Kadıköy'de yaşayan ve 2012 Londra Paralimpik Oyunları'nda bronz madalya kazanan Türkiye Goalball Milli Takımı'nda da yer alan 31 yaşındaki Uçar, kendisine rehber köpek sahibi olmaya karar verdi.

Öğrenciliğinin yanında Kadıköy Gençlik Spor İlçe Müdürlüğü'nde çalışan Uçar, yaptığı başvurunun ve uygunluk testlerinin ardından Aslan'la birlikte eğitim aldı. Aslan'ı tanımadığı için başlangıçta ona alışıp alışamayacağı endişesi taşıyan Uçar, eğitimin ardından 3,5 ay önce Aslan'la bir takım olarak, onunla evini ve yaşamını paylaşmaya başladı.

Hafta içi saat 06.00'da kalkan Uçar, sabah kişisel bakımının ardından Aslan'ın tüylerini tarıyor, bakımını yapıyor, mamasını ve suyunu veriyor. Uçar ve Aslan, Yeldeğirmeni'ndeki evlerinden çıkarak, Söğütlüçeşme Metrobüs Durağı'na yürüyor. Metrobüsle Avcılar'daki kampüse giden ikili, derslerin ardından yine metrobüsle eve dönüyor.

Uçar'ın sahildeki yürüyüşünden market alışverişine, arkadaşlarıyla kafedeki buluşmasından minibüs seyahatine kadar her anında ve adımında yanında olan Aslan, Uçar'ın komutlarını takip ederek, güvenli şekilde yürümesini sağlıyor.

Yusuf Uçar, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, Aslan'la yaşamaya başlamadan öne baston kullandığını söyledi. Bastonla yürümenin rehber köpeğe göre çok daha zor olduğunu dile getiren Uçar, şöyle konuştu:

"Bastonla yürümek problemli çünkü yolda yürürken yola odaklanıyorsunuz, çarpacak mıyım, kafama bir ağaç dalı gelecek mi, araç var mı yolda gibi engelleri düşünerek yürüyorsunuz. Bu da zihin olarak sizi oldukça yoruyor. Baston önünüzdeki bir cismi görmüyor ama Aslan görebiliyor. Rehber köpek bir nevi gözünüz oluyor aslında. Aslan'la yürürken hiçbir şekilde olumsuz bir durum olmuyor, gayet rahat ve huzurlu bir şekilde yürüyorum. Hatta bastonla yürüdüğümün 2 katı daha hızlı yürüyorum. Rehber köpek hem daha hızlı yürütüyor hem de hiçbir endişeye mahal kalmadan rahat istediğim yere gidebiliyorum."

 "Sıranın önüne geçmeye çalışıyor"

Okula gittikleri sabahlar metrobüs durağına yürüdüklerini anlatan Uçar, "1 saat boyunca Avcılar'a kadar yolculuk sürüyor. Aslan'la beraber derslere ve sınavlara giriyoruz. Ders çalışırken yanımda oturuyor ama genelde dersi çok dinlemiyor, uyumayı tercih ediyor. Sınavlara da girip uyumayı tercih ediyor. Okuldan çıkıp metrobüs durağına yürüyoruz. Durağa geçtiğimizde metrobüse binmek için sıra oluyor normalde, bazen Aslan sıranın en önüne geçmeye çalışıyor. O öne geçiyor, ben onu arkaya alıyorum. Son birkaç binişimizde doğrudan sıranın arkasına gitmeye başladı. Normalde kapı açılırken hemen binmek istiyor, onun yanlış olduğunu beklemesi gerektiğini söylediğimde anlıyor." diye konuştu.

Uçar, Aslan'ın rahat etmesi ve dinlenmesi için boş zamanlarında uyuması gerektiğini belirterek, okulda oldukları hemen her gün Aslan'ın tasmalarını çıkardığını ve yeşillik alanında koşup enerjisini atmasını sağladığını söyledi.

Tasmasını eline aldığında Aslan'ın gideceklerini düşünerek ayağa kalktığını dile getiren Uçar, "Bildiğimiz yerlerde nereye gitmek istediğimi aşağı yukarı anlıyor ama ilk defa gittiği bir yerde benim komut vermem gerekiyor çünkü o bölgeyi bilmiyor, haliyle bana bakıyor 'Ne yapalım?' diye ben de nereye gideceksem, 'Sağa git, sola git veya düz git' diyorum, o şekilde anlaşıyoruz." dedi.

Uçar Aslan'ın hızlı bir araç gördüğünde durduğunu veya kendilerine doğru koşan biri gibi bir tehlike fark ettiğinde yavaşlayıp o kişinin ne yapacağına baktığını, koruma amaçlı olarak kendini frenlediğini ve olumsuz bir durum olmaması için dikkat ettiğini belirtti.

 "Rehber köpek, lütfen sevmeyin"

Uçar, Aslan'ın evde de her şeye uyum sağladığını, oynamak istediğinde topunu getirdiğini, kendisi uyuduğunda onun da uyumak için yerine geçtiğini anlatırken, "Aslan'la yaşamaya başladığımdan beri çok daha mutluyum, huzurluyum. O benim yol arkadaşım olmasının dışında ev arkadaşım da aynı zamanda." diye konuştu.

Rehber köpeklerin görme engellilerin hayatlarını her açıdan kolaylaştırdığını vurgulayan Uçar, şunları söyledi:

"Rehber köpek herkese verilmez, onları sevebilmek, onlara saygı duymak gerekiyor. Çevreden genellikle olumlu görüşler alıyorum ama bazen rehber köpeğin ne olduğunu bilmeyenlerin kafalarında bazı soru işaretleri oluyor. Rehber köpeklerin başkaları tarafından sevilmesi, onların dikkatlerini ve odaklarını dağıtabilir. Bu da sahibini ve kendisini tehlikeye atabilir. Sevmeye çalışanlar çok oluyor. 'Rehber köpek, lütfen sevmeyin.' diyorum. Aslan'ın üzerindeki yazıyı da okuyorlar ama ona rağmen 'Çok tatlı ne yapalım.' diyorlar. İnsanlardan bu konuda biraz daha duyarlı olmalarını bekliyoruz."