum. Bıçağı aldığım gibi kaçıp gittim. Sonrasını biliyorsunuz zaten..."

"BENİ DERSHANEYE GÖNDERİN"

Hatice'nin son sözü ise şunlar oldu: "Beni duyun, sesimi duyun. Evlenmek değil üniversiteye gitmek istiyorum. Bir hayatım olsun istiyorum. Devletten yardım istiyorum. Kitap alacak, kursa gidecek yol param yok. Karnımı doyuracak yemeğim yok. Sonuç olarak yaşayacak bir hayatım yok!"

"BURADA KIZLARIN KADERİ ERKEN EVLİLİK"

"Burada evlilikler erken" diye devam eden Hatice Avcı, ablalarını örnek gösterdi: "Suzan ablam 16 yaşında evlendi, Hanım ablam 14'ünde. Hasret ablamı 20'sinde gelin ettiler. Ben 20 yaşıma geldim. Evlenmekten çok korkuyorum. Amca kızım 16'sında gelin gitti, şimdi 18 yaşında. 2 çocuğu var. Erken evlenenlerin hepsi mutsuz, hepsi pişman. Benim bir hayalim var. Hemşire olmak istiyorum. Önce üniversiteye gideyim, okuyayım istiyorum. Bir mesleğim olsun; çalışıp daha iyi bir hayat yaşayayım. Güzel bir evim olsun. Tanımadığım, sevmediğim biriyle değil kendi istediğimle evleneyim istiyorum. O olaydan sonra babam vazgeçti ama belli mi olur? Buradaki kızların kaderi hep bu." (Habertürk)