Torba Yasa görüşmelerinde son anda önergeye eklenen internet yasası daha önce de gündeme gelmişti. İnternet yasası ile ilgili düzenleme daha önce 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün önüne gelmiş ve Gül, internet yasasında düzenleme istemişti.

Bunun üzerine bu maddeler için 'özel yasal düzenleme' yapılmıştı. İşte Gül'ün itiraz ettiği o iki konu bu sefer, tartışmaya fırsat bırakılmadan son anda Torba Yasa'ya konuldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın onayıyla da yürürlüğe girdi.

Peki nedir bu internet yasası?

Artık, TİB Başkanı "milli güvenlik, kamu düzeninin korunması ve suç işlenmesinin önlenmesi" gerekçesiyle internete erişimi dört saat içinde durdurabilecek. Yani her şey yargı kararına gerek duymadan, TİB Başkanı'nın elinde. TİB Başkanı'nın bu müdahalesi ancak 24 saat içinde mahkemeye sunulacak.

Ve akıllara 'fişleme mi?' sorularını getiren diğer bir düzenleme ise, trafik bilgilerinin saklanması. Bir önceki yasada yer alan kullanıcılarının trafik bilgilerinin servis sağlayıcıları tarafından saklanması, ancak mahkemenin istemesi halinde TİB'e iletilmesi hükmü de torba yasayla değiştirildi. Buna göre artık TİB, istediği trafik bilgilerini yargı kararı olmadan direk temin edebilecek.

Yani artık, bilgisayarın başına geçtiğinizde şunu aklınızdan çıkarmayın. Hangi sitelere girdiğiniz, hangi sitede hangi sayfalara baktığınız ve ne kadar süre kaldığınız. İnternet üzerinden kiminle temas kurduğunuz. Artık her şey TİB'in elinde. Ve bu bilgileri almak için yargı kararına ihtiyacı yok.

Önceki yasaya göre internet sağlayıcılarının bu bilgileri altı aydan az, iki yıldan fazla olmamak üzere saklaması gerekiyordu. Şimdi ise, bilgilerin saklanmasına dair alt sınır bir yıla çıkartılıyor.

Peki bu durum Anayasa'nın 90. maddesi olan "temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır" aykırı değil mi? Evet aykırı ama hani çok meşhur bir söz var ya artık bizde "Burası Türkiye" her an her şey olabilir.

NEDEN BU YASAYA İHTİYAÇ DUYDULAR?

Evet, neden hükümet bu internete bu kadar taktı ve neden sürekli kısıtlama derdinde dersiniz? Aslında sorunun cevabı çok da uzak değil. Geçen yıl mayıs ayında başlayan Gezi olayları bunun asıl nedeni. Gezi olaylarında Twitter etkin bir şekilde kullanılmış. İnsanlar Twitter üzerinden örgütlenmiş, televizyonlarda yayınlanmayan bütün olaylar Twitter'da yer almıştı. Sadece Twitter mı? Youtube da bu dönemde etkin rol oynamıştı. Gezi sürecinde meydana gelen polis şiddeti bu sayede milyonlara ulaşmıştı. Hatırlarsanız hükümet Twitter'ı kapatmış, ama mahkeme kararı olmadığı için sıkıntı yaşanmıştı. Sadece bu gerekçeler mi? Tabii ki hayır. Youtube düşen ses kayıtları da büyük ses getirmişti. İnternet sayesinde hızla yayılan ses kayıtları için hükümet sadece 'montaj' açıklaması yapmıştı. Ve yine hükümet önünde yargı engeli olduğu için ses kayıtlarının yayılmasını bir türlü engelleyememişti. Polis Twitter üzerinden yorum yapan bir çok kişiyi gözaltına almış, hatta haklarında yargılama başlatılmıştı. Her ne kadar 'montaj' dense de son günlerde polise karşı düzenlenen 'yasa dışı dinleme' operasyonu da bunun bir etkisi aslında.

İşte sosyal medyanın, internetin gücünü gören hükümet şimdi bunu kontrol altına almak için gerekli her türlü adımı atıyor. Aslında onlar açısından bakarsanız haksız da sayılmazlar değil mi?