Şefika Bal - İzmir Kas Hastalıkları Derneği üyesi ve şair İbrahim Erdinç, yıllardır engellilerin yaşama katılmasıyla ilgili mücadele veriyor. Yaklaşık 22 yıldır kendisi de kas hastalığı olan Erdinç, engellilerin yaşama katılımını, pozitif enerjilerini arttırmalı ve hayatı onlar için daha güzel kılmalıyız diyerek engelliler için herkesin sorumluluk sahibi olduğunu hatırlattı.

Engelliler evden çıkmak istemiyor

25 yaşında bir öğretmenken kas hastalığıyla tanışan İbrahim Erdinç'in hastalığı bir tip hastalığı. Rahatsızlığının ilk zamanları yanlış tedavi ve tanılarla karşılaştığını belirten Erdinç, "Bu tür hastalıklarda tip farklılıkları olduğu için doktor teşhis koyarken ya hastalığı tanımalı ya da karşılaşmış olmalı. Bende de bu süreç  uzun oldu. Zamanla güç kaybettim ve mesleğimi yapamaz hale gelerek öğretmenliği bıraktım" dedi. "Mesleğimi bıraktım ama insanlar için çalışmaktan hiçbir zaman vazgeçmedim" diyen 52 yaşındaki İbrahim Erdinç, "Zaten hayatın tadı orada, insanların hayatına dokunabildiğimiz sürece var oluyoruz. Mal, mülk para birer araç" diye konuştu.

Arızalı değil hasta insan

Sık sık ötekileştirmeye mağruz kaldıklarının altını çizen Erdinç, engellilerin en sık karşılaştıkları problemlerin eğitim, engelli erişimi ve hasta ile aile arasındaki bağ olduğunu söyleyerek, "Önce hastalığı aile ve hastanın çevresi kabul etmeli. Çünkü bizde hasta insan arızalı insan gibi bir anlayış var. Yapılan bir araştırmada 'insanların hasta bir kişiyle komşu olup olmak istemeyeceği' araştırılmış ve yüzde 70 oranında 'Yaşamak istemem' cevabı çıkmış. Ülkemizde durum ne yazık ki böyle. Hasta olanlar öteki olarak görülüyor. Eğitim sorunu da, hasta ailelerinin özellikle varoşlarda yaygın olarak hasta çocukların eğitimle olan ilişkisinin önemsenmemesi durumu. Ancak o da insan, o da eğitim almak isteyebilir. Bir hastanın da bir şeyler yaratabileceğini, topluma katkı sunabileceğini düşünmek gerekir. Aileleri de bu konuda eğitmek gerekiyor. Dünyada çok sayıda fiziksel engelleri insan, engellerine rağmen başka insanların hayatına dokunabilmiş veya büyük işler başarabilmiş. Önce zihindeki engelleri kaldırmak gerekiyor. Onu ortadan kaldırdığımız zaman ancak sorunlar çözülür" diye konuştu.

Pozitif bakacak sebepler lazım

Uzun süredir yazılar yazıyordum, sonra da dernekle ilişkilerimi geliştirdim. Bir kitap yazdım, 'Ay Mavisi Geceler' adında. Şimdi de kitabın ikincisini yazmak için çalışıyorum.  Kitabımda, engellilerin yaşama katılımını anlattım. Bizde bu yaşama katılım ne yazık ki çok zayıf. Engelli arkadaşlarımız dışarı çıkmak istemiyorlar. İnsanların bakış açısı kötü, engelli erişmi yok... Bu sebepler engellileri evde olmaya itiyor ancak bu doğru değil. Yaşama katılım şansı az ve çok az insan mücadele ediyor. Mücadeleyi bırakmamak gerekiyor. Herkesin yaşam enerjisi birbirinden farklı. Kimisi engelini önemsemiyor devam ediyor kimisi ise bunun yüzünden evinden çıkmıyor. Bu yaşam enerjisi yerinde olmayan insanlar için uğraşmamız, gerek psikolojik destek gerekse yaşama katılımında yardımcı olmaya çalışmalıyız. Hayata pozitif bakmayı sağlayacak sebepler gerekiyor" diyerek hastalıkların yaşamlara engel olmaması için uğraştığından bahsetti.