Prof. Dr. Mekik ile Araştırma Görevlisi Dr. Samed İnyurt, iyonosferdeki toplam elektron miktarının (TEC) araştırılmasına yönelik yaptıkları "İyonosferik TEC dalgalanmalarının uydu bazlı konumlama sistemiyle araştırılması" isimli doktora çalışmasında, dünyada ve Türkiye'de Richter ölçeğine göre büyüklüğü 6'nın üzerindeki 17 depremi inceledi. 

Prof. Dr. Çetin Mekik, gazetecilere yaptığı açıklamada, 6 yıl süren çalışmanın esas itibarıyla atmosferin üst tabakası iyonosferdeki, toplam elektron miktarının araştırılmasına dayalı olduğunu belirtti. 

Atmosferin çeşitli katmanlarının bulunduğunu ama uydu sinyalleri ve benzeri sinyaller açısından atmosferi iki aşamalı düşündüklerini dile getiren Mekik, şunları söyledi:

"İyonosfer tabakası, GPS (küresel konumlama sistemi) sinyalinin atmosfere girdiği andan itibaren ilk karşılaştığı tabakadır. Burada sinyalimiz geçerken, toplam elektron miktarına bağlı olarak değişik etkilere maruz kaldığını biz yıllardan beri biliyorduk. Biz bu etkileri incelemeye karar verdik ve en büyük etkinin de toplam elektron miktarı olduğunu gördük. Toplam elektron miktarı, bizim uydu sinyallerimizi etkiliyor, geciktiriyor ya da hızlandırıyor. Toplam elektron miktarının neden meydana geldiğini araştırdığımızda, değişik etkilerin sebep olduğunu fark ettik. Öncelikle güneş aktivitesinin yani uzay ikliminden kaynaklanan sebeplerden bu toplam elektron miktarının değiştiğini fark ettik. Manyetik fırtınalar, solar etkiler, güneşteki patlamalar, aşırı manyetik yüklenmeler gibi. Bir de deprem öncesinde ve deprem sırasında toplam elektron miktarında yükselme ve alçalma anlamında çok ciddi dalgalanmalar olduğunu fark ettik. Daha sonra biz buna yoğunlaştık." 

"Yer ve uzay bilimi çalışan mesleklerin tamamına veri sağlanmış olacak" 

Prof. Dr. Mekik, dünya üzerinde 2016'ya kadar büyüklüğü 6'nın üzerindeki 17 depremi incelediklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Manyetik fırtına, solar aktivite gibi değişik etkileri de arındırarak, geriye sadece depremden kaynaklanan etkinin olduğunu yüzde 94 olasılıkla tespit ettik. Bu çok ciddi bir rakam. Dolayısıyla bugün, daha önceden olmuş depremlere bakarak, biz depremin işaretini (öncülünü) tespit ettik. Sürekli olarak Türkiye'de Otomatik İyonosfer İzleme Sistemi ya da Üst Atmosfer İzleme Sistemi kurulursa, bizim yöntemimiz de buraya uygulanırsa en geç 2 gün ve hatta daha da erken 10 gün öncesinden bile depremleri Türkiye'de anlık olarak haber verebilme ihtimalimiz var, diye umut ediyoruz." 

Türkiye'de şu anda çok kaliteli konum bilgisi üreten Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ve Harita Genel Müdürlüğü tarafından işletilen TUSAGA-Aktif adlı bir GPS ağı bulunduğuna işaret eden Mekik, sürekli ve kaliteli hizmet veren bu ağa otomatik yapıda bir İyonosfer İzleme Sistemi de eklendiğinde, depremin 2 gün öncesine kadar tespit edilebileceğini ifade etti. 

Mekik, böyle bir sürekli İyonosfer İzleme Sistemi kurulduğunda, bütün yer ve uzay bilimi çalışan mesleklerin tamamına veri hattı sağlanacağına işaret ederek, toplam elektron miktarında anomali yaratan bütün durumları tek tek incelediklerini ve ayıkladıklarını, geriye sadece bunların dışında hala anomali olduğunu fark ettiklerinde buna "deprem" dediklerini kaydetti.