Dijital çağa damgasını vurmaya hazırlanan kadın liderlerin üç özelliği öne çıkıyor; sağduyulu, analitik, temkinli. Araştırmaya Türkiye’den katılan kadın liderlerin yüzde 83’ü teknolojik yıkımı tehditten çok fırsat olarak görüyor, küresel kadın liderlerde ise bu oran yüzde 77. Küresel kadın liderlerin yüzde 72’si sektöründe dönüşüm sürecinde önemli ilerlemeler kaydettiğini söylüyor, Türkiye’de ise bu oran yüzde 60. Küresel liderlerin yarısına karşılık Türkiye’deki kadın liderlerin yüzde 63’ü rakipler tarafından yıkılmayı beklemek yerine sektörünü aktif olarak yıkıma uğratmak için aksiyon aldığını söylüyor. 

Küresel kadın liderlerin yüzde 48’i, Türkiye’deki kadın liderlerin yüzde 67’si yapay zekâ, blok zinciri, 3D baskı ve karma gerçeklik gibi yeni teknolojiler konusunda rahat. Sadece yüzde 13’ü bu gelişimlere karşı rahat değil. Yani kadın liderler yıkıcı teknolojiyle başa çıkmaya hazır. Araştırmaya Türkiye’den katılan kadın liderlerin yüzde 47’si yapay zekâyı test ettiklerini söylüyor. Belirli bazı süreçler için sınırlı bir yapay zekâ uygulamasına başladığını ifade eden liderler ise katılımcıların yüzde 10’unu oluşturuyor. Yapay zekâ konusunda Türkiye’deki ile küresel kadın liderlerin arasında dikkat çeken bir fark var. Küresel sonuçlara göre büyük şirketlerin yüzde 39’u ve küçük şirketlerin yüzde 21’i yapay zekâ uygulamasına başlamışken Türkiye’de bu oran büyük şirketlerde yüzde 9, küçük şirketlerdeyse yüzde 11 seviyelerinde. 

Yüzde 80’ini erkek CEO’ların oluşturduğu 2018 Türkiye CEO Araştırması’nda liderler iş dünyasına yönelik ilk üç tehditi “ülkeselliğe dönüş’” “yeni gelişen/yıkıcı teknolojiler” ve “çevre/iklim değişiklikleri” olarak sıralarken, kadın liderlerde tehdit algısının tamamen farklı olduğu görülüyor. Türkiye’deki kadın liderler için ilk üç tehdit, “regülasyon riski”, “yeni gelişen/yıkıcı teknolojiler” ve “yetenek riski”.Kadın liderler hem kendi sektörlerinin hem de kendi işletmelerinin büyümesine olumlu bakıyor. Fakat bu güven, ulusal ve küresel büyüme beklentilerine aynı şekilde yansımıyor. Türkiye’de kadın liderlerin yüzde 80’i kendi şirketinin, yüzde 63’ü de sektörünün büyüyeceğine inanıyor. Küresel kadın liderler ve Türkiye’deki kadın liderlerin en önemli ilk 3 büyüme stratejisi, organik büyüme, üçüncü taraflarla stratejik anlaşmalar ve birleşme/satın almalar olarak sıralanıyor. 

Araştırmaya göre kadın liderler veri analitiğine açık ve sonuçlarına güven duyuyor. Kararlarını gerçeklere dayanarak alan veri odaklı katılımcılar, dijital müşteri kitlesinin ihtiyaçları konusunda da iyi bir anlayışa sahip, bu nedenle siber güvenliğe çok önem veriyorlar. 2018 Küresel CEO Araştırması katılımcılarının yüzde 84’ü ise kararlarını kendi tecrübe ve sezgilerine göre verdiklerini belirtiyor. Buna karşın Türkiye’deki her 5 kadın liderden üçü, son 3 yılda karar alırken veri analitiğinin sağladığı içgörülere güvendiğini, yüzde 86’sı da karar alırken kestirimsel veri modelleri ve analitiğini daha çok kullanmayı beklediğini ifade ediyor. Kadınları iş dünyasının her alanına dahil etmenin kaçınılmaz bir ekonomik zorunluluk olduğunu belirten KPMG Türkiye Denetim Bölümü Başkanı, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Çeşitlilik Lideri Nesrin Tuncer şöyle devam etti: 

“Bu araştırmayı yaparken amacımız, iş dünyasına yön veren kadın liderlerin sesini duyurabileceğimiz iş odaklı bir rapor yaratmaktı. Araştırma bize, sayıca azınlıkta olan kadın liderlerin büyük işleri teknolojiyi ve veriyi kullanarak yönetme yeteneğini gösteriyor. 

“Çünkü genel kanının aksine kadınlar ‘duygusal’ değil veriye dayalı kararlar alarak, teknolojik yıkımı kontrol etmeye odaklı çalışıyor. Kadın liderler, ortaya koydukları uzmanlık, iş zekâsı ve güvenle özel sektördeki rollerini kanıtlayarak kadınların yaşamın diğer alanlarındaki konumlarını da güçlendiriyor.

“Araştırmaya verilen yanıtlardan anlıyoruz ki, kadın liderler teknolojik devrime erkek yöneticilerden daha açık ve hazırlıklı. Araştırma sonuçları, dijital çağın kadınların dönemi olabileceğini gösteriyor. 

“TÜİK verilerine göre 2018’de 15 yaş ve üzeri erkeklerin yüzde 67.1’ine karşılık toplam nüfusun yarısını oluşturan kadınların yalnızca yüzde 29.7’si istihdam ediliyor.  

“Şirketlerde üst düzey ve orta kademe yönetici pozisyonunda çalışan kadınların oranı ise ancak yüzde 17’ye ulaşmış durumda. Oysa artık şirketler ve şirketlerin faaliyet gösterdiği ekonomiler kadın çalışanların gücünü göz ardı etmenin sonuçlarını kaldıramaz.”