Yaklaşık 20 yıldır Bodrum'da yaşayan ve 18 yıldır bahçe mobilyaları mağazası işleten iki çocuk babası 55 yaşındaki Namık Kemal Başbay, motosikletle seyahat etmeye 7 yıl önce başladı. Motosiklete binen yakın arkadaşları sayesinde "iki teker" tutkusu başlayan Başbay, farklı heyecanlar aramak ve yeni yerler keşfetmek için bu yolda ilerledi. 

Motosiklet kullanmak için profesyonel eğitim alan Başbay, daha sonra uzun turlar yapmaya karar verdi. Seyahat etmeyi çok seven Başbay, Asya Kıtası ile başladığı dünya turunu, Güney Amerika'yla devam ettirip, gezdiği 20'den fazla ülkede farklı maceralar yaşadı. 

Zorlu ama bir o kadar da keyifli olan dünya turlarından bazı hikayelerini AA muhabiriyle paylaşan Başbay, motosikletin kendisi için bir yaşam tarzı haline geldiğini söyledi.

Turlarda geçirdiği kazalara rağmen motosiklet tutkusunu hiç kaybetmediğini belirten Başbay, "2015 yılında Arjantin'de çok ciddi bir kaza yaptım. Şili sınırına yakın bir yerde toprak yolda motoru devirdim. Patagonya çölüydü. Tesadüfen geçen bir kamyondan yardım istedim. Ben o gün öleceğimi düşünmüştüm. Korkunç ağrılarım vardı. O kazada omurga, kaburga ve köprücük olmak üzere 7 kemiğim kırıldı. Arjantin'den İstanbul'a uçakla getirildim. Sponsorum olan hastanede 10-12 saat süren çok ciddi iki ağır ameliyat geçirdim. Tedavi sürecim çok uzun sürdü." diye konuştu. 

Tedaviden 73 gün sonra yeniden kaza yaptığı yere döndüğünü anlatan Başbay, motoruna binip kaldığı yerden turuna devam ettiğini ifade etti. 

Omuriliğindeki 30 vidayla tura çıktı

Turunu tamamladıktan sonra yeniden hastaneye geldiğini belirten Başbay, şöyle konuştu:

"Turda geçirdiğim kazayla ilgili üç ayrı ameliyat geçirdim. Felç riski de bulunuyordu. Üçüncü kez aynı yeri açtılar ve buradaki 16 vida 30'a çıkarıldı. Yaşadığım bu sürecin ardından yine turlara devam ettim. Güney Amerika'ya bir kez daha gittim. Burada motosikletle 14 ay gezdim. Çok keyifli ve güzel bir seyahatti. Ben her zaman 'yolda hayat var' diyorum. Yollarda çok güzel arkadaşlıklar edindim. Halen de onlarla görüşüyorum."

Yabancı dil bilmemesine rağmen onlarca ülke gezdiğini ifade eden Başbay, "Ben ne İngilizce, ne  İspanyolca biliyorum. Bazı insanlar inanmıyor. Ben vücut diliyle, hareketlerle, mimiklerle birkaç kelimeyi yan yana koyarak derdimi anlatmaya çalıştım. Hep de bugüne kadar becerdim ama dil bilerek gezersek daha keyifli olur. Daha güzel ve bol hikayeler yaşarsınız." diye konuştu. 

Motosikletle seyahat etmeyi diğer ulaşım araçlarından daha çok sevdiğini aktaran Başbay, rüzgar alıp, doğayla iç içe olmanın kendisine büyük keyif verdiğini belirterek, tek kaportasının, başındaki kaskı ve üzerindeki motosiklet kıyafetleri olduğunu söyledi. 

"İnanılmaz derecede Türk dizileri seyrediliyor"

Güney Amerika'da çok büyük bir ilgiyle karşılaştığını belirten Başbay, "Bu bölgede inanılmaz derecede Türk dizileri seyrediyor. Türkiye hakkında geniş bilgiye sahipler. Seyrettikleri dizinin Türk dizisi olması nedeniyle Türklere olan ilgileri de bir o kadar artıyor." dedi.

Turlarda gece yolculuğu yapmamaya özen gösterdiğini ifade eden Başbay, zorunlu haller dışında gündüz yolculuğu yaptığını, motosiklette güvenliğin ön planda olduğuna vurgu yaptı.

İleriye dönük planlarını da yaptığını söyleyen Başbay, konuşmasına şöyle devam etti:

"Motorcu ölür ama yollar, planlar bitmez. Bundan sonra sırada Afrika turum var. Buranın planlarını ve hazırlıklarını yapıyorum. Bilgi ve donanımlarımı artırmak istiyorum. En kısa zamanda bu tura da başlayacağım. Uzun seyahatlerde Türk yemeklerimizi çok özlüyorum. Dünyanın hemen hemen bütün okyanuslarını gördüm. Bizim Ege ve Akdeniz'in berraklığı ve güzelliği kadar hiçbir yerde görmedim. Ülkemizde dört mevsim var. Bizde her şeyi yaşıyorsunuz. Doğa ve coğrafya olarak dünyayı gezdim, ama Türkiye gibisi yok. Bizim ülkemiz yemekleriyle, doğal güzellikleriyle, estetiğiyle çok güzel. Dünyanın başka ülkelerinde de güzel insanlar var ama burası ayrı bir güzel."