Başbakan Ahmet Davutoğlu, dün Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında molotof kokteyli ve maske ile ilgili dikkati çeken bir çıkış yaptı.

Kobani olaylarının ardından yeni tedbirler alınması gerektiğini ifade eden Davutoğlu, “Suç işlemeye niyeti olmayanların telaş etmesine de mahal yoktur ama niyetli olanlar bilsinler ki bundan sonra molotof ile bir yere yaklaşan ateşli silahla yaklaşmış muamelesi görecek. Şimdiden uyarıyorum. Toplantı, gösteri yürüyüşü diye izin alıp, bir takım teröristlerle eğer ellerinde molotof ile ambulansa, iş yerlerine yaklaşırlarsa, içinde insan olan, genç bir kızımızı kaybettiğimiz belediye otobüslerine yaklaşırlarsa terörist muamelesi görecekler ve durdurulacaklar, kimse şikayet etmesin sonra” değerlendirmesinde bulundu. Davutoğlu, şöyle devam etti:
“O saldırganın canı ne kadar kıymetliyse o mağdur genç kızımızın canı da öylesine kıymetli. O ambulansta giden yaralının da yüzü yanan polisin de canı kıymetli. Hırsızın elinin serbest kaldığı, vatandaşın elinin bağlı olduğu bir dönem yok. Bu özgürlük de değil. ABD’de Avrupa’da müebbete kadar cezaları var. Yapımı kolay olması öldürücü olmadığı anlamına gelmiyor. Bir anda öyle panik oluşturuyor ki molotof, yangın yeri gibi oluyor onlar panik çıkarmak istiyorlar. Paniğe izin vermeyeceğiz, panik terör havasına izin vermeyeceğiz. Kimse molotofu eline almaya cesaret etmesin. Uyarıyorum ve sonra şu yaştaydı şu gençteydi değil... O zaman bizi dönüp suçlamasın kimse.”

‘O hazırsa biz de hazırız’

Her yeriyle yüzünü kapatmış. İdeolojik olarak bize ne kadar karşı olursa olsun, en uç ve ekstrem noktadaki vatandaşın, siyasi görüş farkı olan vatandaşın özgürlükleri de bizim özgürlüğümüz kadar kıymetlidir. Onun için de maskeyle birisi herhangi bir yere doğru yürüyorsa toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmıyordur. Bir suç işlemeye hazırım diyor o görüntüsüyle. O suç işlemeye hazırsa biz de suçu engellemeye hazırız. Hiçbir şekilde bunlara taviz vermeyeceğiz.

‘Neyi gerektiriyorsa o’

İçişleri Bakanı Ala, Davutoğlu’nun açıklamalarının, “vur emrini de mi kapsadığı” sorusu üzerine, “O cümle neyi gerektiriyorsa odur. O ateşli silahla yaklaştığı zaman hangi sonuçlar ortaya çıkıyor? Molotofkokteyli ile yaklaştığında daha büyük, daha ölümcül, daha beter sonuçların ortaya çıktığını Türkiye yaşayarak görmüştür. Ateşli silah neyse molotofkokteyli odur” yanıtını verdi.

Polise yasanın verdiği yetki

Edinilen bilgiye göre TCK’nın 6. maddesinin f bendine, “molotofkokteyli” de eklenecek ve silahlar arasında sayılacak. Halen yürürlükte olan Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 16. maddesinde polisin, “zor ve silah kullanma” yetkisi düzenleniyor. Buna göre kanun, polise, “görevini yaparken direnişle karşılaşması halinde, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde zor kullanmaya” yetki veriyor.  Kanun, polisin, kaçan bir kişiye yönelik silah kullanmadan önce kişiye duyabileceği şekilde “dur” çağrısında bulunmak zorunda olduğunu düzenliyor. Buna göre kişinin “dur” ihtirarına uymayarak kaçmaya devam etmesi halinde, polis önce uyarı amacıyla silahla ateş edilebiliyor. Buna rağmen kaçmakta ısrar etmesi halinde ise, “kişinin yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde” silahla ateş edilebiliyor. Ancak kanun, direnişini kırmak istediği veya yakalamak istediği kişinin “silah” kullanması halinde polise dur ihtarında bulunmadan ve uyarı amaçlı ateş etmeden de ateş edebilme yetkisi veriyor.

Bu düzenlemeye göre molotof kokteylinin “ateşli silah” sayılması halinde polis, doğrudan, uyarı amaçlı ateş etmeye gerek görmeden ve “duraksamadan”, yani sürekli biçimde, seri olarak, molotof kullanan kişilere ateş edebilecek.

Ateşli silah bulundurmak kapsamında da molotof bulunduranlara 3 yıla kadar hapis cezası daverilecek. Kullananlara ise daha ağır cezalar uygulanacak. (Milliyet)