Olay, geçen yılın 13 Haziran gecesi, Bursa’nın merkez Yıldırım ilçesinde meydana geldi. Eşinden 3 ay önce ayrılan Dilek Bozal ile sevgilisi Muhammed Ertaş, arkadaşları Yasin Kakşa ve Resul Eren ile birlikte kiralık otomobille gezmeye çıktı. Otomobille Yüksek İhtisas Hastanesi'nin bahçesine gelen şüpheliler, bir ara 'tabanca pazarlığı' yaptı. Resul Eren, iddiaya göre, tabancasını boşaltıp, Ertaş’a uzattı. Bu sırada, tabanca ateş aldı ve Ertaş’ın yanında oturan Bozal, bacağından yaralanarak, bayıldı. Genç kadının yaralandığını fark etmeyen ve silah sesinden korkup, bayıldığını zanneden şüpheliler, otomobille 1 saat dolaşıp, genç kadının ayılmasını bekledi. Baygın haldeki Bozal'ı ayıltmak isteyen şüpheliler, bir kokoreççiden aldıkları soğanı genç kadına koklattı. Bozal, ayılmayınca paniğe kapılan sevgilisi Ertaş ile arkadaşı Kakşa, yaralı kadını bir özel hastanenin acil servisine götürdü. Bozal’ın aşırı kan kaybından yaşamını yitirdiği belirlendi.

HASTANEDEN KAÇAN ŞÜPHELİLER, GÜVENLİK KAMERASINDA

Durumu öğrenen Ertaş ve Kakşa, aynı otomobille kaçarak, ortadan kayboldu. Ertaş ile Kakşa’nın genç kadını hastaneye getirdiği anlar ise hastanenin güvenlik kameralarına yansıdı. Olayın ardından Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, geniş çaplı soruşturma başlattı. Kurulan özel ekip, Mobese ve güvenlik kamerası kayıtlarını inceleyerek, otomobili ve şüphelileri tespit etti. Önce Bozal'ın cinayet zanlısı olduğu iddia edilen sevgilisi Ertaş, ardından arkadaşları Kakşa ve Eren ekipler tarafından gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen sanıklardan Ertaş ve Kakşa tutuklanırken, Eren ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Sanıklardan Muhammed Ertaş, önce Dilek Bozal’ın Karapınar Mahallesi Aktaş Tepe mevkisinde başka bir araçtan açılan ateş sonucu vurulduğunu iddia etti. Daha sonra otomobilde yapılan 'tabanca pazarlığı' sırasında olayın meydana geldiğini anlatan Ertaş, "Resul, Yasin’e tabanca satmak istedi. Sonra da Yasin’e vermek üzere çıkardığı ve doldur-boşalt yaptığı tabanca, patladı. Dilek’in vurulduğunu anlamadık, silah sesinden korkup, bayıldığını sandık. Sonra hastanenin önüne geldik. Araçtan inen Yasin ve Resul, Dilek’i acil servise götürdü. Ben, otomobille ayrıldım. Yasin, telefonla aradığında da Dilek’in öldüğünü söyledi" dedi.

Yasin Kakşa ise polise verdiği ifadesinde, otomobil içinde, Resul’ün satmak amacıyla kendisine silah gösterdiğini söyleyerek, şöyle devam etti:

“Arka koltukta Muhammed ve Dilek oturuyordu. Muhammed, silaha bakmak istediğini söyleyince Resul, şarjörünü çıkardığı tabancayı Muhammed’e verdi. 3-4 dakika sonra silah sesi duyuldu. Muhammed’in 'Ben ne yaptım?’ dediğini duydum. Dilek’in vurulduğunu anlamadık, silah patlayınca, korkudan bayıldığını düşündük. Kokoreççiden soğan alarak, Dilek’e koklattık; ancak ayılmadı. Bunun üzerine sağlık kabinine götürdük. Görevli kontrol edip, nabzının düşük olduğunu söyleyince, Dilek’i özel bir hastanenin acil servisine götürdük. Ben, Resul’le birlikte otomobile binip, hastaneden ayrıldım. 15 dakika sonra Muhammed arayıp, Dilek’in öldüğünü söyledi."

Resul Eren de tabancayı Yasin’e verdiğini, Yasin’in de arka koltukta oturan Muhammed’e silahı verdiğini ve bu sırada tabancanın patladığını ileri sürdü. Olayla ilgili belgeleri toplayan cumhuriyet savcısı, iddianamesini tamamladı. Savcı, tutuklu sanıklar Muhammed Ertaş ve Yasin Kakşa ile tutuksuz sanık Resul Eren hakkında ‘kasten adam öldürmek’ suçundan ömür boyu hapis cezası, Eren'e silahı temin eden Oğuz Ton hakkında ise ‘ruhsatsız tabanca bulundurmak’ suçundan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dosyayı Ağır ceza Mahkemesine gönderdi.

Sanıkların, önümüzdeki günlerde, Bursa 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacağı belirtildi.