Denizanalarının sahip olduğu jelatin bazlı vücut yapıları görünüşlerinin aksine oldukça güçlü bir hayatta kalma stratejisi olarak görülüyor. Şu ana kadar üç kez evrim geçiren ve değişmeden 500 milyon yıldır var olan jelatin vücutların, dünyada var olan yaşamın yüzde 99'unu yok eden bütün olaylardan sağ kurtulduğu söylendi.

Yapılan araştırmalarda denizanalarının süper güç denilebilecek kadar ilginç özellikleri olduğu ortaya konuldu. Taraklılar ismindeki bir denizanası türünün dirimsel ışık yayabildiği, başka bir tropik denizanası türünün fotosentez yapan bir yosunla simbiyotik bir ilişki kurarak yosunu güneş paneli olarak kullanıp enerjisini direk olarak güneşten aldığı ve ay denizanalarının bir türünün 400 bine yakın yavru doğurabildiği, denizanalarının süper güçlerine verilen örnekler arasında yer alıyor.

Tehlike durumunda denizanalarının pusula, deniz ciğeri ve ay gibi bazı türleri gelişimlerini tersine çevirerek olgunlaşmamış jelatin yapılarına geri dönebiliyor ve tehlike geçtiği takdirde tekrar gelişip hayatta kalabiliyor. Denizanaları hayatta kalma konusunda uzman olarak görülürken, çok sayıda denizanasının ortaya çıkması insan yaşamını da ekonomik ve sosyal olarak etkileyebiliyor. Bir bölgede çok fazla denizanası bulunması ağ balıkçılığını azaltabilme, elektrik santrallerinin soğutma borularını tıkama, balık ağlarına zarar verme ve turizmi olumsuz etkileme olmak üzere ekonomik insan yaşamında sorunlar yaratıyor ve sahip oldukları iğnelerin insanlara teması büyük rahatsızlıklar ve ileriki durumlarda ölümle sonuçlanabiliyor.

Denizanaları yaydıkları tehlikenin yanında insan hayatına katkı da sağlayabiliyor. Bilim insanları denizanalarından alınan bir jelatin yapıyla ürettikleri bir biyogösterge ile deniz canlılarının yaşamlarını gözlemleyebiliyor ve bu madde HIV ve Alsheimer hastalıklarının tedavi süreçlerinde kullanılabiliyor.