HDP Milletvekil İdris Baluken'in 'Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak', 'Terör örgütü üyeliği' ve 'Terör örgütü propagandası yapmak' iddiasıyla ağırlaştırılmış ömür boyu ve 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın ilk duruşması Diyarbakır 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Davanın ilk duruşmasına Kandıra F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan Baluken, ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi SEGBİS ile katılırken, duruşmayı HDP Milletvekilleri izledi. HDP Milletvekili Ziya Pir de sabah kendi duruşmasında hakkında zorla getirme kararı veren 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmanın öğleden sonraki kısmına izleyici olarak katıldı.

Duruşmanın başında söz alan Baluken'in avukatları, yasama dokunulmazlığının kaldırılması değişikliğinin Anayasa'ya aykırı olduğunu belirterek, yargılamanın durdurulup, dosyanın Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesini istedi. Mahkeme ise sanığın dokunulmazlığının yargılama konusu suç yönünden kaldırıldığını gerekçe gösterip, talebin reddine karar verdi.

"3 AYDIR AĞIR TECRİT ALTINDA TUTULUYORUM"

Daha sonra savunması alınan İdris Baluken, 6 milyon oy almış bir siyasi partinin milletvekili olarak halkın iradesini temsil ettiğini belirterek, "Bu mahkemede şahsımızda 80 milyon insanın iradesi yargılanıyor olacak. 3 aydır ağır tecrit koşullarında tutuluyorum. Bir milletvekilinin 3 ay boyunca bu tecrit koşullarında tutulması açık bir işkencedir. Bu tecritte sorumluluğu olanlar tarih önünde hesabını verecektir. Tutuklama ile yasama görevim engellenmiştir. Anayasa değişikliğinde oy hakkım engellendi. Bunların hepsi anayasal suçtur. TBMM Başkanlığı yaptığımız tüm başvurulara karşı tüm sorumluluğu yargı kurumlarına atmıştır. Meclis Genel Kurulu'nda adım okunduğunda oy kullanamamışsam, bu tarihe geçmiştir. Meclis benim tutuklanmama karar vermedi. Sadece dokunulmazlığımı kaldırdı"dedi.

"MUHATABIMIZ YARGI DEĞİL SİYASİ PARTİLERDİR"

Bütün bu sürecin siyasi operasyon olduğunu ve yargı mercilerinin siyasi baskı sonucunda bu kararı verdiğini iddia eden Baluken, "Bizim hukuk sistemimizde aynı anda, birçok ilde farklı dosyalarla böyle bir operasyonu formüle edecek bir mekanizma yok. Farklı illerde farklı dosyalarla yapılan operasyonların siyasi baskı ile ilgili durumu ortaya çıkarır. İfadeye gitmememiz gözaltına alınmamıza gerekçe olabilir. Ama tutuklanmamıza olamaz. Muhatabımız yargı değil siyasi partilerdir. İddianameler kabartılarak milletvekilleri çok büyük suç işlemiş gibi algı oluşturuluyor. Bu güvenlik güçleri ve savcıların çoğu FETÖ'den tutukludur" dedi.

2.5 yıl süren çözüm sürecini yürüten barış heyetinin üyesi olduğunu da kaydeden Baluken ifadesinde, "Dolmabahçe mutabakatını açıkladığımız fotoğrafta Başbakan yardımcısı ve bakanlar ver. Hakkımdaki suçlamalar 2011-2012 yıllarına ait, o fotoğraf ise 2015 yılında çekildi. Suçlamalarda en küçük gerçeklik payı olsa, bu kişilerin bu bilgiyi bilmemesi mümkün değil. Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir Kürdüm. Milleti bölmem için önce kendi ailemi bölmem lazım. Çünkü benim eşim Türk'tür. Özerklik ve demokratik cumhuriyet bizim çözüm projemizdir. Biz Sayın Öcalan'ın selamını Başbakan ve bakanlara da götürdük. Diyarbakır halkına götürmemiz suç mu?" dedi.

Avukat savunmalarının ardından söz hakkı verilen Cumhuriyet Savcısı, Baluken'in tutukluluk halinin devamını istedi. Kısa bir aradan sonra kararını açıklayan mahkeme, sanığın savunmasının alınmış olması, toplanması gereken ve sanığın etki edebileceği delil bulunmaması, sanığın milletvekili olması ve Anayasa Mahkemesi'nin 4 Aralık 2013 tarihinde milletvekillerinin tutukluluk hallerinin incelenmesinde gözetilmesi gerektiğini ortaya koyduğu kriterleri gözönüne alarak Baluken'in tahliyesine karar verdi. Baluken'in yurtdışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrole tabi tutulmasına karar veren mahkeme, duruşmayı erteledi.

İdris Baluken'in duruşmasını izleyen HDP milletvekilleri adına adliye önünde açıklama yapan Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, "Bugün hakkında tahliye kararı verilmiş olması, ne o tecridi ne o hukuksuzluğu, ne de bu keyfi uygulamaları ortadan kaldırmamıştır. Şu an eş genel başkanlarımızla birlikte 10 milletvekilimiz tecrit koşullarında tutulmaya devam ediyor" dedi.